DİYARBAKIR’DAKİ BAZI İŞ MAHKEMELERİNDEKİ SKANDAL KARARLAR VE SKANDAL BİLİRKİŞİ ATAMALARI!?

Sevgili okurlar...

Bir önceki sohbetimize “SİYONİZM’İN KÖK SALDIĞI BİR TÜRKİYE..” ifadesini başlık olarak kullanmıştık..

Ve şöyle bir duayla, söze başlamıştık..

Ki bugün de aynı duayı tekrar ederek, sohbetimize başlamak istiyorum...

Duamız şöyle idi..

 “Allahûmme erinel hakk’a”

“Ya rabbim, bize hakkı hak olarak, batılı da batıl olarak göster ve hakla yaşamayı batıldan da uzaklaşmayı bize nasip eyle...

Ya rabbi, dilimiz konuşurken kalemimiz oynarken haktan, hakkaniyetten, hukuktan ayrılmamayı nasip eyle...

Kendi büyüklüğünü, yüceliğini bize unutturma.

Gaflet ve dalalet uykusundan da bizi ve tüm Müslümanları uyandır ya Rab...

Amin..”

***

Haykırarak, dile getirdiğimiz bu duamıza, şöyle bir cümle daha eklemek istiyorum...

Allah’ım..

Gaflet ve dalalet uykusuna dalmış ve ne yazık ki hiçbir zaman o gaflet uykusundan uyanmayı planlamayanlardan bizi sayma..

Bizi daima memleket sevgisiyle, vatanın bölünmez bütünlüğüyle, milli birlik ve beraberlik ittifakıyla bütünleştir...

İnancımızı, bildiklerimizi sarsmadan çalışmayı, gerçekleri söylemeye devam etmeyi nasip eyle ya Rabbi.

* * *

Dualarımızdan sonra, sohbetimize dâhil olalım!

Başlıktan da anlaşıldığı gibi, bugünkü mevzuumuz ağırlıklı olarak, “İş Mahkemeleriyle” alakalı yaşanan ve yaşatılan, “hukuk skandallarını” teşkil edecek...

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzere Türkiye cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir.

Toplumun yekvücut olarak hukukun üstünlüğüne inanmış olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Ama ne çare ki hukukun, adaletin, demokrasinin varlığına gölge düşüren devletin bazı önemli kurum ve kuruluşlarındaki keyfiliğe, kişisel ranta dayalı uygulamalar devletin hukuk devleti olma niteliğine gölge düşürmektedir.

Buna bir çok örnek verebiliriz..
Özellikle Diyarbakır’ımızdaki bazı iş mahkemelerinin uygulama şekli..

Ki, zaman zaman yazıyoruz ve halkla paylaşıyoruz.

Ama yine de bir türlü önü alınmıyor…

Bu sebeple, bugünkü bu yazımız yeni Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ Bey’e ithafen, kaleme alıyoruz…

Keza aynı bu yanlış uygulamaları incelemeye almaları ve bazı iş mahkemelerindeki hâkimleri mercek altına almaları gerektiği noktasında, dikkat çekiyoruz.

***

Sevgili dostlar.

Diyarbakır Adliyemizde bulunan bazı iş mahkemelerinde “skandal kararlar ve skandal bilirkişi atamaları” ne yazık ki zincirleme devam etmektedir.

Bazı davalar henüz yargılama aşamasında olduğu için yargıya müdahale olmasın diye dosya numaralarını, buradan sizlere aktaramıyorum!?..

Amma velâkin.

Bir hâkime hanımın vermiş olduğu skandal karar ve sık sık Ankara’daki bilirkişiyi ataması şayan-ı dikkattir ve adli bir skandal olarak düşünülmektedir.

Şöyle ki;

Diyarbakır 2. İş Mahkemesi hâkimi G.A.

08/02/2022 tarihli verdiği yanlı bir kararla adaletin ve hukukun gerçeğine, tartışmasız gölge düşürmüştür.

Hukukçuların anlatımlarına göre, mevcut kararlar var..

Bir çok benzer dosya söz konusu..

Ancak buna rağmen, yanlı tutum sergilenmesi hukuk skandalı olduğu kadar, hukukun yansızlığına ve bağımsızlığına, özgür iradesine gölge düşürmektedir.

Gerek dosyayı Ankara’ya göndermesi ve gerekse de atadığı bilirkişi; tüm yönleriyle sorgulayıcıdır...

Yaman çelişkiler içeriyor...

5 sayfadan ibaret olan bilirkişi raporu kendini deşifre ediyor...

Her yönüyle yanlı ve ranta dayalı hazırlandığını...

Bu bilirkişi raporunu yeri ve zamanı gelince, ders-i ibret olsun diye kamuoyuna yansıtabiliriz...

Öylesine çelişkiler, öylesine insanı dehşete düşüren, parmak ısırtan ifadeler yer alıyor ki “yok daha neler” dedirtiyor?..

Ayıplı, hukuk dışı ve ranta yönelik, kurgulu bir tezgâh planı var dedirtiyor!

