AK PARTİ KAZANI TAŞTI; BAŞKAN KİM OLACAK?…

Diyarbakır özelinde, kazan taşma hadisesi dönemsel olarak ne hikmetse hep tekerrür ediyor!.. Ki son dönemde, taştıkça taşıyor.. 14-28 Mayıs seçim sonrasında, “İlçe Teşkilatlarına yönelik, “revizyon mu, taze kan mı, yoksa keyfiyet arzlı infaz mı bilinmez bir operasyonel faaliyetle”, 7 ilçe Başkanı değişti.. Yerine atamalar yapıldı, kimi direndi, kimi boyun eğdi, kimi de kamuflaj olarak ilçesinde belediye başkan aday adaylığını öne sürdü, kimi de hak etti noktasında, oldu?!

***

En çok, Bismil’i burada çok konuştuk!.. Çünkü, Veysel Yağmur İl Teşkilatı istedi diye istifa etmem.. İlla ki, MKYK kararı olması gerekir.. Yok öyle oldu bitti” diyerek karşı çıkmıştı?.. Kamuoyuna bir koltukta iki başkan bile denildi?.. Nitekim, iki haftayı aşkın süre yerine atandığı İl yönetimi tarafından duyurulan Muzaffer Cengiz Özaydın’ı tabiri caizse; “Parti İlçe Binasına sokmadı?”.. Hatta iddialı bir şey söyledi.. Aksi takdirde “fena konuşurum” dedi…

***

Nihayetinde, geçtiğimiz Cuma günü yine İl Teşkilatı, MKYK’dan çıkan, 22 Eylül 2023 tarihli, “İlçe Teşkilatı, asil ve yedek üyeler dahil görevden el çektirilmiştir” yönünde aldığı karar, basınla paylaşılmıştı.. Bu karar sonrası, gözler Yağmur’un “fena konuşurum” sözünün akıbetine odaklanırken, Pazartesi günü, İl Başkanı M. Şerif Aydın’la ilgili görevi bırakma yönünde flaş gelişme yaşandı..

***

Ki, Aydın akşam saatlerinde kendi sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.. “Kıymetli Diyarbakırlı Hemşehrilerimiz.. Yaklaşık 3 yıldır sürdürmekte olduğum Ak Parti Diyarbakır İl Başkanlığı görevimi bugün (25 Eylül 2023) itibariyle bırakmış bulunuyorum…”

***

Veda mahiyetli bu paylaşımda, dikkat çeken Aydın’ın bundan sonraki “süreçle alakalı, herhangi bir siyasi hedefinin olabileceğine ilişkin”, tek bir cümle kullanmayışı?..  İstifanın sırrı nedir?.. Ne Belediye Başkan aday adaylığı, ne MKYK üyeliği ve ne de, AK Parti’nin bir neferi olarak farklı bir kulvarda, görev üstlenme adına, istifa ediyorum gibi; lafı da olmadı?.. Denir ya “görülen lüzum” bile denilmedi?.. Neyse; “karamanın koyunu sonra çıkar oyunu.”…

***

Merak edilip, yanıt aranan bir soru var.. Ki dün gün boyu sorulup, duruldu.. O da şu.. Görevi bırakan Şerif Aydın’ın “istifaları yönünde baskı yaptığı, Genel merkeze nüfuz ederek görevden aldırdığı İlçe teşkilat başkanlarının hal-i durumu ve yeni atananların akıbeti ne olacak?..” Bu ateş, önümüzdeki günlerde, mevcut kazanı farklı bir noktada taşıtacak gibime geliyor!?. Haydi hayırlısı..

***

 

AK Parti dün, güne hareketli başladı.. Dahası, Aydın’a el çektirmenin hemen akabinde, geceden başladı, çok yönlü yoğun hareketlilik!.. Geceden ilk duyuru yapıldı.. İl Başkanlığı başvurusu için bir günlük mesai süresi verildi.. Yani dün, sabah saatlerinde “aday başvurularının” kabulü başladı.. Mesai bitiminde de son buldu.. Buna ulaşan isim listesine baktığımda, 35 başvuru var..

***

Bu arada, AK Parti Belediye Başkanları ile Meclis Üyeleri. İlçe Teşkilatları, Gençlik ve Kadın Kolları Başkanlarından da, hangi ismi il başkanı olarak görmek istiyorsunuz minvalinde, dün öğleden sonra “temayül yoklaması” yapıldı… Onlar da gün boyu, Parti binasındaki hareketliliğin birer figürü oldular..

***

Nitekim bunun için de, Diyarbakır Koordinatörü Şükrü Erdinç,  Bölge Koordinatörü Abdullah Ağralı, sabah saatlerinde Diyarbakır’a geldi. Bir gün önceden Diyarbakır’a gelen Malatya eski Milletvekili Hakan Kahtalı.. O da, Aydın’ın istifasıyla alakalı yazdığı metin konusunda, hayli etkisinin olduğu, ifade ediliyor.? Yani bir direnç  gösterme durumu var imiş?!..

***

Peki, son durum ne?.. Görünen o ki, bir kaç gün içerisinde, İl Başkanının kim olacağına, kesinlik kazandırılarak duyurulacak.. Kimler var, konuşulan isimlerden.. Çok isim zikrediliyor, başvurular  kısa sürelikte olsa, hatırı sayılır.? Teşkilat ve meclis üyelerinin önerdiği isimleri de sayarsak, liste hayli kalabalık…

***

Mevcut kazandaki son taşma hali şunu söyletiyor.. Özellikle, İl Başkanı Şerif Aydın’ın görevde” çekilmesinde, mevcut hali hazırdaki Milletvekillerinin, dahlinin yüksek olduğu.. Çünkü, seçim döneminde ve sonrasında eskiler ile yeniler çekişmesi, Aydın üzerinden çok, hararetli geçti.. Aydın ağırlıklı olarak, ki daha önce de buradan çok kez dile getirip, yazdım.. “Eskilere meyilli, yenilere mesafeli” diye..

***

Velhasıl, eski vekiller ile yeni vekillerin Aydın üzerindeki siyasi çekişmenin maratonunda durum; 0-1.. Yani eskiler yenik, yeniler galip.. Önümüzde bu kez, yeni il başkanı kim olacak maçı var.. Çünkü, eski ve yeni milletvekilleri “kendilerine yakın ismin il başkanı olmasına yönelik” hayli efor sarf ediyor.. Bakalım, durum eşitlenecek mi, yoksa skor tabelası 2-0’ı mı gösterecek.. Neyse, takipteyiz, bekleyip göreceğiz!…

***

 

 

ATATÜRK NE DERDİ?…

Bizim Rauf arkadaş, Özgür Özel’i yine fena yerden yakalamış.. Denir ya, gırtlağına basa basa.. Eee mesleğin gereğidir, “fikri takipte bulunmak, eski defterleri karıştırmak?”.. O da öyle bir mahirlikle, mevzu etmiş Özel’in ettiği lafı!..

***

Diyor ki, Özgür Özel Cumhurbaşkanlığı adaylığı için o gün, şöyle bir cümle kurmuştu.. Demişti ki; Erdoğan’a rakip Cumhurbaşkanı adayı olarak, “öyle bir aday çıkarıyoruz ki, yaşasaydı Atatürk bile “İşte benim adayım” derdi..

***

Peki, çıka çıka kim çıktı?!..Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.. O da; sağcısı da, solcusu da, muhafazakarı da, liberalinin de, milliyetçisinin de dahil olduğu altılı masanın hükmüyle çıkabildi.. Yoksa, tek başına çıkamazdı…

***

Tabi, Atatürk Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için, “benim adayım” der miydi, demez miydi bilemiyorum.. Ama velakin hakkaniyet terazisine baktığınızda, kurucusu olduğu CHP’nin siyasi faaliyetlerine karşı, topyekün kibrit çakardı…

***

Neyse!.. Özel’e dönersek.. Atatürk’ün bile “şapka çıkaracağı, benim adamım” diyeceği zat-ı muhtereme karşı, ne oluyor da bugün tezviratlar sıralanıyor.. Ve  ben rakibim deyip, ben onun oturduğu koltuğa oturmak istiyorum diyor..

***

Merakım şu!.. Atatürk yaşasaydı, bu hal-i duruma acaba ne derdi?!.. Özel nasıl bir tahminde bulunur bilmem… Ama öyle inanıyorum ki, “düşün yakamdan, sizi gidi siyasi sülükler sizi” derdi.. Sizce…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Ağzından dökülen cümle akıl havsalasının eleğinden çıkmamışsa; suya yazılmıştır?!