SOSYAL MEDYA YASASI
Sosyal ortam ve internet medyasına yeni yaptırımların öngörüldüğü 40 maddelik basın kanunu, bazı kanunlarda değişiklik…
Türk ceza kanununa halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçu eklendi.
Haber sitelerinin tekzip yayımlanması durumunda haberin 1 hafta süreyle yayında kalabilme hakkı 24 saate indirilecek.
Kişilik haklarına saldırı, iftira, hakaret gibi nedenlerle paylaşılan içerikler engellenebilecek veya unutulma hakkı (kişilerin isminin geçtiği linç girişimi, paylaşım ve yorumlar silinebilecek) kullanılabilecek.
Bu hak kamuya mal olmuş şahısların söylemlerinin unutturulması için kullanılırsa olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Sıradan bir vatandaşın özel hayatının gizliliğinin korunması adına uygulanır ise de olumlu sonuçlar doğurur.
Şablon var elde ama detaylar ve nasıl uygulanacağı kimler tarafından denetleneceği, haberlerin yalan olup olmadığının nasıl anlaşılacağı henüz çok açık değil.
Şahsi fikrim; sosyal medya mecraları zati çorba olmuş durumda. Yeni yasa ancak acı biberli çeşni katacak.
İnternet ortamı çok serbest olduğundan zarar görenler sadece iktidar cepheleri değil muhalefet cepheleri de, sıradan insanlarda zarar görüyor.
Robot hesaplarla isteyen istediği kötülüğü, yalanı, dilediği kişiye etiketleyebiliyor.
Yasalarla bunun önüne geçilebileceğine pek ihtimal vermiyorum. Sıradan klavye fatihlerini korkutur ancak yasalar.
Çok uluslu fetö militanları, yahut bilumum ülke düşmanları, IP maskeleme tekniğiyle, sahte hesaplarla diledikleri haberi veya videoyu (sosyal medya var olduğu müddetçe)
Yayınlamaya devam edeceklerdir. Türk kolluk kuvvetleri Almanya’da, Belçika’da, Fransa’da kapı kapı dolaşıp tweet atanları mı arayacak?
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya da, üzerinde pedofili sapkınlık içeren resim ve satırlar olan çocuk hikâye kitabı paylaşıldı.
Kitabın altında çıtır çıtır felsefe serisi yazıyor.
Sonra dönüp dolaşılmış aylar önce Ekrem İmamoğlu’nun eşinin ve kızının paylaşımlarından bu yayınevinin serilerinin önerildiği video bulunmuş ve suçlanılıyor.
İmamoğlu ailesi böyle kitaplar halka öneriyormuş. Paylaşımın altında da yorumlarla akıl yoksunu taraflar kavga ediyor.
Medyatik bir kimlik olmalarını bir tarafa bırakalım bilinçli aklı yerinde hangi anne kendi çocuğuna ya da diğer çocuklara pedofili teşvikli kitap önerir.
Esas sorulması gereken soru yayıncı kim – yazar kim? Ama sorulmadı çünkü birbirlerine düşmekten işi yapanı sorgulamaya sıra gelmiyor.
Eğer yasa layıkıyla uygulanırsa sadece hükümeti değil her kesimi koruyacak.
Ülkemiz de yine yangınlar başladı. Maalesef bu durumda kısa sürede sosyal medya da siyasi kavgaya dönüştü.
Muhalefet sosyal hesaplardan yangın söndürme uçağı yok diyor, hükümet helikopter videolarını sosyal medya yüklüyor.
Orman bakanı villasında oturuyor ama ormanlarımız yanıyor deniyor du. Halbuki Vahit Kirişçi Marmaris’te yangın söndürme alanındaydı.
Esas sorunun peşine gerçek anlamda düşen yine yok. BU YANGINLARI KİM ÇIKARIYOR?
Kesinlikle buldukları arazi kavgası hikâyeli tetikçi değil.
Ülkenin tüm sorunları siyaset kozuna dönüşüyor.
Euzu billahi mine siyaseten racim.
Sosyal medya kanunu konumuza dönersek biliyorsunuz ki bu sosyal ağ sağlayıcıları facebook, twitter, youtube hepsi yabancı kaynaklı şirketler.
Yasaya göre bu şirketler her bir platform için Türkiye de bir temsilci atayacaklar.
Bu temsilciler 6 aylık raporlar hazırlayarak BTK’ya gönderecek (bilgi teknolojileri iletişim kurumu)
Düzen dışı paylaşımlara daha önce sadece erişim engeli geliyordu. Yeni yasa ile paylaşım içeriği doğrudan silinecek.
Bir gruba göre “insanlar haberlerin çoğunu internet ortamından öğreniyor ve insanların haber alma hakkını elinden almış oluyorsunuz” diyip yeni yasaya şiddetle karşı çıkıyor.
Bu arada BTK sosyal ağ sağlayıcılarına eğer yükümlülüklerini yerlerine getirmezse önce bildirimde bulunacak bildirimden itibaren 30 gün içinde tekrar yerine getirmezse 10 milyon TL idari para cezası kesecek.
BTK ile sosyal ağ temsilcilikleri çekişmesi devam ederse sosyal ağların internet hızlarının düşürülmesine kadar gidecek…
Söz konusu sosyal medya şirketleri şu ana kadar bir açıklama yapmadı.
T.C. Gazeteciler federasyonu, içerik üreticileri bu yasaya sansür yasası adını koyarak başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok gazeteci birçok ilde eylemlerde bulundular.
Yasa yürürlüğe girerse halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçu işleyenlere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenecek.
Ocak 2023 te yürürlüğe girecek maddeler de var kaderi henüz belirsiz maddelerde.
Bu arada yasa tekrar müzakere edilmek koşuluyla ertelendi.
Hükümet olarak sizi dezenformasyona uğratanlara savaş açtınız, peki ya bizi,
halk olarak BİZİ dezenformasyona maruz bırakan youtuberlara karşı bir düzenlemeniz yok mu?
40 maddenin 1’inde youtuberların içeriklerinin izlenmesi, denetlenmesi, hatta içeriklerinin silinmesi gerekmez mi?
Sosyal medyadan para kazananlara % 15 stopaj vergisi alındı konu kapandı mı?
Her önüne gelen yanına 2 tane çocuk alıp saçma sapan videolar çekip, çocuklarımızın zihinlerinde tahribatlar yaratıyorlar.
Siz sadece vergi alıp bize yapılan dejenereyi görmezden mi geleceksiniz?
Sadece hükümeti ilgilendiren konulara yasak gelecek, içerikler kaldırılacak peki halkı ilgilendiren dezenformasyon içerikleri hükümeti ilgilendirmiyor mu?
Dilerim yasa hayata geçeceği vakit daha adil, daha çoğulcu, sıradan vatandaşların da haklarını koruyacak şekilde yeniden düzenlenip hayata geçer.