ENKAZLARI KALDIRAMIYORUZ

Molozlardan taşlardan söz etmiyorum. Ölen öldü nasılsa, varsın toplamasınlar enkazları zahmet olur.

Normale dönmemiz elzemdir diye bir kavram gelişti. Ama dönülmüyor.

Bunca sosyal enkazla nasıl normale döneceksiniz çok merak ediyorum.

Aramızda bu kadar açgözlü, kapitalist, bencil kitleler varken biz normale falan dönemeyiz.

En az hasar alan şehir Diyarbakır’a bakın bakalım kiralık ev var mı?

Ağır hasar, orta hasar alan binalarda ki insanlar ev bulamıyor.

Neden mi bulamıyor normale dönenler bilmezler açıklayayım;

Ev sahipleri kira fiyatlarını % 100 arttırdığı için, evlerin niceliğine ve niteliğine bakılmaksızın 8 binler 10 binler havada uçuşuyor.

Tamam belki tek ekmek tekneleri, belki yıllarca çalışılıp bir ev sahibi olundu kabul yatırım amaçlı aldınız.

6 ay 1 yıl madden sıkışsanız ne olur? Sokakta insanlar, yurtlarda, çadırlarda…

Göç başladı, ilçelere, farklı illere dolasıyla enkazlardan etkilenmeyen il kalmadı.

Her yerin demografik yapısı değişimde şu an.

Ankara, izmir, mersin iç Anadolu gelenlerden rahatsız oralarda da kira fiyatları artışta.

Vicdanlarınız enkazda sizin.

Hırsla iktidar değişsin diye uğraşıyorsunuz ya sadece tavanın değişmesi sorunları çözmeyecek tabanın ve zihniyetinin de değişmesi lazım

oda gelin görün ki seçimle olacak iş değil.

Yok efendim kira fırsatçılarını filanca numaraya şikayet edecekmişiz, bilmem nereye bildirecek mişiz?

İnşalar evsiz barksız, psikolojileri harap birde vicdansızlarla mücadele mi versin?

Devletin seçtiği yetkili, Sahibinden com. A girsin görecek zaten kim ne kadar kira ücreti istiyor.

Yıkımların ardından bina yapımlarına başlandı. Yahu siz ne zaman akıllanacaksınız? Kim sizden bina istedi.

Neden yatay mimari ye geçilmiyor bu ülkede. Bu ülke deprem ülkesi, genç kuşak ülkelerden, coğrafya mı anlatalım.

Ama bina olunca daha çok kazanıyorsunuz değil mi. Bir arsadan 100 daire elde ediyorsunuz.

Tek katlı veya 2 katlı olsa anca 50 konut…

Her geçen gün şehirleşme ile şehir sınırları genişliyor biraz daha genişletin çok mu zor?

Devletin kendisi ve dahi devlet eliyle müteahhitlerin, özel inşaatçıların yatay mimariye teşvik edilmesi zaruridir.

20 30 milyona satılan villaları kastetmiyorum. Kan ve çadır satanların oturduğu türden lüks yapılar değil.

Halkın gücünün yeteceği nitelikte yatay mimarili yapıların hayata kazandırılması gerektiğinden dem vuruyorum.

Hangi şehirde olursa olsun kentsel dönüşüm projelerinin yatay mimariye göre şekil alması gerekli.

Sevgili halkımdan rica ediyorum lütfen kentsel dönüşüm projelerine karşı çıkmayın. Bakın birçok ev babasız birçok ev anasız birçok ebeveyn evlatsız kaldı.

Olan yine bize oluyor!

Ne tavan ne taban umut vadediyor maalesef.

Sesimiz duyulmayacak biliyorum, daha şimdiden deprem felaketi askıya alındı, ölen öldü kalan sağlardan oy istemeye başladılar.

Halk enkazda kalan ölülerini istiyor onlar oy istiyor!

Halk başını sokacak ev arıyor onlar cumhurbaşkanı adayı seçiyor!

Elektrik, doğalgaz, su şirketleri evi yıkılanların faturasını yıkılmayanlara kesiyor,

Onlar falan filan partileri toplayıp ittifak kuruyor.

Hatay, Adıyaman, Maraş, Antep halkının psikolojileri harap ekmek kadar su kadar psikolojik danışmanlara ihtiyaçları var

ama yukardakiler deprem bölgelerinin oy kullanıp kullanamayacağını konuşuyor.

Enkaz sadece caddelerde değil, ruhlarda, beyinlerde ve de kalplerde