İÇ KONTROL

Birey, evrende ne kadar da çok yer kaplıyor. Bedeninin hacmiyle değil düşüncelerinin vuslatıyla.

Düşüncelerimiz uçsuz bucaksızdır;

1.         Herkesin bildiği düşüncelerimiz

2.         Yakınlarımızın bildiği düşüncelerimiz

3.         Sadece kendimizin bildiği (beyin çeperimizden dışarı çıkmayan) düşüncelerimiz

4.         İçimizdeki yaşamdan sıyrılıp karakterimiz olan düşüncelerimiz…

Eğer kendi ‘içimizi’ kontrol edemezsek, kendimiz olamazsak, aile ve çevrenin bize kattığı karakterle yaşamımızı devam ettiririz. Ama istersek dilediğimiz gibi bir BEN yaratabiliriz.

Yaşam bizi kendi küçük dönemeçlerine savurduğunda, yola devam etmek için gereken zihinsel kaynaklar, içimizde bi yerde saklıdır buna iç disiplin de diyebiliriz.

Ruh, kalp, zihin, gibi soyut organlarımızda saklanan kaynaklar.

Düşünün bir yerde oturuyorsunuz, içeri şık gösterişli dikkat çeken biri giriyor. Alt bilinç çalışmaya başlıyor, içeriye girene dair kafamızdan o anki psikolojik ruh halimize göre sayısız düşünce geçiyor ve gidiyor.

Hayır gitmiyor! Zihnimizin evreninde saklanıyor aslında. Yaşanan her durumu unutuyoruz, siliniyor zannediyoruz. Aslında beyin hiçbir şeyi silmiyor.

      Seslerimiz ve düşüncelerimiz evren boşluğunda (sadece içimizde ki değil gerçek evrende de) kendine yer buluyor.

Psikologların, psikolojisi bozulan insanlara uyguladıkları metot da hemen hemen budur. Sizin söylediklerinizle bilinçaltınıza iniyorlar yine sizin içinizde ki bulgularla sizi tedavi etmeye çalışıyorlar.

Kendi içinizi siz neden göremeyesiniz. Soyut sorunlarınıza çözüm aramak, halinde iken ‘esas’ derdinizi tespit edin üzerine düşünün. Ertesi gün sessiz ve karanlık oda da bir kez daha düşünün.

2 gün sonra artısıyla eksisiyle, kendi yanlışlarınızı da görerek bir kez daha düşünün.  Her köşenize çekilip düşündüğünüzde farklı bulgular elde edeceksiniz.

Kendinizi tanımak adına da bu egzersizi yapabilirsiniz. İnanın milyonlarca insan daha kendisiyle tanışamamış.

 Olaylara ve mutlu anlara verdiğiniz tepkileri ölçebilirsiniz, insanların sizinle ilgili cümlelerini önemsiz bulup da aslen zihninizi etkileyip etkilemediğine bakabilirsiniz.

 Çünkü kelimeler zihni çarpıcı biçimde etkiler.

Birçok psikolog ve nörolog zihin kontrolünün aslında yaşam kontrolü olduğunu onaylıyor. Zihninize talimat verin ve nasıl çalıştığını gözlemleyin.

Mesela uyumadan önce yarın saat tam olarak yedi de uyanacağım. Talimatını verin, sabah tam yedi de gözleriniz kendiliğinden açılacaktır çünkü sizin çalar saatiniz içinizde.

       Kendinizi tanıyor iseniz hayat ile ilgili alacağınız kararlar da daha sağlıklı olacaktır. Hele de iş yaşamı ve evlilik gibi mühim mevzularda.

 Sessiz sakin, girişken olamayan konuşamayan nice insanlar görürsünüz etrafınızda hukuk fakültesi okuyorlar. Kendi içsel yolculuklarını yapıp kendilerini tanısalardı herhalde, kendilerine uygun meslekler tercih ederlerdi.

       İnsanlardan beklentilerinizi sıfıra indirin, her şeyi halledebilecek kabiliyet bizim içimizde.

Eşten, dosttan, aileden ziyade kendinize zaman ayırın, önce iç dengenizi ayarlayın ancak o zaman etrafınıza da verimli olabileceksiniz. sevginizi de, nefretinizi de, hatalarınızı da kendinize itiraf edin.

İç kontrol adına bir reçete vermek isterdim, şunları bunları uygulayın diye. Ama herkesin yolu da yolculuğu da başkadır. Bana iyi gelen ritüeller belki sizi kasacaktır.

Kendiniz keşfedin içinizde ki ‘sizi’ ve size iyi gelenleri…

Karşılaştığınız ve karşılaşacağınız sorunlar her neyse “ sizin içinizde yatanlarla karşılaştıklarında önemsiz kalacaklar. 35 yaşındaysanız içinizde otuz beş yıl yatıyor demektir.