…VE BAŞLADIK…

İki haftanın ardından, yeniden birlikteyiz!.. “Bismillah” deyip, işimize koyuluyoruz.. Nerde kalmıştık diyeceğim.. Lakin önce, “laf atanlara” bir yanıtım var.. Şu “bu hengamede tatil mi olur” diyenlere.. “Yeter artık arkadaş, işinin başına dön” diyenlere.. “İki haftalık tatil mi olur, bu kadar uzun tatil fazla” diyenlere.. Hele ki, “amma tatil yaptın ha” diyenlere de!…

 

***

Kısacası, 365 gün bilfiil çalışmaya karşılık, “iki haftalık tatili bize çok görenler!”.. Evet sevgili dostlar, gözünüz aydın, müjdeler olsun, aha da iş başı yaptık, ve de “yazıların, programların” startını da, veriyoruz!.. Yepyeni bir yüzle, daha renkli, daha atak, daha enerjik ve tabi ki, konuşulmayan, yazılmayan, irdelenmeyen, sorgulamaktan imtina edinilen mevzulara odaklanacağız…

***

Uzay Haber yepyeni bir ekran yüzüyle, Söz Gazetesi ise daha dolgun, doyurucu, kapyasıcı haber ve görselliğiyle, diyarbakirsoz.com internet sitemiz de, aynı enerjik yapısıyla, izleyicisini, okuyucusunu ve dinleyicisini kendine bağlayacak!.. Tabi ki, sizleri de her zaman olduğu gibi yeni dönem ve çıktığımız yolda, yanımızda görmenin şiarıyla, bekliyoruz!.. Ve nerde kalmıştık diyerek, öncelikli mevzulara muttali olalım!..

***

ARZU’NUN ÖLÜMÜ..

Hani bir söz vardır.. Denir ya, “gidip de gelmemek, gelip de görmemek” vardır… Sevgili Kutbettin Arzu’nun vefatı da benim açımdan aynen öyle oldu.. Biz geldik ama onu göremedik.. “Ölüm haberiyle” yüzleştik.. Vefatından kısa süre önce, bir telefon görüşmemiz olmuştu, “yerel seçimlerle” alakalı, kulis bilgileri açısından sormuştum!.. O gün şöyle demişti; “henüz esen bir rüzgar yok…”

***

Arzu için, söylenecek söz, dizilecek cümleler çok!.. Ama, önemli olan sağ iken söyleyebilmek.. Bir insanı kaybettikten sonra kıymetini bilmenin, bir insanın yokluğunda onun değerli olduğunu anlatmanın ne kadar yanlış ve ne kadar üzücü olduğunu, hep ifade eden biriyim!… Bunu bir kez daha fark ettim Arzu’nun vefatından sonraki mesajlarda!..

***

Arzu kendi halinde biriydi!.. Siyaseti de, öyleydi, yaşam biçimi de!.. Vefatıyla alakalı çok sayıda kişinin sorusuna muhatap kaldığım bir ayrıntı oldu.. O da, “Arzu’nun naaşının alel acele, gece yarısı toprağa verilmesi oldu..” Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, Diyarbakır Milletvekilliği, Tarım Bakanlığı ve bir dönem Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olan Arzu için, bunun reva görülmesi üzdüğü kadar, sorgulatıyor!.. Neden diye?..

***

Muhakkak ki, buna dair makul bir gerekçe söz konusudur.. Velhasıl, kendisine rahmet dilerken, Arzu ailesine de başsağlığı diliyorum!.. Mekanı cennet olur inşallah…

***

TEKİN’İN ACISI…

.. Ve Sevgili Bülent Tekin dostumun da acısını, üzüntüyle paylaşmak isterim.. Yarım asırdan fazla aynı yastığa baş koyduğu “eşi Sevim’i” kaybetti..  Amansız kanser hastalığına yenik, düştü.. Merhumeye Allah’tan rahmet dilerken, Tekin’e de başsağlığı dilerim..

