BACAK ARASI, ATEŞ SERBEST Mİ?
Eee!
Coğrafya Güneydoğu!
Buralarda;
İnsan hayatı mı, ne önemi var ki?
Ne devlet nizamında,
Ne ahali minvalinde,
Ne de, yer küresindeki diğer katmanların, nezdinde!
Nasılsa, insandan çok ne var ki bu coğrafyada.
Hatta;
İkmali olduğu ülkenin mevcut yer küresinde.
Maşallah;
Nazar değmesin 73 milyonu aşmış bir nüfus var!
Sorumsuzluk mu?
İhmalkârlık mı?
Kasıtlı mı?
Ya da vahşi zulme dayalı mı?
Kimin gücü kime yeterse mi?
* * *
Velhasıl;
Her türlü "vahşi duygunun" hayat bulmuşluğuyla.
Ha bir insan eksilmiş,
Ha bin insan eksilmiş "ne önemi var ki" bu ülkenin ve milletin; dokusunda.
Sanki;
Bu zevatın tohumuna kapital vermişlik mi var?
Nasılsa;
Gidenin yerine gelecek "zevat" bolluğu ve zorunluluğu var.
Maalesef!
Bu coğrafyada "insan" hayatı, ucuz!
Hem de, "öyle böyle" değil, "bela bedel".
Sanmıyorum;
Şayet yaşadığımız bu coğrafyada "insan hayatı" için, "bir bedel" konulmuş olsa idi.
Hele, hak, hukuk ve adalet nizamı ‘insanı’ koruma ülküsüyle işlem görmüş olsaydı.
30 yıl içerisinde;
40 binin üzerinde "insanın" öldürülmesinden.
Onbinlerce insanın "sakat" kalmasından.
Milyonlarca insanın "yerinden-yurdundan" edilmesinden.
Toplumsal hizipleşmeden.
Şiddet, terör, kan ve gözyaşından.
Kimliksel;
Bölünme gibi bir travmanın yaşanmasından.
Velhasıl;
Yekvücut bir şekilde "dengesizliklerin" hakimiyetinden.
Kesinlikle,
Ama kesinlikle bahsedilemezdi. Hiç biri de yaşanmazdı.
Hazin bir durum!
* * *
Dile kolay;
Yüce yaradanın "kâinattaki" en kutsal varlığım dediğim "insan".
Ne yazık ki;
Yaşadığımız bu coğrafyada "bedeli" çok ucuz!
Önceki gün;
Haber Merkezi'ne düşen "O yüzbaşının" bacak arasından ateş etme görüntüsü var ya!
İşte;
İnsanı heyecan ve keyif icrasıyla "hedef tahtası" yapan zihniyettendir.
İnsan,
Hayatının ne kadar Güneydoğu coğrafyasında "ucuz" bela bedel olduğu gerçeğini gösteriyor.
İnsanda;
Akıl kilitlenmesine neden olan bir "gerçek" bu!
Üç yıldızlı;
Yüzbaşı atış talimi esnasında "ana kuzularını" hedef tahtasının etrafına diziyor.
Sonra;
Başını iki bacağının arasına sokup, elindeki silahla ateş ediyor!
Yetinmiyor!
Bir daha ateş ediyor.
Hedefindeki;
"tohumuna mı para verdim" dediği Ana Kuzusu Askerler uyarıyor. Terörle Mücadele’de görev yapıyor(!).
"Komutanım öyle yapmayın" diye!
Takar mı?
O Yüzbaşı. O komutan, O dokunulmaz, uyarılmaz, sorgulanmaz!
O her suçu işlemede, serbest. Çünkü o
Üç el daha ateş ediyor.
* * *
Dikkat edin;
O kurşunlardan biri hedefi sekiyor.
Allah ki;
O Mehmetçiği koruyup-kollayarak seken kurşu boşa gidiyor.
Dile kolay;
Bu ülkenin ahalisi "vatan borcu namus borcu" deyip evladını Peygamber Ocağına teslim ediyor.
Teslim edilene;
Yapılan "zulüm" keyfiyet içeriyor.
Hatırlarsanız;
Elazığ'da "pimi çekilmiş el bombası" askerin eline verilmişti.
O bomba daha sonra patladı.
6 Ana kuzusu gencecik evlat; "hiç yoktan" yaşamını yitirdi.
Hemen başda ne dediler;
"Eğitim zayiatı".
Sonra, görüntüler ve konuşulanlar medyaya yansıyınca "o öyle değilmiş" denildi.
