TERÖR YİNE ZİRVEDE!

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği gibi bir önceki gün Şırnak Şenoba’dan havalanan Cougar tipi askeri helikopter düştü…

13 askerimiz şehit oldu…

Bu büyük bir acı, Türkiye’yi içten yaralamıştır.

Helikopterin içinde bulunanlar…

Tümgeneral Aydoğan Aydın olmak üzere 2 albay, 1 yarbay, 1 binbaşı, 3 yüzbaşı, 1 üsteğmen, 2 başçavuş, 2 uzman çavuş olmak üzere toplam 13 asker…

Kaza nedeniyle helikopterin düşmesi sonucu şehit olmaları, Türkiye insanını içten yaraladığı gibi herkesi de derinden üzmüştür.

Şehitlerimizin ruhu şad olsun.

Allah rahmet eylesin…

Yakınlarına taziyetlerimizi sunarken, tüm Türkiye’nin başı sağ olsun.

Allah bir daha böylesi acıları yaşatmasın…

Fitnelerden, belalardan aziz milletimizin tüm fertlerini Allah korusun…

Tüm aileleri….

Özelliklende kahraman güvenlik güçlerinini, asker ve polislerimizi korusun, muhafaza eylesin.

Dua etmekten, taziyetlerimizi sunmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor.

***

Ancak bu da bir gerçektir ki Türkiye’de, yıllardan beri tüm imkânlarını harcayarak, gelen giden iktidarlar, terörle mücadeleyi sürdüre gelmişlerdir.

Ama ne var ki bir türlü sonuna erememişlerdir…

Her nedense her gün biraz daha verilen ciddi mücadeleye rağmen, illa ki terör direnişine devam etmiştir..

Tabiri caizse palazlanıyor...

Bize göre ülkemizin, devletimizin, hükümetlerimizin bugüne dek yapmış olduğu terörle mücadele hareketi ne kadar ciddi ve aktiflik içerisinde olursa olsun, "yanlış giden" bir şeyler var..

Ki her şey ortada.

“Görünen köy kılavuz istemez” misaliyle, yıllardan beri bu mecrada yapılan terörle mücadele şekli, ne yazık ki bugüne kadar netice vermemiştir.

Her gün biraz daha terör gemiyi azıya vuruyor, azgınlığını sürdürüyor.

***

Tabii ki yıllardan beri PKK terör örgütü olarak bilinen bir terör örgütünün varlığı inkâr edilemez ve arkasındaki güçleri de görmezlikten gelinemez..

Hele hele bilmezlikten hiç gelinemez..

Artık sahneye konulan tüm senaryolar, oynatılan filmler, gün gibi aşikârdır, her şey su yüzüne çıkmıştır.

Ki bu plan ve projeleri çizen, ortaya koyan güçler de bellidir…

ABD’nin tarihi projeleridir…

İsrail namı hesabına uygulatılan projelerdir.

İsrail adına, Fırat-Dicle arasındaki “ard-ı mav’ut” denilen coğrafyayı ele geçirme hıyanetidir.

Ama yalnız ABD’yle yetinmemek gerekir.

Çünkü ABD, Irak’tan Türkiye sınırlarından konvoylar halinde silahları PYD’ye gönderiyor…

Cephanelikleri kurduruyor…

Adeta gizli silahlı kuvvetlerini kurduruyor…

Tüm bunlar boşuna değil.

Bu yeniden Türkiye’ye karşı bir yapılandırma hareketidir…

Kirli, tarihi ve kapkara bir uygulamadır….

***

Yüzyıl önceki I. Dünya Savaşındaki güçlerin plan ve projeleri ne ise aynı o güçlerin İslam dünyası üzerine kurmak istediği sömürü projesileri de o günün devamıdır…

Kan emiciliktir, emperyalist haçlıların düşmanlığıdır.

PKK yokken de yine terör vardı.

DHKP-C 1970’li yıllardan 2000’li yıllara kadar ve hala da yürürlüğünü koruyan varlığı her şeyden evvel olmuştur.

Ne yazık ki bugün yine PKK’yla iç içe olmakla beraber hiç de bozuntuya vermiyor…

PKK terör örgütünü doğuran da, eski İran yanlısı Hizbullah denilen terör örgütünü doğuran da, bugün DEAŞ’ı da, PYD’yi de, YPG’yi de doğuran ve ana kaynağı durumunda olan ana akım; Türk soludur….

