YENİ SİSTEM, TERÖRÜN SONUDUR!?

Evet, sevgili okurlar.

16 Nisan’a doğru milletçe hızla ilerliyoruz.

Geri sayım başladı.

Bize göre 16 Nisan “Var olma” ya da  “Yok olma” günü gibi görünüyor.

Türkiye, çok büyük bir imtihandan geçiyor.

Yıllardan beri batıl, yanlış, köhne, kokuşmuş bir sistemle yönetilen bir ülke, sonuç itibariyle yeni yeni uyandı.

Herkes aklını başına aldı.

Çünkü kökü dışarıya bağlı olan CHP’nin altı oklu laikçi, Kemalist bir anlayışın varlığıyla artık bu memleket yönetilemez…

İthal edilmiş, tüm versiyonlarıyla, tüm imkânlarıyla, tüm yasalarıyla dış orjinli bu sisteme artık bu millet “dur” demek istiyor.

Ki dur denmelidir.

Zira nerdeyse yüz yıla yakın bir zaman dilimidir ki; bu halk, bu sistemden hep zarar görmüştür.

Nitekim bu sistem var olduğu müddetçe yeni yeni terör odakları üreyecektir, baş kaldıracaktır, kobra yılanları gibi ülkenin varlığına diş bileyecektir.

İşte bugünkü Suriye’de görünen manzara… Aklı başında olan herkes; bu manzarayı yaşanan vahşeti görmelidir.

Ve görmek zorundayız da.

Yani bugün komşumuzun kapısı çalan kâbus yarın bizim de kapımızı çalar…

Kimin elinin kimin cebinde olduğu da meydanda.

***

Onun için Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün ciddiyetiyle gecesini gündüzüne katarak bir yandan tüm dünyaya sesleniyor ve bir yandan da kendi ülkesine sesleniyor…

Ve diyor ki;

“Almanya hitler yıllarına döndü.

ABD kimliğini gizleye gizleye PYD/DEAŞ/Esad’la şeytan üçgeni gibi iç içe çalışıyor, silah veriyor ve utanmadan da Türkiye’yle müttefikiz diyor”

Sayın Erdoğan’ın bu haykırışlarına milletçe kulak vermemiz gerekir.

Bu haykırışlar boşuna değildir.

Sayın Erdoğan, “Yeni sistem, terör örgütlerinin kâbusu olacaktır” diyor.

Evet, gerçekten kâbusu olacaktır.

Eğer yeni sistem, gerçekleşmezse bu yeni sistemin vebali ona “Hayır” oyu kullananların boynunda olacaktır…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu’nun “Gelecek için Evet” programında konuştu.

Ve şöyle dedi;

Varsın hayır’ı savunanlar saçmalasınlar.

Biz tüm sorulara berrak cevaplar vererek, “Evet”imizi anlatacağız.

Yeni sistem terör örgütlerinin kâbusu olacaktır.

Yani sistem, demokrasimizi ve ekonomimizi güçlendirecek bir sistem olacaktır."

Evet, gerçekten yeni sistem için ümit var oluyoruz.

Milletçe yeni sistemin varlığı için ümit var olalım.

***

Zira Üstat Bediüzzaman Hazretleri diyor ki;

“Artık yeter.

Âlem-i İslam uyanmalıdır.

Gaflet uykusundan şafakın vaktinde Allahû Ekber nidasıyla uyanarak yola çıkmalıdır.

Eski hal mahal ya yeni hal, ya izmihlal!”

Eski Türkiye vaziyetiyle yaşanılması artık imkânsız hale gelmiştir.

Türkiye bu anayasayla, vesayetçi yasayla, darbecilerin Kemalist anlayışıyla, ulusalcıların Seküler, laikçi anlayışlarıyla bu memleket artık yönetilemez.

"Bu memleket böyle kalsın, anayasa değiştirilmesin. Cumhurbaşkanı kendini yeniletmesin” diye gösterilen çabalar inanıyoruz ki; boşa çıkacaktır.

Aksi halde tüm bu çabalar boşuna olmuş olacak?

Allah korusun bu kâbus içimize çökerse, bizi boğar ve farkında bile olmayız.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten yıllardan beri bizim tüm değer varlıklarımızı elimizden alan nice hıyanet erbapları oldu…

Küfür sistemlerine ve batı emperyalizminin mezalimine karşı, nerdeyse kapıkulu gibi durduk, kabullendik…

Ama artık bu millet uyanmıştır…

Bu kirli anlayışlara dur dememiz gerekir…

Kemalist, Seküler, inançsız darbeci post modern Batı Çalışma Grubu gibi yapıların; yeni çıkmalarına geçit vermememiz lazım.

Buna geçit verilmemesinin yolu; Bediüzzaman hazretlerinin mefkûresinde geçmektedir.

Ve ondan faydalanmamız gerekir…

Gerek siyaset alanında olsun, gerek günlük toplumsal hayat akışları içerisinde olsun, her şey tümüyle anayasanın değişmesine bağlıdır.

Bu değişim için de topyekûn “Evet” demeliyiz.

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Dün de aynı bu köşemizde “Amerika Münbiç’te” demiştik.

Amerika’nın dünya için, yeryüzü insanlığı için ne kadar tehlikeli bir devlet olduğunu vurgulamıştık.

Ve bugün yaşanan olaylar ve oluşumların gelişmesi, yaşanılması, bizim bu tezimi kanıtlamaktadır.

Ki, tarih önünde de haklı çıkarmaktadır.

Dünyayı sömüren Bolşevik anlayış, ne yazık ki İslam dünyası, başta Türkiye olmak üzere yüzyıldan beri iliklerimize kadar sızmıştır, nerdeyse kanımıza kanserolojik bakteriyelleri yerleştirmiştir.

Artık halk herşeyin farkına varmıştır…

Darbecilerin de, postmodern anlayışında, küresel emperyal güçlerle işbirliği içerisinde olan, Bolşevikleri de bilmektedir…

İşte, bu fırsat içerisinde demokratik temel hak ve özgürlüğü çerçevesindeki anlayışın paralelinde artık adım atıyor…

Devletin yanında yer alıyor…

Gevşemiyor, birbiriyle kenetleniyor ve net olarak sandık başına giderek “Evet” diyecektir...

Bundan daha hayırlı bir iş, bir amel inanın sevgili okurlar görülemez.

Çünkü bu rejim, bu sistem, bu batıl antidemokratik hukuk dışı uygulamalar; millet için ülke için "badirelerden" başka bir hayır getirmiyor.

Aklı başında olan, aklını yitirmeyen, kalbini karartmayan herkes; bu hakikatler karşısında “Evet” demelidir.

Aksi takdirde çok ağır bir vebal altına girer…

Ve o tank paletleri gibi; vesayetçi anlayış ülkeyi ve milleti ezip geçecektir.

Atı alan Üsküdarı geçti misali...

Hiç kimse o zaman “Ah vah” demekle, kendini kurtaramaz…

Herkes dizini dövmeye başlar…

O'nun için tarihten ders-i ibret alarak; ülkenin yarınları için "Evet" denilmelidir.

En derin saygı ve sevgilerimle.