* * *
Düşünüyorum;
O yüzbaşının "bacak arasındaki" ateşi bir Mehmetçiğin göğsüne gelmiş olsaydı.
Eğitim zayiatı mı yine denilecek ti?
Hayır!
Bu tamamen bilerek ve kasten "adam" öldürme, cinayetidir.
Hele;
Belindeki silahı kendisine "mutluluk" çubuğu görüp, zevk alma zihniyetine sahip olanla!
Bu ordunun ocağı;
Peygamber ocağı olarak görülmez!
Hep üzerine;
Kuşku ve kaygılar inşa eden bir kurum olarak görülür.
Zaten;
Şemdinli'de, Şırnak'ta, Elazığ'da, Batman ve Siirt'te!
Ve tabi ki;
Ülkenin diğer bölgelerinde "intihar" etti denilen askerlerin "ölümleri" onun içindir ki sorgulanıyor.
Birileri diyebilir ki!
Hatta Genelkurmay dahi diyebilir ki.
O yüzbaşı;
Keskin nişancı, attığı kaçmaz! Tecrübeli.
Olabilir!.
Görüntü,
Bir ölçüde "O yüzbaşının" güçünü ve korkusuzluğunu ifade ediyorsa da.
Şayet bu şekilde düşünülüyorsa ve diyenseniz;
O zaman "siz kendi çocuklarınızı" hedef tahtasının etrafına dizin.
Hatta;
Başlarına birer elma da koyup, "öyle" ateş edin.
Bu tür ateşleriniz becerinizi daha aktif ortaya koyar.
Sonuç itibariyle;
Bir dostun ifadesiyle sn söz 'alakasızmış' gibi görülen başka bir konuyla 'alakalı'; halk, çocuklarına böyle kasteden bir yüzbaşının ordusunda, 'demokrasiye, hukuka, seçilmiş hükümete' kasteden generallerin olduğunu da düşünür elbet.
* * *
UZLAŞI; ADVAN ÜZERİNDE SAĞLANDI!
Şimdi;
Bu iç "karartan" mevzudan sıyrılıp.
Diyarbakır için;
Sevindiren iki gelişmeye bakalım.
Nihayet!
AK Parti İl Başkanı "serüvenini" sonlandırdı.
1.5 aydan buyana;
Yaşanan "isim" ve misyon uzlaşmazlığına nokta konuldu.
Başbakan Erdoğan.
Ve Milletvekillerinin de "hem fikirliğiyle" karar Av. Halit Advan'da kılındı.
Önceki akşam;
Advan Başbakan'la görüştü.
Ve bu göreve "seni layık" görüyorum diyen Başbakan'dan icazeti aldı.
Advan,
AK Parti'ye yabancı değil. Uzun yıllar partinin birçok kademesinde görev almış biri.
Ki son olarak;
2009 yılında yapılan Mahalle seçimlerde Yenişehir Belediye Başkan adayıydı.
Yakından tanıdığım biri;
Muhafazakâr olduğu kadar, demokrat ve samimi bir kişiliğe sahip!
Kendisini;
Kutluyor ve başarılar da diliyorum!
Tabi bir de;
Dostane bir uyarım olacak kendisine.
Sakın ola;
"Gelen gideni aratır" sözünü, kendine söyletme!
* * *
İKİ BAKAN, DİYARBAKIR'DA!
Buarada;
Kentin bugünkü siyasi trafiği hayli hareketli olacak?
İki yatırımcı bakan;
Diyarbakır'da.
Biri Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu.
Diğeri Tarım ve Köy İşleri Bakanı Eker.
Malum;
Bir hafta önce Eker 81 il'de "Guinness rekorlar(!)" kitabına girebilecek bir, açılış gerçekleştirdi.
3 bin 5 adet!
Artık kurtarmıyor; "tek ve çift" rakamlı, açılışlar yapmak.
Evet!
Eroğlu ve Eker bugün de;
GAP'ın özellikle bölgeye hayat verecek "sulu tarım"ına kazanım noktasında.
4 önemli;
Yapının temelini atacak!
Yani;
Kralkızı-Dicle Cazibe Sulaması 2, 3 ve 4. Kısım Anakanalları ile Pamukçay Barajı'nın temeli bugün atılacak.
Haydi hayırlısı.
İnşallah;
Bitimiyle yeşerecek meyveleri yemek bize nasip olur.
Huzurlu bir hafta sonu dileğiyle.