AH BİR TUTARSA; PALMİYE!!!…
Ah ki ah, hal-i durumumuza!…
Eee, hep öyle olmuştur..
"Ya tutarsa" ya da, "Ah bir tutarsa?"…
Siz "o zaman" görün..
Siz, "görürsünüz"..
Veya ne mutlu olurduk değil mi?..
Ama hep; "hayal alemine" dalıp durduk..
Uyanış ise, hep hüsranlı olmuştur…
Yıkık hayaller..
***
"Perşembenin gelişi Çarşamba'dan bellidir" denir ya!
Bizim, Diyarbakır'a "Palmiye ağacı" dikiminin, "nafile" bir işlem olduğu gerçeği gibi!…
Ama kime dersin?..
Öyle ya, "kimler denemedik ki?"
Kimler on binleri bu uğurda hiç etmedi ki?..
Kimler diktiğini, sonradan kuruyup, bir o kadar para harcayarak sökmedi ki?"…
***
Lakin niyet halis değil!..
Olsa idi..
Biri sorardı…
Yahu "Tropikal" bir yaşama sahip Palmiye ağacının Diyarbakır'da yaşamı vaki mi?
Palmiye ağacı, denizden çıkarılmış balık gibi!…
Bu şehrin "sıcaklığına?" dayanmaz…
Nem oranı onu yaşatmaz!?..
Eee; gel de anlat bizimkilere!…
Tabi bölgedeki barajlar peş peşe bitse..
Sulu tarım yaygınlaşsa..
Nem oranı da, o biçim artarsa..
Yani, bekle de bekle...
***
Mevzu önceki gün, yine gündem oldu!…
İl Başkanı M. Şerif Aydın'a sorulmuş…
Kuruyan "Palmiye" ağaçlarına, siz ne diyorsunuz diye..
Yanıtı, güzel!…
"Diyarbakır'da Palmiye ağacı görmeyen o kadar çok insan var ki?..
Deniz görmeyen insan var..
Bırakın palmiyeyi, palmiyeler tutsaydı..
Diyarbakırlılar da görseydi ben mutlu olurdum?."…
***
Ah ki ah!…
Başkan ne sen "mutlu" olabildin?..
Ne Diyarbakır ahalisi "Palmiye" ağacının yeşilliğini görebildi?..
Ne de, "Denizden" öte, Dicle Nehri'ne bir set ördürülmesini gördü?.
Ki, hala Dicle akıyor, Diyarbakır ahalisi bakıyor…
***
Ne diyordu, merhum Nasrettin Hoca!…
Malum..
Elinde bir sıtıl yoğurt..
Göl kenarına gitmiş..
Kaşıkla göle yoğurt çalıyor..
"Mayalamak " için..
Sormuşlar hocam göle maya çalıp, yoğurt nasıl olur demişler?.
O da demiş ki..
"Ya tutarsa"…
Bizim meşguliyetimiz ve meşkâlemiz de bu minvalde; ya tutarsa!..
***
Diyorum ki, "ya tutarsa" lafını unutalım…
Yoksa…
Meclis Başkanı Şentop'un "Boğazlar sözleşmesinin" iptaline yönelik, getirdiği tanım, yeniden alevlenir..
Adam dedi ki;
Eğer ki,
Yeteri kadar yoğurt bulursanız..
Ve Marmara denizinde ayran yaparsanız..
O zaman "sözleşmeyi" Cumhurbaşkanı iptal edebilir?…
Bu lafa kimler, ne demedi ki?.
Yunanistan'la "göğüs göze" sipere yatacak hale geldik..
***
Hasılı kelam!…
Üzüntümüz var, "Palmiye" ağaçlarının kurumasına..
Üzüntümüz var, Diyarbakır'ın on binlerce lira parasının heba edilmesine..
Üzüntümüz var, her gelen yönetimin "tekerrür" ettirmesine..
Üzüntümüz var, "hala ya tutarsa" denilmesine ısrarcı olanların var olması..
Üzüntüm var, OSB'dekilerin "bir gülle bahar" olabileceğine inanması!…
***
VALİ BEY'İ SEVİYORUM!…
AK Parti İl Başkanı M. Şerif Aydın…
Aylık basın toplantısında, demiş..
"Vali beyi seviyorum.."
İyi de…
Vali Beyi "sevmediğini" söyleyen var mı…?
Sanmıyorum!...
Söylenen..
Parti Yönetimi olarak, Vali Beyi ziyaretlerinde yaşanan "protokol" hoşnutsuzluğu..
Neyse..
Görülen o ki, "buzlar" erimiş ki, "seviyorum" koduna gelinmiş..
Zaten, herkesin de istediği o..
Kırgınlıklar son bulsun, maksat muhabbet olsun!…
***
ŞEHİR HASTANESİ?…
Vallahi kim ne derse desin…
Diyarbakır için, "Şehir Hastanesi’nin" yapım işi, "efsaneleşti?"..
Ama, yılan hikayesine dönerek!…
Bu minvalde, "kaç yazım" oldu doğrusu ben bile hatırlamıyorum?
Çünkü, Sağlık Bakanı da?.
Sağlık Müdürlüğü de..
Diğer siyasiler de, her seferinde bir tarih, bir işlemden söz edip durdu!
En son, tartışılan yer konusuydu..
İl Başkanı Aydın'da vaziyetin sürecine dahil oldu..
Kendisine göre;
Temmuz'da Hastane "ihalesi" yapılacak..
2021 bitmeden de, "temeli atılacak?"..
Ne diyelim…
"Sütten ağzı yanan, ayranı üfleyerek yediği için.."
Bende, bekleyip görelim diyorum..
Tabi, müdavim okurlarıma..
Özellikle, Mersin'den sürekli "Şehir Hastanesinin" akıbetini soran Zana Yaruk hemşerime!..
Diyorum ki..
Başkan Aydın kesin konuştu..
Artık muhatap o…
"Temmuz'da ihale yapılacak, 2021 bitmeden de temeli atılacak?"..
Yani artık varsa sorunuz, adres belli!...
***
GÜNÜN SÖZÜ
Sevmek için “yürek” sürdürmek için “emek” gerek.