ALAYINDA VİCDAN YOK!..
Hiç tartışmasız!.. Şu "zincir marketler" var ya!.. Bilaistisna, alayı "şu fahiş fiyat uygulamasında" zevkten dört köşe, vampir gibi sömürüyor!.. Son "vurgun" operasyonları "Ayçiçek Yağı" üzerinden oldu.. Eee "algı üretiminde" mahir oldukları gibi, "paniğe yem olan ahalinin de" zafiyeti; "bunlara o biçim iştah açtırıyor…"
***
Zerre-i miskal, "ne vicdan sızlaması, ne de Allah korkusu var.." Zaten, "kuldan utanmaları" hiç yok!.. Devletten de "çekindikleri" söz konusu olmadığına göre.. Hele ki, mevcut ceza-i işlemler de, onlar için "bahşiş" misali kesilince "kral benim" demelerine gerek kalmıyor ki!.. Hasılata hasılat ekleyip, kasayı dolduruyorlar!…
***
Sezon başında, Ayçiçek yağının fiyatı ne kadardı?!.. 30 ila 40 lira arası!.. Ve bunu "stokladılar" depolarına.. Tabi kayıt dışı, "pek soran" olmayınca da, stokla da stokla!… Raflarına da, arada bir "birkaç" tane bıraktılar.. Gaye piyasada yağ sıkıntısı var algısını oluşturup bu minvalde "görsel" destek verip, "vatandaşı hücuma" geçirdiler…
***
Becerdiler de.. Ki 30 liralık yağ, 200 ila 250 liraya satılmaya başlandı!.. Yahu üretimin ve maliyetin ne kadar ki, "katlamalı, katlamalı" kallavi zam yaptın, hesabını "soran maliye memurları da" başka işlerle meşgul oldukları için; isteğin gibi cirit at!… Zincir marketler de gün sonu "bankalara kamyonlar dolusu" vatandaşı söğüşledikleri hasılatı taşıdılar…
***
Soğandı, patatesti, şekerdi, undu, şimdi de Ayçiçek yağı!.. Bakalım, açık ve aleni bir şekilde, gün ortası dört başı mamur gerçekleştirdikleri "soygunun" bostanına neyi bu kez üretime ve karaborsa ile stokçuluğa sokacaklar?… Çünkü, mevcut "avantadan gelen" fahişelik fazlasıyla "zincir marketlere" zevk verir hale geldi…
***
"Canıma minnet" diyen muhalefetimiz ve "iktidar hasmı" medyamız da; işin "siyasi devşirmesinde!… Marketlere parmak sallaması gerekirken, "iktidarı beceriksizle suçlayıp durmanın kurgusunda!.. Ve "manipülasyonda" kendi trollerini de devreye sokarak, "soyguna" masumiyet libası giydirmenin gayreti içerisinde bulunuyorlar!?..
***
Muhakkak ki, vakıf olmuşsunuzdur!.. A'sı mı, Biri mi var bilmem.. Zincir marketlerden birine, haftasonu Diyarbakır Merkez Bağlar İlçe Belediyesi Zabıta Ekipleri "ihbar üzerine" denetime gitti. "Ayçiçek Yağı" stoku yapılmış diye… İhbar doğru çıkıyor.. Nitekim, "denetim ve ortaya çıkan tablo" kameralara da yansıyor…
***
Ki görüntüler, 24 saat içerisinde 2 milyona yakın kişi tarafından, görüntülendi.. Raflarda tek bir yağ tenekesi yok.. Yetkiliye soruluyor, "Ayçiçek yağı" kalmadı mı, yanıt yok.. Zabıta ekibinden biri kasiyerden yanıt alıyor "kalmadı efendim.."
***
Peki denilip, ambara iniliyor.. O da ne; koli koli yağ tenekeleri?"… Bir kamyon dolusu.. Eee bunlar ne denildiğinde verilen yanıt pes dedirten cinsten!… "Yeni kamyondan indirdik, sabah raflara dizecektik?…" İşte tüm bunlar, kameralar önünde yaşanıyor ve doğal olarak Belediye ekipleri de, yasal işlemde bulunuyor…
***
Diyeceksiniz ki, sonra ne oldu!?.. Sonrası, "pişkinliğin de pişkinliğine" pabuç giydirecek bir tavır içerisine giren zincir market yönetimi ve yetkilileri, açık ve alenice yaptığı "soygundan" hayıflanması, ar etmesi gerekirken, Bağlar Belediyesi Başkanlığına ve Zabıta ekibine karşı "itibar operasyonu" geçiyor…
***
Vay sen misin "bizi denetleyen".. Vay sen misin "ambarımıza inip, stokçuluğumuzu" deşifre eden.. Vay sen misin "bizi el aleme rezil" eden.. Vay sen misin "bizim ismimizin" basında ve sosyal medyada kullanılmasına neden olan..
