SİYASETÇİLER NE İŞ YAPAR
Siyasetçilerimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, o koltukları, o makamları, o maaşları, gördükleri itibarları hak ediyorlar mı?
Ne iş yapıyor siyasetçiler! Ben size sayayım;
1. Asık ve ciddi suratlarla gezinirler. Sanki neşeli olmak ayıpmış gibi, politikacılarımızda ‘mizah sıkıntısı’ var. Her daim gergin ve ciddiler.
Rahmetli Turgut Özal’a halkın büyük bir kesimi (anavatanla ilgileri ve bilgileri olmadığı halde) sırf sempatik ve güler yüzlü olduğu için yıllarca oy vermişler.
2. Lüks makam ciplerinde geziyorlar. İşsizliğin had safhada bir ülkede. Milletvekilleri, belediye başkanları, siyasetçiler trilyonluk araçlara sahipler. A partisi üyeleri, b partisi üyeleri, iktidar kanat, muhalefet vekilleri diye ayırmak mümkün değil zira hepsi yani tüm siyasetçilerin hali ahvali böyle.
Bunların arabalarını satsak her işsize bir dükkân açardık. Fakir kesim de sırtını doğrultmuş olurdu. Cumhuriyet döneminde istiklal madalyası almış milletvekillerinin Toros’u bile yoktu.
3. Her gün halkın içinde olması gereken siyasetçiler bilhassa milletvekilleri, üç beş ayda bir müessesenin açılışına katılıyor, patates ya da plaket uzatırken 2 fotoğraflık poz veriyorlar. Üzerlerine düşeni yapmışlar zannediyorlar. Haluk Levent’in bile siyasetçilerden daha çok faydası dokunuyor insanlara.
4. Seçmen oylarıyla koltuklara yerleşip seçmene küfür, hakaret edeni de gördük. Lütfü Türkkan Rusça, Bulgarca falan 3-4 lisan biliyormuş lakin halkla konuşmayı bilmiyormuş…
5. Kürsüde konuşuyorlar, balkonlarda konuşuyorlar, mecliste konuşuyorlar, basına konuşuyorlar. Konuşuyorlar konuşuyorlar ama icraat yok.
Somut işler yapanların sayısı çok az, birileri bunlara hatırlatsa keşke konuşmacı ya da sunucu olarak seçilmediniz. Sıkıntılara çözüm üretin diye seçildiniz.
6. Muhalefet partilerin siyasetçileri ülkenin sorunlarını dile getirmekte oldukça mahirler. Sıvıyağın 80 lira olduğundan, asgari ücretle geçinilmeyeceğinden, pirincin kilo fiyatının 18 lira olduğundan haberdarlar.
Tüm bunları bilip topu iktidara atıp gidip evlerinde rahatça, bol bol yiyip içiyorlar. Acaba kaç tanesi gıda yardımı dar gelirlilere o bize göre bir dünya olan maaşlarından azıcık kısıp.
MİLLETVEKİLLERİNİN GÖREVLERİ NELERDİR
_ Kanun koymak _ bakanları denetlemek _ para basılmasına, savaş ilanına karar vermek falan filan…
Bu teorilerle ilgilenmiyoruz artık. Bunlarla vakit kaybetmeyin, resmi kağıtların altına imza atmak değildir milletin vekili olmak.
Halkın içine inip, insanların yaralarına merhem olun sadece seçim zamanı değil her daim. Sıcak, somut, gerçek, iş bitirici adımlar atın.
Kibirle jilet gibi takım elbiselerin içinde dolaşmaktansa otobüslere biniverin hiç değilse vekili seçildiğiniz şehirlerde halk tanısın sizi.
Kapıları çalıp halkın sofrasına konuk olun kamerasız muhabirsiz.
Sevincini varsa acısını paylaşırsınız belki hanelerin.
Padişahlar bile tebdili kıyafet çarşı pazarda gezip insanların nabzını ölçerlermiş.
Bizimkilerin burnu Kaf dağlarında.
Sivas valisi Salih Ayhan, sene başlarında sokağa çıkma yasakları varken limon satan adamla karşılaştığında sokağa çıkma cezası kesmek yerine tezgâhtaki tüm limonları satın alıp adamı evine yolladı ceza kesmeden. Bu örnek davranışı tüm siyasetçilere armağan ediyorum.
Elinde koz varken vicdanı dinleyip doğru yolu seçiyorsan ancak o zaman insansın.
Memur olacaklara kpss sınavını zorunlu kıldıkları gibi siyasetçi seçerken de vicdan testi uygulamaya konulsa keşke.