AAA ERDOĞAN’A NE KADAR DA BENZEMİYOR?!

Bir halk deyimidir!..

Denir ki “keskin sirke küpüne zarar!..”

Çok farklı anlamlar için kullanılmışsa da!..

Vecize sözün özünde yatan gerçek nettir..

O da, “kişisel ihtiras!..”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sirayeti, bu noktada pik!.

Kesintisiz, firesiz ve de itici işliyor!!!

Kendisinin mahirliğini de eklediğimizde düşman başına!

Gerilimin odak merkezi..

Israrla, inatla bilerek, isteyerek ihtirasıyla bombalayıp, duruyor..

Yüklendikçe yükleniyor!..

Şuur evrilmesi sonucunda ise suç fiilleri boca etmekte!!!..

Peş peşe yargısal kimlik kazanan suçlar bini bir para!..

Herkesin malumu!!

Artık; “mızrak çuvala sığmıyor..” 

***

İstanbul’un iki dönemdir, emiri!..

6 yıldır, o koltuk..

Kadim şehre zerre-i miskal, bir hayrı yok..

İcraatı olmadığı gibi, sürekli sorunlar yaşanıyor..

Yol, ulaşım, içme suyu..

Ne maddi, ne de manevi yönde bir kazanım sağlamış değil..

Her şey, zerre-i miskal ne gezer vaziyette!…

Ki İstanbul büyük bir deprem felaketinin de eşiğinde..

Uzmanlar uyarıyor..

Yanı başında yaşanan sarsıntılar..

Yıkılmaya müsait 600 bin konut bulunuyor..

Ancak, umursama yok!?.

***

Vaki olan tek şey var..

O da onun ihtirasının ekseninde vücut bulan siyasi gerilim!…

Ağzından dökülen sözcüklerin, hedef noktası körükleme, hizipleşme!!!”

Suç teşkil ediciliği, bini bir para misali!!..

En ürkütücü olan da; “yavuz hırsız” misali, baskın çıkmaya çalışır olması?!!..

Mağdurum da mağdurum!..

İyi de neyin mağduru, kimin mağduru diyen yok!…

Var ise de; siyasi ve ideolojik körlüğün hışmına uğruyor!..

***

Parti Genel Başkanı mı?..

Belediye Başkanı mı?

Cumhurbaşkanı Adayı mı?..

Hepsini icra ediyor…

Ki seçim havası olmamasına rağmen orada, burada mitingler tertipliyor..

Her kürsüye çıkışında..

Ya da uzatılan her mikrofona..

Çıktığı her canlı yayında; saydırmadığı makam, mevki kişi kalmadı?

Alenen suç işliyor!..

***

Valiye bilmem ne diyor, soruşturma açılınca öyle demedim, basit adam dedim!..

Adalet yakasına yapışınca!..

Enva-i çamura yatmalarla, ahaliyi galeyana getirme adına, sokağı işaret ediyor..

Haydi Saraçhane'ye diyor…

***

Esenyurt Belediyesinde vuku bulan durum!..

Akabinde, Beşiktaş Belediyesi’ndeki yolsuzluk soruşturması!..

Açılan soruşturma..

Yürütülen davalar…

Bakıyorsun ki, ana akımın başında yine kendisi!..

Önüne gelene sallıyor..

Savcıya, hakime, bilirkişiye!..

Bakanına…

Alayına etmediği laf kalmıyor..

Hızını alamıyor..

Bu kez savcının aile efradına satır arası her türlü tehdit içeren, lafları boca ediyor…

Ateşi yakan kendisi, körükleyen de kendisi..

Gerilim yaratıcı olan da yine kendisi..

Yasa..

Kanun..

Nizam tanımıyor..

***

Adalet, yakasına yapışınca!..

“Kızıl kıyamet!..”

Başlıyor bu kez,

Demokrasiden,

İnsan haklarından söz ediyor..

Yetmiyor hakaretlerini de tehditlerini de fikir ve düşünce özgürlüğü kapsamında ettiğini söylüyor..

İşte önceki gün, Çağlayan Adliyesi önünde yaşananlar!..

O adliye ki,

Siirt doğumlu Kürt-Arap karışımı Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edildiği yer..

Makamında katledildi..

