ANLAYIN ADAMIN HALİNİ YA..
Evet ya!.. Kemal Bey’in halinden bi anlayın ya..
Belli ki, kaygılar silsilesi içerisinde bir “öz güven” kaybıyla meşgul…
Belki ki, ittifak üyeleri ve basının bir kesiminin gündeme taşıdığı isimlere; “hükmedemiyor?”.
Ya da, birebir “söz söyleyebilme” cesaretine haiz değil.. Çekinceli..
Yoksa, son günlerde sıkça böylesi demeçler vermezdi…
Ne diyor?…
“Süreç kritik.. Cumhurbaşkanı, devlet deneyimi olan bir kişi olmalı. Kritik bir süreci yönetecek. Sayın Yavaş ve İmamoğlu’nun ismi öne çıkarılıyor.. Ama İstanbul ve Ankara’nın yönetimini bırakmayız.. Seçmenimize anlatamayız..”
***
Şimdi sıkça telaffuz edilen böylesi sözcüklerden hala da Kemal bey’i anlayamıyorsanız!..
Siz hiç de samimi değilsiniz..
Art niyet taşıyorsunuz…
Ya da, anlayamama gibi bir zaafiyet söz konusudur…
Burdan çıkarılacak sonuç net ve açıktır..
Yani tercümana, çevirmene ihtiyaç yok!…
***
Kemal bey.. Açıkça şunu söylemeye çalışıyor..
“Yahu Yavaş ve İmamoğlu ile seçimi kazanamazsınız!..”
Eğer kazanma niyetiniz var ise; “ancak benimle kazanabilirsiniz"…
Ama bunu diyemiyor..
Ve diyemediğine bir cümle de, ekliyor!…
“İstanbul ve Ankara’yı Ak Parti’ye bırakamayız!”…
***
Tabi İmamoğlu veya Yavaş’tan biri olursa; “bir büyükşehir belediyesi meclis üyesi çoğunluğunun AK Parti’de olması nedeniyle, kaybedilir..
Ya İstanbul, Ya Ankara..”
Aslında, seyrin rotasındaki ana anahtar beyan bu “onlarla değil, kazanırsanız benimle!…”
***
Gelelim “devlet yönetimi tecrübesine!..”
Bakıyorum bu ifadeye çok kişi, şu yorumu yapıyor..
“Kendini değil, Abdullah Gül’ü kast ediyor..”
Vallahi kim ne der bilmem..
Gül ismi üzerinde yaratılan zihin fırtınası, beyhudedir..
Çünkü, anketlerde de bu görülüyor!…
***
Tabi bir de; “Gül” denilirken, ittifakın diğer üyeleri ne diyor?..
İyi Parti “evet” der mi, HDP “sıcak” bakar mı, Saadet içine sindirir mi?..
Kaldı ki, liderler içlerine sindirse de, “parti tabanları” meyil verir mi?..
Hepsi bilaistisna; negatif sonuç doğurur ki!…
Kaybeden; herkes olur!
***
Kazanan mı. AK Parti kadar, sürekli kendini öne çıkaran Muharrem İnce vaziyetin en büyük paydaşı olur..
Özellikle, CHP tabanı ortak bir muhaliflik sergileyerek, “sizden bir şey olmaz, İnce sen öne çık” der!..
Kısacası muhalefetin mahallesindeki siyaset “satranç oyununa” döndü; kim kimi “şah mat” ederse!..
***
ETİKETLERE MÜDAHALE!…
Günlerdir yazıyoruz-çiziyoruz!..
Evet “dolar tepe taklak!..”
Ki giderek de düşüyor..
Yani bir formül bulundu, üstesinden gelindi, “dövizdeki kur” dolardaki “dehşetli yükseliş” ibresi, tersine döndü..
Ama velakin, çarşı, pazar, market, manav tezgahındaki “etiketler” aynı..
Ki kimi yerde daha bir azgınca, “fiyat” artışı var..
Diyarbakır Söz’ün dünkü manşeti, böylesi bir serzenişi içeriyordu..
İndirim beklenirken, zam geldi!…
***
Piyasanın “tansiyonunu” düşüren..
