YOKSA CUMHURİYET, TÜRKİYE’Yİ İSLAM’DAN UZAKLAŞTIRMA PROJESİ MİDİR?!

Örneğin; Bir paçavradan ibaret olan Sözcü Gazetesinin dünkü birinci sayfasının sol alt bölümünde yer alan haber…

“AKP yandaşı kanalda Atatürk ve Cumhuriyeti övdü.”

“TRT SPİKERİ DENİZ’DEN CESUR ÇIKIŞ”

Büyük puntoyla yazılan bu haber şöyle devam ediyor;

“Atatürk bizi ümmet olmaktan çıkardı, birey yaptı” dedi, linç yedi, görevden el çektirildi.

***

Haber ara başlıkla şöyle devam ediyor;

“Ümmet kavramına laf söyletmeyenler, TRT sunucusu Deniz Demir’i 29 Ekim mesajı nedeniyle hedef yaptılar.

TRT yönetimi de ekrandan çekti.

Ancak sunucu Demir’e sosyal medyadan destek yağdı.

* * *

Şu habere bir bakar mısınız sevgili dostlar…

Türkiye, I. Dünya Savaşında haçlı güçlere karşı yenik düşerken, 1918’de İstanbul’u istila eden İngilizler, Mondros Mütarekesini ittihatçılara imzalattılar.

1920’de Sevr Anlaşmasını imzalattılar.

1923’te İsmet İnönü’nün himayesi altında Lozan Antlaşması imzalattırıldı.

Zira İsmet İnönü de aynı partinin temelinde yetiştirilen biri.

Milli mücadele kahramanları tarafından bu kirli ve hain güçler, ülkeden kovuldu, defolup gittiler.

Ama heyhat!

Ne yazık ki yerlerine CHP’yi bıraktılar.

Eğer o küfür dünyasının güçleri gitmemiş olsaydı, acaba bu millete böylesine zulümleri yapabilirler miydi?

Bu milletin ekonomisine, kültürüne, eğitimine, tarihine böylesine müdahale edebilirler miydi?

Ne mümkün? Kesinlikle yapamazlardı?!

Eğer etmiş olsaydılar bile ancak tüm güçlerini kullanarak yapabilirlerdi?.. Millet de onlara karşı, direnişten vazgeçmezdi?.. Yine onlarla çarpışırdı, gecesini gündüzüne katarak, silahlanarak onları ülkeden kovmaya çalışırdı?

Ama o güçler kuluçkaya yattı ve CHP anlayışını devletin bünyesine yerleştirdi.

Ve ne yazık ki cumhuriyet kavramı gibi kutsal kavramları da kirli emelleri doğrultusunda millete karşı kullandılar.

Oysaki “Cumhuriyet” bir fazilet ideolojisidir..

Saadet ve mutluluk rejimidir..

Dinle, imanla, milletle hiç ters düşmediği için milletin olmazsa olmazıdır.

Ama sen gel, böyle kirli ağızlardan çıkan kelimelerle cumhuriyetimizi karart..

Çamur at..

Mustafa Kemal Atatürk’ü de milletin gözünden düşürmeye çalış..

Hem de kirli ve dinsiz emellerin uğruna bunu yap…

Kabul edilemez, rıza gösterilemez, sineye çekilemez…

***

Bakınız sevgili okurlar…

Spiker Deniz Demir, çok yakından tanıdığım bir bayandır.

Bu Bayan Diyarbakır asıllıdır.

Bu Bayanın ailesi Diyarbakır’ın Dicle ilçesinin Altay köyündendir.. Köyün, nam-ı diğeri Hopek köyüdür…

Köken olarak Ermeni ailelerindendir.

Sonradan göstermelik “mühtedi” olarak kendilerini insanlara tanıttılar.

Bu bayanın dedesi kamyon şoförüydü, babası Avukat Hilmi Demir idi.

Hilmi yanlış değilsem hala da hayattadır, ya İstanbul ya da Ankara’da.

Nerdeyse ayda bir kadın değiştiriyor.

Bu Bayan da aldığımız iddialara göre nerdeyse iki üç senede bir koca değiştiriyor.

Aynı zamanda hala da Ermenilik damarının kendisinde mevcut olduğu düşüncesindeyiz.

Yoksa “Atatürk bizi ümmet olmaktan çıkardı, birey yaptı” ifadesini aklı başında olan, İslam inancına bağlı olan, İslam’ı yaşamasa dahi bu kelimeyi herkes ağzına alamaz, böyle bir cümle kuramaz…

Çünkü yalandır, iftiradır, sahtekârlıktır, karanlıktır.

Atatürk milli mücadele kahramanlarıyla birlikte ve hatta öncülük yaparak kazanmış olduğu kazanımlarla tarih sayfalarına kaydedilmiştir.

***

Netice itibariyle, cumhuriyet kavramını kirletmek isteyen nice hıyanet şebekeleri vardır.. İşte bu şebekeleri anlatan ve toplumu da her gün biraz daha asimile etmeye çalışan anlayışın portresini, bakınız Yeni Şafak Gazetesinin yazarlarından Yusuf Kaplan şöyle çiziyor…

Dünkü yazısından bir iki satırbaşını sizinle paylaşmak istiyorum..

Kaplan, şöyle diyor..

“İki asırlık Türk modernleşmesi, Türklerin İslâm’dan uzaklaştırılması projesidir. Türk modernleşmesi, Türkiye’nin medeniyet değiştirme projesine dönüştü.

Cumhuriyet döneminde katı laikçilik söylemi, Türklerin, bu toplumun deri değiştirmesini, bütün medeniyet iddialarını terk etmesini dayattı bu ülkenin çocuklarına!

Eğitim yabancılaştırıcı. Kültür mankurtlaştırıcı. Sanat yozlaştırıcı. Bu ülkenin en parlak liseleri ve üniversiteleri Batılıların misyonerleri gibiler: Böyle giderse bu toplum en fazla bir asır içinde asimile olur ve Batılılar dün fiilen işgal edemedikleri bu ülkeyi zihnen ele geçirmiş olurlar.

Sadece siyasetle zihniyet devrimi yapılmaz, yapılamaz. Siyasetin ontolojisi buna müsaade etmez. Siyaset, kurucu bir kaynak değil, koruyucu bir barınaktır -en fazla.”

Anlaşılan budur ki siyasetle, kirli oy toplama anlayışıyla, iktidarlar bu memlekete bir şey veremezler.

En derin saygı ve sevgilerimle.