BEN KİMİM?

Bendeniz siz insanoğlunun, enlerin zirvesinde kıymet verdiği varlığım. Öyle şımarttınız ki beni megaloman oldum çıktım.

Bazen ceplerde dolaşırım, bazen sandıklarda, bazen sanal ortamda, bazen zahire torbalarının içinde, hatta kimi zaman toprağın altında saklandığım oluyor.

Kimisi zor elde eder, benle nasıl baş edeceğini bilemez; altına çevirir rahat edemez, Hristiyan banknotuna dönüştürür kur düşer, yine yerliye dönerim. Önünde sonunda esnafın eline düşerim.

Anlayacağınız tüm gün kuyumcu, çarşı, pazar, peynirci, konfeksiyoncu, tefeci, tetikçi, elden ele gezer dururum.

En çok nefret ettiğim durum, ayakkabı kutuları içinde saklanmak, havasız kalmak perişan ediyor benceğizi.

En uzun konakladığım cepler yaşlı amca ve teyzeler; kıyamazlar bana. Üzerime sarmadıkları şey kalmaz, bazen bir deri parçası, bazen bir tülbent yırtığı, artık kimseler görmesin diye mi yoksa bir zeval gelmesin diye mi? Bilmiyorum.

Bazen aylarca bazen yıllarca kalırım oralarda zerremin bile hesabını yaparlar. En kısa konakladığım mevzi hırsız cepkenleri, dakikalar içinde devrederler beni.

Çoğu zaman sigara, karpuz, ekmek ve peynirle takas olurum. Birde heyecanlı kaçışları vardır ki sormayın kendilerine zarar gelse bana zarar gelmez, sıkı sıkı sarar korurlar beni.

Dedim ya yeryüzünün hâkimiyim ben bu kadar da ilgi görecem elbette. Tek şikâyetim banyomu yaptırmaz hiçbiri, hâlbuki o kadar terliyor ve ‘kirleniyorum ‘ ki.

Ama eline geçtiğim şahıslar heyecandan, hırstan, aceleden fark etmiyorlar kirimi.

Oluşturulan lobiler, klikler, derin devlet dediğiniz mekanizmalar sosyalleşmek için bir araya gelmiyorlar herhalde. Tabii ki daha çok ‘ben’ için.

Birde laf açılınca kötülerler beni, yok ben ellerinin kiriymişim de, bahtım yokmuş da, hemen tükenirmişim de…… Laaaan bırak, yalancılar beni tüketen siz değil misiniz?

Ağzımda yok dilimde yok ben ne yaptım ki? Benim için birbirinizi satan sizsiniz.

Benim için ek işler yapan, sabah akşam çalışan, beş ayrı kurumdan maaş alan yine de doymayan siz;

kötü olan ben. Hem bu kadar sevip sayıp hem niye yüzüme baka baka küfrediyorlar anlamış değilim.

Ha az kalsın unutuyordum, kara para diye literatüre isim eklemişler. Ben bu lakabı asla kabul etmiyorum. Oyun oynar gibi ülke ülke gezdirip güya aklıyorlar beni.

“ Ey insanoğlu siz önce kendinizi aklayın” Sizsiniz ulan kara!

Tuhaf bu insanoğlu çok tuhaf. Tabi bunları kendi kendime anlatıyorum (bide sizleri çok yakın bulduğumdan şuan sizlere)

Yoksa sahiplerimi rencide etmek gibi bir niyetim yok.

Bakmayın öyle kâğıt parçası olduğuma, kendi çapımda karakter sahibiyim bende hem öyle olmazsam siz bu kadar değer verir miydiniz bana?

Neyse benim hikâyemden roman olur. Şimdi bir üniversite öğrencisinin cebinde debelenip duruyorum canım sıkıldı, garibim saatlerdir beni nereye harcayacağını düşünüyor da.

Kim bilir bu geceyi nerede geçireceğim. Bu arada tanışalım BEN PARA, ya siz