Gıda fiyatlarını dolar kuruna endeksli düşürecek, yaratıcı, her kesimin destek vereceği, bir stratejiyle; müdahale şart..
Dün gün boyu, “fiyat denetimine” ilişkin haberler düştü…
Ama velakin, fiyatların düştüğü, ya da etiketlerin güncellendiği, dolar endeksli “zam alan ürünlerin” fiyatıyla alakalı indirime gidildiğine dair tek bir cümle, satır ve ifade görmedim..
***
Acil ve ivedi bir çözüm formülü ortaya konulmalı!..
Zabıta ya da para cezası uygulama denetimiyle; “işin çözüleceği yok.?”
Daha radikal, daha caydırıcı, daha kalıcı ve somut, operasyonel müdahale şart..
Ne diyor vatandaş “dolar düştü neyime, ben düşmüşüm mutfaktaki yangının derdine?”…
GEL DE ANLA!…
Ne yazık ki zor!..
Adam bir kaç yıl önce, “yolsuzluk, usulsüzlük, ihaleye fesat karıştırdı” diye, müfettişlik oluyor. 2 milyon liralık vurgun ortaya çıkarılıyor..
O dönemde açığa alınıyor..
Ama sonra, bulunmaz hint kumaşı misali “O kişi” yeniden, etkili ve yetkili makama oturtuluyor?!…
Vaziyeti gel de anla; ben anlayamadım!…
Nitekim, insanlara eğitim ve öğretimle mükellef olan camia da anlayamadı?..
Siz bir şeyler çakabildiniz mi!?…
Vaziyetin hikmeti mucibesi nedir diye!…
***
AK PARTİ'YE KATILIM…
AK Parti Diyarbakır İl Yönetimi..
Basına haber servis etmiş; “AK Parti’ye katılım sürüyor” diye?..
Ki Ajanslar da abonelerine servis etmiş, aynı ifadeleri kullanarak…
Ancak dikkatimi çekti!…
Katılım var, ama velakin “hangi partiden, hangi siyasi düşünce veya fraksiyondan” katılım olduğu, yazılmamış, ifade edilmemiş..
***
Malum genel bir kanı ve gelenek!…
Bir partiye katılım olduğunda, katılanların ekseriyetiyle “hangi partiden” geldikleri beyan edilir..
Ama bu kez, yok!..
Galiba bu gelenek, bir önceki “katılımın” ürettiği polemikten olsa gerek, yerleyeksan.. Yani, “sütten ağız” yandı diyelim!?..
***
HAZRO AHALİSİ!…
Büyükşehir Belediyesi yönetimi..
Ulaştırma Dairesi Başkanlığı. İlçe ahalisinin bir süre önce serzenişini size ilettik; “İlçeye toplu ulaşım için belediyesi otobüsü” isteniyor diye!…
Duydunuz mu, duymadınız mı bilemiyorum!..
Duyduysanız, “talepleri yerine” getirilecek mi, yoksa getirilmeyecek mi?.. Duymadıysanız da, buradan bir kez daha tekrar ederek, duymanızı bekliyoruz!…
Tabi, dün dahi aldığım tepki vardı; “Belediye başkanı, İlin valisi sesimizi duymuyor mu” diye?!..
Neyse, sizden bir yanıt bekliyor, Hazro halkı!…
Bi zahmet, “olur mu, olmaz mı” noktasında, bir ses verin!…
***
HASTANE MASRAFI!
Şu pitbull dehşetine ilişkin yazıma, okurum Osman Sami Güven not düşmüş..
Diyor ki; “Hayvanların saldırdığı insanların tüm tedavi masrafları neden devlet tarafından karşılanıyor?.. Bütün masraflar ve ödenecek tazminat hayvan sahibi tarafından karşılanırsa, sorumsuz kimse kalmaz.. Herkes haddini bilsin..”
Doğru ve yerinde bir yaklaşım, tespit ve öneri!… İlgililere duyurulur diyelim Güven okurun bu beyanları…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Hayatımızdaki en değerli insanlar, bizi her koşulda tüm kalbiyle dinleyenlerdir. Biz konuşmazken bile..