CHP’nin siyasi savunma kalkanı altında olan, DHKP-C örgütü!…

Atılan sloganlara bakın..

Kiraz’ı şehit eden örgüt üyelerinin o gün attıkları, sloganın ta kendisi!…

***

Gezi eylemlerinin önemli aktörlerinden, maskeli Kaftancıoğlu gibi!..

İstanbul İl Başkanının, kameralara yansıyan görüntüleri..

Adliye önünde nara atıyor..

O TOMA’ları..

O Panzerleri..

O barikatları..

Devirin, ezin geçin diyor..

İmamoğlu gerilimin atmosferini artırma adına miting düzenler gibi; otobüsten ateşi körüklüyor..

“Biz Silivri'yi yıkarız”

***

İmamoğlu’nun yarattığı siyasi gerilimin merkezini teşkil eden ihtirasının odak hedefi ne?..

22 yıldır, iktidar olan Erdoğan’ın mazisiyle, sonuca varmak..

Cumhurbaşkanı olmak, adına!..

90’lara atıfta bulunarak, Erdoğan’ın o dönemde yaşadıklarına sözü getirip bugün bize yapılıyor diyor?..

Kendisine yapılan suç Erdoğan’a yapılan suçtan daha büyük!!

İki yazı önce aktardım..

Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet şiir okuma suçundan daha muteber mi?!…

Vay ki vay, arkadaş!?.

***

28 Şubat Post-Modern darbe döneminde!..

Erdoğan Siirt’te okuduğu şiirden dolayı, Diyarbakır DGM’sinde ifade verirken..

Duruşmaları yapılırken..

Yargılamanın tüm evrelerinde, hiç vakıf oldunuz mu; miting düzenler gibi, Diyarbakır’a geldiği..

Adliyeye gittiği..

Adliye önünde panzerlere, tomalara kafa tutan partililerin olduğunu!..

Ben görmedim..

Ki o dönemde davayı takip eden biri olarak..

İki avukat!..

Bir kaç polis…

Her ifade sonrası, sessiz sedasız ya karayolu ya da uçakla, İstanbul’a dönüş!..

***

Erdoğan şiir okuduğu için yargılandı, düşüncesini açıkladığı için mahkum oldu.

Cezaevine giderken de, kimseye çağrıda bulunmadı..

Hadi burada buluşalım, şöyle edelim, böyle edelim demedi..

Kaldı ki oraya gidenler bir tek partili değildi..

Her kesimden insan vardı..

Fikriyle, zikriyle, yaşam anlayışıyla Erdoğan’la zıt olanlar ordaydı..

Merhum Ahmet Kaya bile, oradaydı..

Uğurlayanlar arasında yer alıp şarkı söyledi..

***

O dönemde halk onun mağduriyetine inandı!..

Sahiplendi..

İstanbul Belediye Başkanlığı dönemindeki emirliğini dört dörtlük yerine getirdiği için..

Güven tesis edicilikle bugünkü kesintisiz 22 yıllık iktidarı bahsetti..

Cumhurbaşkanlığı makamını verdi..

Ama hiçbir şekilde ihtirasına körelip, teslim olmadı!…

Yollar farklı, yiğitlik daha bir farklılık arz ediyor..

 

***

Mevcut İmamoğlu’na sirayet edici ihtiras onu taşıyacağı tek koltuk var..

O da, CHP’nin yalnızlaşan başkanlık koltuğudur..

Başka bir yer değil..

Hele ki Cumhurbaşkanlığı makamı…

Yargı..

Davaları bırakalım..

Halkta yaratılan iticiliği de..

Parti içerisine kendisi tarafından yayılan operasyonel gerilim virüsleri kırmızı kart gösterecek..

Çünkü hakkın, hukukun, adaletin, demokrasi mücadelesinin şartları; eğer ki bunların sınırları içerisinde, kalırsan, hükmün geçerli olur..

Dışına çıkarsan!…

İşte o zaman işin rengi değişir!?.

Arkanda kimse olmaz, kimseyi de bulamazsın!!!..

Bilesin ki, ahali de der ki;

“Aaa Erdoğan’a ne kadar da benzemiyor!!”

 

***

GÜNÜN SÖZÜ

Lider olmak istiyorsan, önce ihtiraslarına insanlık libası giydirmen gerekir!..