***

AK PARTİ KAZANI..

Diyarbakır’da İlçeler düzeyinde, kaynama devam ediyor… Kısa süre önce, Bağlar, Yenişehir, Kayapınar ve Ergani’deki kazan değişim odaklı olarak, taştı.. 4 Başkan görevden alındı.. Yerlerine atama oldu..

***

Değişimler, “gönüllü mü, gönülsüz mü” diye sorgulanıp duruldu.. Tabi sonrasında görev bırakanlar “biz belediye başkan adayı olmak için, çekiliyoruz” yönünde resmi açıklamalar yaptılarsa da, özelde işin öyle olmadığı biliniyor…

***

Ki bunu teyid eden, Bismil İlçe Başkanı Veysel Yağmur’un istifasının istenmesi oldu.. Mevzu, bir süredir kent gündeminde.? Gerek İl Başkanlığı’nın konuya dair beyanı, gerekse de Yağmur’un istifasına ilişkin direnç gösteren açıklaması, çok konuşuluyor!… Muhtevalar ise hayli manidar..

***

Yağmur “MKYK kararı olmadan istifa etmem” diyerek direnç gösteriyor.. İl teşkilatının “kendisine mobing uyguladığını” üyelerini istifaya zorladığını, dile getiriyor..Yani, İl Başkanını açıkça suçluyor. Yapılanların da “AK Parti'ye zarar” verdiğini söylerken “aksi bir şey olursa, fena konuşurum” diyor..

***

İl Teşkilatı olup-bitene ne diyor?!.. “Genel merkez teşkilat başkanlığımız Bismil İlçe Başkanlığı için değişim kararı ve Sur İlçesinde yönetim değişikliği için gerekli adımları attı. Süreç bu şekilde nihayete erecektir..”

***

Bekleyip görelim, sürecin nihayete nasıl ereceğini?!. Ama görünen o ki “AK Parti kazanı ilçe teşkilatlarıyla alakalı taşma hali, İl Teşkilatı için de, sonuç doğurabilecek” istikamete doğru evriliyor.. Kulis bilgilerine göre,  önümüzdeki günlerde diğer ilçelerle alakalı da benzer hallerin olabileceği, konuşuluyor!..

***

CHP KAZANI..

AK Parti Diyarbakır Teşkilatı yapısından daha, gergin ve daha sorgulayıcı, direnç gösteren “kazan fokurdaması” yaşanıyor.. Ki bu gerilim, AK Parti’den CHP’ye geçiş yapan ve sonrasında İl Başkanı olan Abdullah Atik’le daha bir üst düzeye çıktığını biliyoruz!…

***

Bir çok ilçe teşkilatının görevden alınması, yerine yeni isimlerin getirilmesi, sonrasında Milletvekili Seçimlerindeki liste hesaplarının yarattığı, uzlaşılmaz CHP’de “bloklaşmaya neden oldu.. Son olarak da, CHP tarihinde bir ilk gerçekleşti..

***

Bağlar İlçe Kongresi, İl Başkanı Atik’in “Yönetim listesine önerdiği bazı isimlere yer verilmemesi” nedeniyle, İlçe Başkanı Recep Yavuz’un başkanlık ettiği liste, iptal edilmiş, kongre ertelenmişti.. Bu uygulamayı protesto amaçlı Yavuz “açlık grevine” girmişti. Karar geri alınmaması halinde; “ölüm orucuna” gireceğini de, basın açıklamasında duyurmuştu?

***

Ancak bir günlük açlık grevi, Parti Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun devreye girmesiyle; “son bulmuştu?”.. Ancak, İl Başkanlığı ile İlçe Teşkilatları arasındaki “uyumsuzluk” yüksek dozajlı devam ediyor.. Tabi bu çekişme kulislere göre üst katmanda, Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Atik arasında, yaşanıyor!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Dilin de, siyasetin de yapısı ve ruhu bozuldu mu, ahlak sorulmaz!..