EN YAKININ KİM
Zor sorular sor kendine, çalışmadığın yerden olsun. Kim en yakının?
Kafandan geçenleri sansürlemeden, belli kısımları atlamadan, kendine saklamadan, anlatabildiğin kim.
Soyut ve ruhani olarak kimin yanında çıplaksın.
Konuşurken, yerken, kendi dünyana ait detaylar verirken, hareket ederken en doğal halinle davrandığın kim.
Dilinin ucuna dolan kelimeleri yutmuyorsan, söyleyebiliyorsan bir yakınım vardır diyebilirsin.
Şöyle düşünür böyle düşünür gibi kaygıların kimin yanında yok?
Annen? Baban? Dostun? Eşin? Sevgilin? Evladın?
Yoksa hiç birimi…
Açamıyorsan kendini hiç kimseye vay haline.
‘biri olmalı mutlaka’ ruhunu çıplak gören.
Bir sürü adalet, doğruluk, ilke, ideoloji naraları atıp esasen içinde bunların hiçbirini taşımıyor olabilirsin.
Ama biri bunu mutlaka bilmeli gerçek rengini bilen en yakınındır.
Kim en yakının? Kahve mi, çay mı, alkol mü, kitaplar mı, sigara mı?
Ya da Rabbin mi en yakının?
Güçsüz yanımı zayıf yanımı görmesin deme, biz beşeriz.
Somut yakınlık değil kastım, kızınca uzak aran iyiyken yakın olan değil.
Öfkeni görebilen, korkmadığın, küsken bile en yakın olan.
En sevdiği yemek nedir ‘en yakınının’, çaya kaç şeker atar?
Hangi durumda sinirlenir, neleri kabullenmez, en çok hangi şarkıyı dinler?
Soruların cevabı varsa sende yakının, yakınındır.
Soruyu yanlış anlamayın, her daim size ulaşabilen en yakınınızda kim var değil?
Gerçek yüzünü gösterebildiğin kim?
Tembelliğini, gamsızlığını, hatalarını, içine akıttığın gözyaşlarını görebilen kim.
Yalan söylemeye gerek duymadığın kim?
Yok mu en yakının;
Ihlamur ağacının kokusunu içine çekerken huzurla dolduğunu bilen bir kişi bile yok mu?
Herhangi birinin taziyesinde hüngür hüngür ağlarken esasen kendi derdine ağladığını bile ‘en yakının’ yok mu?
Büyük bir kitleyi ilgilendiren kararlar aldığında vicdanını harekete geçirmeni öğütleyen yakının var mı?
Birisi diyorum birisi gerçek Sen’i bilmeli tanımalı yoksa patlarsın…