15 TEMMUZ 7’NCİ YILINDA!…!

Sene-i devriyesindeyiz!.. Üzerinden, 7 yıl geçti.. 252 insanımızı şehit verdik.. Sosyal, siyasal ve ekonomik girdaplar yaşadık… Lakin hala da o hain ve kalleş girişim tam teşekküllü biçimde, şeffaflaşarak, netleştiğini söyleyemiyoruz!!.. Flu yönleri var…Özellikle de, siyasi ve yönetim kadrosu noktasında!…

***

Çünkü, meselenin bu yönü, gerçek bir uğraş ve mücadele ile aydınlatılmadı.. Karanlıkta duruyor.. Neden, niçin ve nasıl, kimin nam-ı hesabına diye de hep sorgulanmakta.. Kaldı ki insan düşünüyor..  Şayet, “iç piyonların” dış destekli akıl ve sahip noktasında, darbe girişimi başarılı olsa idi!… Neler olurdu ya da neler olmazdı?!

***

Sahi kim Cumhurbaşkanı, olacaktı?.. Ya da Başbakan.? Mesela, Milli Savunma Bakanı.. Adalet Bakanı.. İçişleri Bakanı.. Dahası, Genelkurmay Başkanı kim olurdu?!.. Muhakkak ki “bizim çocuklar”, listelemişlerdi ya da onlara birileri bu listeye göre, yönetiminizi belirleyin demiştir?!..

***

Muhtemelen, bu zat-ı na muhteremler, o gecenin sabahı için o gece çok ama çok derin köşelere çekilmişti!.. Büyük bir iştah ve hevesle, günün ışıldamasını bekliyorlardı.. “Emir komuta bizde” diye nara atmaya bildiri okumaya ve yönetime el koymaya?!…

***

Biri vardı!.. O’nu gördük.. Tankların arasından, nasıl sıvıştığını..  Heyecanlı, heyacanlı darbenin akıbetini, nasıl da kahvesini yudumlarken, televizyondan izlediğini.. Öyle ya Ankara’dan, İstanbul’a bu hengamede neden gelirsin?!..

***

Eee!.. Planları zannettikleri gibi gitmedi.. Hüsrana uğradılar.. Milli irade, demokrasiye sahip çıktı.. Ve onların patronlarına “sizin veletleriniz bilesiniz ki bizi yönetemezler” denilerek, silleyi indirdi!.. Demokrasi destanı yazıldı; 7’den 70’e sivil halk!..

***

Gerçi heveskar piyonlar başarılı olsaydı.. Yine de, “ülkenin yönetimini” onlara bırakmazlardı.. Onlar “kendi veletlerini” gönderir, “bizim çocukları da!!!” kapı önüne koyarlardı.. Çünkü, onlara biçilen görev, sadece ve sadece piyonluktu!… Her dönem öyle olmuştur..

***

Şükürler olsun ki, başarısız oldular!.. Ülke de millet de, devlet yönetimi de, safını ortaya koydu!.. Sivil irade… Lakin, bu işin soruşturmaları, gözaltı ve tutuklamalar, yani hesap sormuşlukta; zafiyet kadar “at ile it izinin karışımı” halen yüksek dozajlı ayırt edilmiş değil!.. Mevcut hükümeti bu alana dair yeni bir konsept geliştirmesi gerekir.. Özellikle de toplumsal uzlaşı ve barış için şart..

***

Netice itibariyle!.. Darbe darbedir, darbeci de darbecidir.. Ana kural ve ilke, demokrasinin ruhu, milli iradenin de temsiliyetiyle yönetilmek?!.. Şunu iyi bilmek gerekir.. İktidar ne kadar anti demokratik olursa olsun, darbe anti-demokratikliğin demokrasi karşıtlığının daniskasıdır… Ülkenin ve milletin de baş belası, tarihsel yıkımıdır?

***

Darbe girişimi, tertibi veya oluşumu!.. İster emir-komuta zincirinde olsun, ister zincirlerden boşalmış, arınmış olsun!.. 60’ta, 71’de, 12 Eylül de, 28 Şubat’ta, 27 Nisan e-muhtıra da, aynı keferelerdir!.. İster iktidar karşıtı, ister iktidar yandaşı olun; demokrasinin kıblesi milli irade olduğuna göre, ondan üstününe biat edici olunamaz!?..

***

Onun için, bireyden topluma, toplumdan ülke sathına ve milletin, bütünlüğü.. Her türlü darbeye, her türlü hukuksuzluğa, her türlü dayatmaya, vesayete, kuşatmaya, otoriterliğe ve despotluğa, hayır demeliyiz, demek zorunda olmalıyız!..

***

Ve 15 Temmuz’u dün olduğu gibi bugün de yarın da, unutmayarak her daim telin etmeliyiz!.. Bilelim ki, “içimizdeki piyonlar” bitmez, dış destek ve dış aklın da kökü gelmez?!.. Ülke ve millete ihanet etmeye hazır nice, “şeytan ruhlu” darbeci anlayışın, canileri vardır!..

***

Çünkü, çok darbeler oldu!.. Çok muhtıra ve müdahaleler yaşandı.. Ama hiçbirinde, bu ülkenin askeri, bu ülkenin insanına namlu yönlendirmedi, kurşun sıkılmadı?. 252 insanını katleden olmadı?  Hiçbir savaş uçağı, bu milletin iradesinin ve temsiliyetinin yer aldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bomba yağdırmadı!..

***

Şairin ‘Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın’ dediği gibi; bu ülkenin insanları da göğsünü siper etti ve bu hayâsızca akını, canı pahasına püskürttü. Çünkü onun istiklalinin de istikbalinin de sigortası imanıydı, o da bunun gereğini yerine getirip yaptı..” Ve milli iradesine, temsiliyetine, demokrasisine sahip çıktı..

***

Sonuç itibariyle.. 15 Temmuz ruhu etrafında kenetlenmesi gereken siyaset, asker, üniversite ve toplumun her katmanı, farklılıklarını muhafaza ederek yeni bir şahlanışı sağlayacak güce sahip olduğu şiariyla hareket etmesi gerekir.. Yeter ki, birbirimize adil olalım, birlikte olalım ve iri olalım, pek tabiki rehavete kapılmayalım!?..

***

 

 GÜNÜN SÖZÜ

Ayakta ezilip ölmek, diz üstü yaşamaktan daha şerefli ve onurludur…