YOKLUK MU CİMRİLİĞE SEBEP?

Yokluk mu cimriliğe sebep yoksa cimrilik mi yokluğu çağırıyor.

Elde tutmaya çalışma parayı ya da nesneyi hastalık biçimidir. Para da nesne de bizim değil dostlar salın gitsin.

Öğlen yemeğini bile kendine çok gören bir tayfa var. Kendine öğlen yemeğini çok gören şahsiyet etrafına nasıldır siz düşünün.

Arkadaşa, eşe, akrabaya yahut ihtiyaç sahibine kahve yahut yemek ısmarlamakla para bitmez, kişi zora düşmez. Üzerinde düşünmeye bile değmez.

Yokluktan mı cimrilik? diye düşünmeden edemiyor insan oysa ben küçücük geliriyle eli ve gönlü geniş çok insan gördüm.

Yokluğunda payı vardır elbet elinde olmayanı dağıtamazsın konumuz o değil, konumuz var olanı saklamaya çalışmak.

Size bir sır vereyim mi para saklanmıyor illa kendine gidecek bir yol buluyor. Sevdiğiniz birine hediye almaktan kaçındığınız para hastaneye gidiyor, ilaca gidiyor,

Filancanın düğününde “çeyrek artık çok pahalı” para takayım dediğinde o sakladığın kısım bozulan eşyalara gidiyor! siz sakladıkça o sizden kaçıyor.

Toplumda ki cimri insanları nasıl tanırsınız?

Satın alınması gerekenleri sürekli ertelerler.

Önerdiğiniz mekânı ısrarla değiştirmek isterler konu daha yiyip içmediği şeylerin hesabını yapmasındandır.

Doğum gününüzü unuttuğunu iddia ederler, bir pasta almayı çok gördüklerindendir.

Hayatın her alanında bir şeyleri bedavaya getirmeye çalışırlar.

Kahve yerine çay veya su içiyorsa kendine bir kahveyi çok gördüğündendir.

Hayırlı olsun’a geldiğinde çikolata yerine lokum alırlar.

Kim bilir belki de size çok gördüklerindendir.

Minibüse 20 lira vermesin diye 2 saat servis bekleyeni gördü bu gözler, ulaşımda taksi onlar için bir seçenek dahi değil.

Pahalı diye almaktan vazgeçerler alırlarsa da huzursuz hissederler.

Dışarda değil evde yiyelim diye cılız bir ses duyarsanız bilin ki kafada yine kar zarar hesabı yapılıyor.

(Çok şükür bir maaşı olmasına rağmen) Optikçi pahalı diye 20 liralık naylon gözlükle gezeni de gördüm. Göz sağlığı önemli değil aman hesabından para eksilmesin.

Eskiyen kıyafet ve eşyaları atmaya kıyamazlar, bir gün lazım olur mantığıyla.

Eskiyeni gönderin ki yenilere yer açılsın :)

Bir sır daha vereyim mi “yemeyenin malını yerler”

20 ordan, 50 burdan, 100 şurdan kırpmakla yaptığınız dolar ve altınların size nasip olup olmayacağını bilemezsiniz.

Tatile çıkamam yoktur, sosyalleşemem yoktur, pahalı markalara gerek yoktur.

Yok diye diye yok olur…

Cimrilik kıtlık psikolojini, kıtlık bilincini uyandırır. İnsan istemsizce her şeyin sonlu ve sınırlı olduğunu düşünür.

Biriktirerek, saklayarak kullanım ve satın almak hakkından vazgeçmiş olduğunuz her şey kıtlığa iter, akar azalır.

Cimrilik yokluğu çağırır.

Fizik kanunlara göre de her boşluk dolar doldurulur, eğer sen keseyi boşaltmazsan gelen nereye dolacak.

Kıtlık bilincinde olanların hayatları hep beklentiyle geçer çünkü gözü doymaz, sürekli fazlasını beklemek memnuniyetsizlik doğurur.

Yoksulluk fakir olmakla değil fakir hissetmekle alakalıdır. Ne yazık ki kimilerinin ruhu fakirdir.

Yazıyı okuyup gaza gelmeyin, şaban gibi dama çıkıp para saçın demiyoruz.

Alma verme hesabına girmeyin, birisi bir bardak su içsin elinizden,

hiç tanımadığınız küçük bir çocuk aldığınız oyuncakla sevinsin.

Harcamaktan korkmayın size garanti veriyorum, yeri doluyor.