Dile kolay...

Hem Gaziantep, hem de Diyarbakır BAM’ın kararlarına rağmen ki davacının ranta dayalı açmış olduğu bir dava tespitine rağmen, 2. İş Mahkemesi Hâkimi, Hâkime Hanımefendi o BAM’ın her iki kararını kale almıyor...

Göz ardı ediyor, kendi insiyatifini kullanarak hukuku tamamıyla adeta tozlu raflara atarcasına, kendince hüküm veriyor...

Dosyayı Ankara Nöbetçi İş Mahkemesine gönderiyor..

Ve aynı zamanda bilirkişi atamasını da isim belirterek gönderiyor...

Ismarlama rapor tanzimi için!...

Türk adaletinin, Türk hukukunun düştüğü hale bakar mısınız?...

Ehliyet ve liyakatten ne kadar da uzak işliyor!...

Vakıa, çok düşündürücüdür..

Çok da büyük bir skandaldır.

Vaziyet der demez; ya hatıra binaen, ya katıra binaen..

Çünkü vicdani değil...

Kuşku o ki cüzdana bakmak suretiyle verilmiş bir karar mı sorgulamasını yaptırıyor?..

Tüm delillere, alınan kararlara rağmen iki dosyanın iki kez özellikle Ankara’daki aynı bilirkişiye gönderilmesi tesadüf olabilir mi?..

Ne mümkün!...

Şaibeden kurtaramaz..

Hakime hanım, mahkemenin yansızlığını, bağımsızlığını çiğneyerek adeta kendini ele vermektedir verdiği bu hükümle!...

***

“Buradan Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’a çağrıda bulunuyoruz...

Yansız, hukuka uygun, bu dosyaları incelemek üzere bir müfettiş görevlendirmesini istiyoruz...

Müfettişler marifetiyle dosyalar ele alınsın, tetkik edilsin..

Öyle inanıyoruz ki, çok şeyleri tespit edeceklerdir...

Ve bu tespitlerimizden dolayı bizi kınamak ve eleştirmek yerine kesinlikle tebrik edeceklerdir.

O hâkime hanımı da, antidemokratik hukuk dışı uygulamaları nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kuruluna “şikayet” konusu ederek, gerekenin yapılmasını isteyecektir...”

Her zaman bu köşede, bölgesel yayınımızda bunları yazıyoruz, çiziyoruz. 

Türkiye’nin bir hukuk devleti olması hasebiyle böylesine ehliyetsiz insanların elinde iktidarlar yıpranıyor, devlet yıpranıyor, Adalet yıpranıyor.

Ve adalete mensup olan birçok değerli hâkim ve savcılarımız da aynı potada zarar görüyorlar, yıpranıyorlar.

Nerdeyse manevi yara alıyorlar.

Bu itibarla diyoruz ki;

Mevcut iş mahkemelerinin yanlılığı, bağımlılığı, ideolojik amaçla kurulan bir siyasi kuruluş haline getirilmiş olma şekline bir an evvel el atılması gerekir...

Mevcut yapısının değiştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz...

Yoksa böylesine hukuksuzluğa, böylesine antidemokratik hukuk dışılığa ve adaletin yansızlığına ve bağımsızlığına gölge düşürenleri hiçbir zaman kamuoyu affetmez, edemez ve etmeyecektir diye düşünüyoruz.

Adalet Bakanlığından istirhamımız.

Lütfen.

Gerçekten Hukuk Fakültelerinden mezun olup da rastgele hâkimler olsun, savcılar olsun, büyük bir deneyimden, tecrübeden geçirmeden bunların atanması memleketimize, milletimize, devletimize zarar vermektedir...

***

Sonuç itibariyle...

O bilirkişinin skandal olarak yazmış olduğu raporu şimdi yayınlamıyoruz.

Üçüncü defa BAM’a gönderip, geldikten sonra dosya sonlandırıldığında Türkiye’deki bütün yetkililere ve tüm Türkiye kamuoyuna yansıtmak üzere açıklayacağız.

Ama çok skandal.

Ama çok yanlış.

Ama içinden çok pis kokular geliyor...

Bunlar çok açık.

Bu rapor ne kadar skandal ise ne kadar tutarsız ise mahkemenin de ona uyması ve birçok dosyayı aynı bilirkişiye göndermesi bize göre bir o kadar skandaldır...

Şaibelidir..

Hukuku yerle yeksan etmektir...

Hukukun ayıbıdır.

Böyle düşünmemek elde değildir sevgili okurlar.

Zira hukukçuların ve mağdur olan davalıların, Diyarbakır SÖZ Haber Merkezine bu dosyayı gönderip yazılmasını istedikleri için, onları tebrik ediyoruz.

Çünkü hakkını arayan vatandaşlarımızın var olması da bizi gururlandırıyor.

Bu millet uyumuyor, o gaflet uykusuna da artık “yeter” diyor.

Hukuksuzluğa, antidemokratik keyfi uygulamalara  “yeter artık” diyor..

En derin saygı ve sevgilerimle.