YETERSİZ ÖZ DENETİM ŞEMASI

Özdenetim kişinin varlığını ortaya koyabilmek için ayaklarının yere sağlam basabilmesidir. Kendi kendine sözünün geçebilmesidir.

Kürtçe de çok güzel bir deyim vardır. Kesê nikaribî bi xwe karıbê…

Kimseye gücün yetmese de kendine gücün yetsin manasında.

İnanın bana kendimize söz geçirmek daha zordur. Öz disiplinimizin var olup olmamasıyla ilişkilidir.

Yetersiz özdenetime sahip kişilerde;

  • Çok fazla enerji var ama bu enerji ile faydalı bir şeyler yapılamıyormuş gibi hissedilir.
  • Üzüntü, öfke, korku gibi olumsuz duygular patlarcasına yükselerek yaşanır.
  • Etkinliklere gidilmesi gereken yerlere genelde geç kalınır.
  • Planlar yapılır ama planlara uyulmaz.
  • Odaklanmak da ve uzun süre konsantre olmak da zorlanılır.
  • Aklınıza gelebilecek her şeyden çok çabuk sıkılınır.
  • Sorumluluk ve görev almaktan kaçılır çünkü onları zamanında yerine getirmekte zorlanırlar.
  • Hedefe ulaşmak da zorlanılırsa kolayca pes edilir.
  • Yapılması gereken basit işler bile ertelenir, ertelenir.
  • Madde veya sigara kullanımını terk edilemez.

Bu sıkıntıların nedeni her zamanki gibi çocuklukta erken gençlik çağlarında yatıyor.

Ebeveyn çocuğun her istediğini her an yapmaya izin verirlerse.

Aile çok kalabalıksa çocuk görmezden gelinirse, kontrol ve disiplin açığı oluşur.

Oyuncak, nesne, yeme içme çocuk her istediğinde hemen verilmişse çocuk veya genç belli bir saati, zaman dilimini hiç beklememişse.

Ya da bu durumların tam tersi yaşanırsa sürekli kontrol, baskı, çocuklara askeriye disiplini uygulanırsa da belli bir yaşa gelindikten sonra usanmışlıkla öz disiplin bir kenara itilir.

Kişinin yetersiz sınırları ve özdenetimi yoksa;

Başarısızlıklardan var olan özgüvende kaybolur.

İşler, projeler, çalışmalar yarım kaldığı için tatmin ve başarı hissinden yoksun kalınır.

Sorumsuzluk etrafındakileri rahatsız ettiği için olumsuz etki tepkilere yol açar.

Aile içindeki bireylerin de söylenmesi ile zamanla yetersizlik hissi depresyona yol açar.

Çevredekilerin öz denetimi olmayan kişiye güveni olmadığından “nasılsa yapmayacak, nasılsa gelmeyecek, nasılsa bitiremeyecek” …

yavaş yavaş topluluktan dışlanmaya doğru bir yolculuk başlar.

 

Konunun çözümü ya klinik psikologlarda ya da kişinin farkındalığı yüksekse kişisel gelişim kitap ve videolarında…

Başımız ağrıdığında, burnumuz kanadığında, kolumuz kırıldığında, hemen doktorlara koşuyoruz.

Ama ruhumuz, maneviyatımız arıza çıkardığında kendiliğinden geçmesini bekliyoruz.

Toplum olarak en büyük eksikliğimiz psikolojik sorunlarımız için doktorların kapısını çalmamamızdır.

Yetersiz özdenetim psikolojik bir rahatsızlıktır ve tedavi edilmesi gerekmektedir.

Lütfen ruhsal sıkıntılarımızı da tedavi edelim ki dünya daha yaşanılır hale gelsin.

Kaynakça: Psk. Alper Uysal

Psk. Bahar Karaca