CHP’nin tek parti şeflik ve dipçik dönemi anlayışının uzantısıdır…

Dış mihraklarla işbirliği yapma kirliliğidir.

Bunun başında rol oynayan da DHKP-C’dir, Kemalist ve Seküler anlayıştır.

Hiçbir iktidar, hiçbir siyasetçi, hiçbir medya bunu inkâr edemez, görmezlikten gelemez ve vurdumduymazlık da yapamaz.

Ne kadar iyi niyet beslersek besleyelim.

Bu bir fitnedir…

Türkiye’nin içine yerleşmiş ve Türkiye’yi karıştıran derin bir fitnedir…

Bu fitne; kesinlikle haçlı İngiltere’nin, Fransa’nın, İtalya’nın, ABD’nin ve Almanya’nın fitnesidir.

***

Yalnız bunlar da değil.

İçimizdeki demokrat geçinen, hukukun ve adaletin savunucuları olarak kendilerini gösteren, taşeronlarını unutmamak lazım…

Münafıkça yabancıların fitneengiz hareketlerine ayak uydurmaktadırlar…

Devleti, milleti, ülkeyi içten vurmanın ihanetliği içerisindedirler..

Bunlarla yapılması gereken mücadeleyi Şırnak’ın Kato Dağlarında, Cudi Dağlarında, yıllardan beri devlet sürdürüyor olmasına rağmen ve bir türlü netice alınamamasına rağmen, “zararın neresinden dönersen kardır” misaliyle bize göre artık bu bayat anlayışlı politikadan, siyasetten vazgeçmek gerekir.

Radikal bir şekilde başta CHP olmak üzere, onun doğurduğu tüm fitne unsurlarıyla, AK Parti ve Meclis mücadele etmelidir..

Ve halkın her kesimine inilmelidir.

Özellikle Güneydoğu Anadolu’da bulunan insanların arasına sık sık girip çıkılmalıdır…

Büyük bir sulh-u umumi yaratmaya geçilmelidir.

***

Ama tüm bunların yanı sıra bölgede gerçek kimliğini gizleyen ve AK Partinin içinde bulunan, kendilerini suret-i haktan gösterip, ön saflarda yürüyen bazı eski ve yeni politikacılara da aman ha aman dikkat edilmelidir…

Bunların her ne kadar bir ayağı AK Partinin kilit noktalarında görünüyorsa da, kesinlikle samimi değillerdir.

Ruh ve canları PKK’nın yanındadır.

Biz bunları hep yazıyoruz çiziyoruz.

Ama ne yazık ki, devlet-i aliye bir türlü bunlarla başa çıkamıyor ve kale de almıyor.

Bunlar da palazlandıkça palazlanıyorlar.

Bir adım AK Parti’nin yanında görünüyorlarsa da, 5 adım HDP’nin yanındadırlar.

Kimse kimseyi kandırmasın.

AK Parti iktidarı, gerçekten terörle mücadele etmek istiyorsa; "buradan" başlamalıdır…

Öncelikle yıllarını FETÖ’yle geçirenler…

Hatta, FETÖ'dan tutuklanan işadamı, Zaman gazetesinin eski sahiplerinden Alaaddin Kaya ile ortaklık yapan ve yıllar yılı bu ortaklığı devam ettiren…

Hatta son durak Diyarbakır Selahaddin-i Eyyubi Üniversitesinin Genel Koordinatörlüğü görevini yürüten zevat…

Ne yazık ki bugüne kadar gizliden gizliye PKK ve HDP ile beraber olmakla beraber, uzun süredir Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminden tutun da, şimdiye kadar en yakın adam olarak, görüntü verenlerden birileri…

Sesleri ayyuka çıkmıştır.

“Artık yeter” denmelidir, herkes aklını başına almalıdır.

Bunca Anadolu kuzularının şehit düşmesine sebebiyet veren nesneler ve olaylar ne ise önüne geçilmelidir.

Hem de bilerek, ustaca güzel adımlar atılmalıdır.

Yoksa eskiden kalan klişeleşmiş, şablona konulmuş bazı sloganlar ve cümleler, artık karın doyurmuyor.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar.