AKITILAN SALYALAR!
Ne diyelim; Dillere 'pelesenk' ettiğimiz bir üçleme!
Böl-Parçala ve Yut.
Derin bir 'siyasal' düşüncenin güttüğü bir strateji.
Her ne kadar; 'Çorçil'e özgü ise de!
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi;
Ülkemizde de 'ciddi' manada icra edilen bir düşünce.
Hedefe ulaşabilmek. İstediğini elde edebilmek.
'Büyük' lokmayı 'küçük' lokmaya dönüştürüp; yiyebilmek.
Yani; 'yekvücut' düşünceleri 'bertaraf' etmek.
Tek güç, tek 'kurtarıcı' ve tek düşünce kalabilmek için.
Ki bu 'aktivitenin' en büyük dayanak noktası; 'ağacın' kurdunun kendisinde olmasıdır.
Velhasıl; 'başarılı' bir yöntem olarak yıllardır icra edilmekte.
***
Bu hainane felsefede; "doğru" ile "yanlış" farklı bir muhtevaya sahip.
Yerler 'değişik'.
Şöyle; toplumun "doğru" bildiği yanlış "onun" için doğrudur.
Yanlış olarak bilinen "doğru" ise onun için; "külliyen" yanlıştır.
Anlayacağınız!
Kendisine has doğruları ve yanlışları mevcuttur.
Ve sürekli bu düşünceyi 'özellikle' rakip düşüncelere 'enjekte' eder.
Ki; "büyük lokma" olarak gördüğü hedefi bölüp-parçalayıp "küçük lokma" haline getirebilsin.
Bireysel başlar.
Toplumsal hale getirir.
Sonra da; "kitle" ve Millet'e dönüştürür.
***
Ne hazindir ki;
Ciddi manada da "prim" almaktadır.
Hani derler ya; "körü körüne" peşine düşülür.
İşte öyle bir hal-i ruhiyeyle "yanlışın" ağında koşulur.
Onlar için "her platform" sesin yükselme alanıdır.
Çığırtkanları "ses" volümlerini sergiledikleri performansa göre; "yükseltirler".
Doğruyu "yanlış"
Yanlışı da "doğru" diye; söylenirler.
Gaye "karşıt" görüşü zayıf kılmak.
Ondan "taraftar" kazanmak ve kargaşa üretici atmosferi oluşturmak.
***
En klasik ifadeleri; "siyasal" iktidarı hedef gösterip.
Alın size;
"Bu adam devleti satıyor".
Bunlar bölücü. Ülkeyi bölmek istiyorlar.
Rejim düşmanları.
Demokrasi kindarları.
Özgürlük ve insan haklarının "yasakçıları".
Havari kesilirler!
"Biz kurtarıcıyız" bunların yaşamasına ve yapılmasına "fırsat" vermeyiz diye.
Ve her cümlelerinin sonuna da eklerler;
"Biz böyle mi olduk?".
***
Körüklerler "karmaşık" havayı; Beyinlerin "dürüm" olabilmesi için.
Onların umurunda değiller; Ülke mi, devlet mi, millet mi?
Tek düşünceleri "faşizan" düşüncelerinin "kudsiyet" kazanması.
Sürekli "kurtarıcı" bir kılıç misali varlığının kabul edilmesidir.
Ama
Ülke ve millet olarak ne kadar "kandırıcı" bir yüze sahip oldukları "aşikâr".
Yani; "derin sularda" fikir avcılığı.
Ne yazık ki; "toplumun" öyle bir kesimi var ki.
İnanılmaması gereken noktada;
İnanılıyor.
Güvenmemesi gereken yerde;
"Güven" topluyor.
Şuursuz, fikirsiz "dar" dimağla atılıyor.
Hipnoz olmuş gibi.
***
Bakınız!
Son günlerde ülke ve millet acısından ciddi "gelişmeler" yaşanıyor.
Özellikle de; "yarınların" güvenliği açısından.
Farklı isimlendirmeler hâsıl ise de;
Demokratik açılım.
Darbecilerin "deşifre" ve tutuklanmaları.
Derin "devletin" maskesinin düşürülmesi.
Bin bir suratlı "yüzlerin" alenileştirilmesi.
Ve son olarak da; Anayasal Değişiklik paketi.
***
Dikkat edin!
Şer "odakları" diyebileceğim güçler;
"Doğru ile yanlışı" değiştirme formülünü burada uygulamakta.
Öylesine bir "körükleyici" hava yaratılıyor ki; "maazallah" hepsi "hayra alamet" değil diye.
Sanki "bunların" hepsi doğru işler değil; "kökten" yanlış işler.
Ağızlarından salyalar akıtarak "nara" atıyorlar.
Irkçılığı "yaymak" istiyorlar?
Faşistliği "uygulama" peşindeler?
Demokrasiyi ve Özgürlükleri "hapsediyorlar".
Derin bir üslupla eşeliyorlar ki; "kutsal değerler" ve olması gerekenler "bunlar" değil.
Doğru değil; yanlış bunlar.
***
Anlayacağınız;
Bu "fitne" ağına sahip Çorçil stratejisini uygulayan zihniyet.
Cumhuriyet tarihinden bugüne kadar; "hep" aktif bir role sahip.
"Vesayeti" daima vaki olmuştur.
İşte son yıllarda vuku bulan gelişmeler "vesayetlerini" zayıflattığı içindir ki; "saldırgan" bir ruh hali içerisindeler.
Ahmet Türk'e atılan "yumrukta" bu düşüncenin ürünüdür.
Kaos yarat ki; "hamle" yapabileyim diye.
Onun için; "toplum" bu hassasiyeti çok iyi bilmeli.
Ve titizlikle "ahval-i durumu" tahlil etmelidir.
***
Gelişen "demokratik" tepkinin "dozu" iyi ayarlanmalı.
Yeni "stratejilere" prim ve "ekmeklerine" yağ-bal olmamalı.
Çünkü "Kurt dumanlı" havayı sever.
"Su uyur düşman uyumaz" sözüyle; bu "ihanet" şebekeleri.
Her zaman ve her platformun "tetiğinde" vakidir.
Öyle ise;
"Büyük lokma" olalım ki.
Şer güçleri "yutamasın".
Yoksa "böl-parçala ve yut" planına "yem olup" gideriz.
Ki bu durum maazallah!