***
Kendini stokladığı yağ misali "su yüzüne" çıkarma gayretiyle, Belediye'yi yargıya ve ne hikmetse AK Parti'nin üst düzey kurmaylarına "şikayet konusu" ediyor.. Her ne kadar; gittiği her kapıdan "zılgıt" yediyse de!…. İçişleri Bakanı Soylu'nun beyanı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın "stokçulara hapis cezası" getiriyoruz beyanları vaki olduysa da…
***
Demem o ki; "zincir marketleri" yıllar yılıdır alışık oldukları "bekçisiz bostan" hırsızlıklarına artık, behemehal "caydırıcı" ve ders-i ibret içeren, mevzuat oluşturulmalı ki herkes haddini bilecek!.. Bakar mısın hem suçlu, hem de güçlü olmanın gayretiyle; Belediye'nin "asli görevini" yapmasına bile, tahammül göstermiyor karşı çıkıyor…
***
Eee “serbest ekonomi” adı altında niceleri böylesi çakallıklar yaparak, vatandaşı soyuyor… Artık ustalaştılar.. Ama bunların da, yasal mevzuatlarla dişlerinin sökülmesi gerekiyor…Nerde o savcı. nerde o kanun, nerde o yasal maddeler diye de çığlık atılmıyor değil?!
***
İşte bu hakikatin ışığında, yazının başlığına "alayında vicdan yok" hükmünü koydum!…
Dedik ya; Amaç belli… Türkiye’de kaosa neden olmak ve hükûmetin bu ortamı yönetemediği algısını pekiştirmekten öte değil; zincir marketlerin zihni ve fikri!.. Yapılması gereken; "başaramayacaklarını" bir kez daha hatırlatmak..
***
KEMAL BEY GELİYOR…
Nereye demeyin!?!.. Elbette ki "Kadim şehir Diyarbakır'a geliyor.." CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yarın burada olacak.. Ne diyelim, yarım asır "tabela partisi" olduğu Diyarbakır'a "iktidara yakın" kendilerini hissettikleri dönemde, gelmeleri önemli!… Kent için değil, onlar için önem arz edici!!…
***
Ne söyler, ne söyleyeceğini geldiğinde göreceğiz!.. Günün akşamı gelecek… Ki program detayı belli.. Görünen o ki, Sur ilçesinde kalacağı "otelin içinde" ekseriyeti, zaman geçirecek.. Bir ara. Sezai Karakoç merkezindeki etkinliğe katılım, partiye katılım rozetleri takacak…
***
Katılanlar kim, dün katılanlar tazelenecek mi!?.. Yoksa, diğer partilerden "umduklarını" bulamayanlar mı, katılım gösterecek?.. Neyse, görüşeceği, ziyaret edecekleri CHP açısından yeni yol haritasını belirlemede, bize bir netice verecek olması, merak konusu!..
***
Diyarbakır'dan daha çok "Kürtlerin talebine karşılık" niyetlerinin salihliğini göreceğiz!… En önemlisi de" Kürtleri sorun gören, sorun eden partinin ve anlayışının" hal-i hazırdaki tepe ismi olması münasebetiyle, pür dikkat görülüyor.. "Helalleşelim" sözünü hatırlarsak…
***
Yani demem o ki, "bir değişim ve bir dönüşümün var olup olmadığını Diyarbakır'da ortaya konulacak samimiyet" ölçüsü, netlik kazandıracak bize!… Ziyarete dair belirlenen slogan da var… Albenili… "Kadim şehirde, kadim birliktelik için geliyoruz" deniliyor şehir billboardlarında..
***
Ancak önemli olan denir ya kadim kentin ahalisi "kadim birliktelik" çağrısını ve söylemini kabul edecek mi?… Bağrına basacak mı?.. Eee ne diyordu Sırrı Sakık "bunlar kör bıçaktan beterdirler" diye!.. Öyle ya, Belediyeleri "kaptılar" ama HDP'yi saflarına katmadılar...
***
Bu arada merak edilen bir konu var.. Ki ben bu noktada pek merak edici değilim.. Bazı okurlarımızın şimdiden merak edebilirler düşüncesiyle sormak istiyor… Kemal Bey, İmamoğlu gibi Diyarbakır "gelişinde", HDP İl Binası önünde "evlat nöbeti tutan anneleri" ziyaret etmede "imtina" edecek mi!?.. Yoksa, gidecek mi!?.. Bekleyip görelim; "icraat ne olur?"
***
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlarımızın çözülemez sorunları yoktur; çözemediğimiz sorunları vardır.