BAĞ-KUR ARSASI NE OLDU?.. (II)

Mevzu, “bilinmez denklem” misali!..

Herkes üç maymun kodunda, meselenin ekseninde, kendisine göre konumlanarak, “ben bilmez, merkez bilir” misali duruş var!

İlgili ve yetkili her kim ve kimler ise, görmedim, duymadım, bilmiyorum modunda..

Der demez, bu modda bulunmaları, arsanın satışıyla alakalı, rant eksenli kuşku binalarını inşa etmiyor değil!?.. 

Yangından mal kaçırmak!..

Aslında Diyarbakır ahalisi de, bizde, az-çok neyin ne olduğunu, kimin ve kimlerin ne hesaplar içerisinde bulunduğunu, şu 30 günlük zaman dilimi içerisinde görüyor ve anlıyoruz!..

Ortaya çıkan tablo çok şeyi haykırmıyor değil!

Lakin, Diyarbakır’da benzer onlarca geçmişte nice peşkeşler yaşandı!..

Oldu, bitti..

Yani, mevzu hayli derin!

***

Neyse!..

Biz yine de, muhataplar konuşsun diyoruz!..

Çünkü gaye, üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil!..

Önceki yazımda da ifade ettim.

Kurumu ve yetkililerini de, zan altında, bırakmak gibi bir niyetimiz söz konusu değil!

Biz, işin şeffaflığından, yanayız.

O nedenle, ısrarla, muhataplar kamuoyunu aydınlatsın, diye sesleniyoruz!

Sokak, konuşsunlar diyor!

Biz de, O üç maymun, kodundan birileri çıksın, diye mevzusu sıcak tutuyoruz!!!.. 

Bizleri de, bilgilendirme zahmetinde, cesaretinde bulunsunlar da, rahatlayalım!..

Kamuoyunun merakı giderilir, şeffaflık hakim olsun, diyoruz.

Bize gelen gayri resmi bilgileri, teyitsiz paldır-küldür, sokak dedikodusuyla, aktarmakta istemiyoruz!…

***

Biraz daha bekleyim! 

Belki de, söz konusu zevat, bizim bu hasb-i halimizden haberdar değil!.. 

Hafta içerisinde yeniden konuşuruz!

O zamana kadar, umarız haberdar olunur, birileri de çıkar konuşur!…

Biz de, Diyarbakır ahalisi de, “işin hakikatine varır, aydınlanmış oluruz.”

Evet, Yenişehir ilçesindeki Bağ-Kur’un eski binasının bulunduğu, o güzelim arsayı bilmeyen yoktur!..

Lokasyonu yüksek imarlı bir arsa!..

Bu arsanın kaça ve kime satıldığı, satış işleminde nasıl bir prosedür uygulandığını sadece öğrenmek istiyoruz!…

Gayemiz bu!..

***

Önceki gün, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz aradı.

Bir önceki yazımı okumuş..

Ki, üç hafta önceki, Söz Gazetesi manşetinde yer alan haber üzerine, kendisinin olayı, araştırdığını söyleyip, kendisine özgü süreci, Diyarbakır’da kimi kurumlardaki “bürokratik oligarşiliği” deşifre edici bir üslupla, aktardı.

İlgili Vali Yardımcısıyla, görüştüğünü, konunun ne olduğunu sorduğunu, bilahare kendisine bilgi aktarıldığını, ifade etti..

Ancak gelen bilgilendirmede, söz konusu Bağ-Kur arsasının satışının, Kurumun Genel Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarıldığı, işlemlerin kendilerince yürüttüğünden dolayı, Valiliğin dahlinin ve bir insiyatifinin, bu işte bulunmadığını bildirdi..

***

AK Parti İl Başkanı Raşit Ocak’tan da, sorma imkanım oldu!!..

Ocak önceki gün, Gazete’ye gelerek, bizleri ziyaret etti!

Kentle ilgili olup-bitenleri sohbet ederken, Bağ-Kur arsasının akıbetinden haberdarmışsınız diye sordum.

Ne gariptir ki kendileri de, Milletvekilleri Yaz’ın aktardıklarına, bilgi aktarımında bulundu!?..

İktidarın iki mensubu bilgi ulaşımında, kısır kalıyorsa..

Vay ki vay..

Görünün o ki, mevcut durum, bir hayli çetrefillik arz ediyor..

Ve birileri, birilerine yüksek derecede rant temin etmeye çalıştığını açıkça artık, ilan etmek, gerekir!..

Şehrin göbeği ki lokasyonu yüksek bir yer..

Buradaki arsalar “yap-satçılar” tarafından yüzde 50 ortaklaşa, bina inşa ettiğini düşünürsek?

Yani, 20 daire çıkarsa, 10 dairesi arsa sahibine, 10 dairesi de müteahhite veriliyor..

Ki bugün, kentte en ucuz daire 2 milyon lira..

O bölgedeki daireler daha bir yüksek fiyata..

O kocaman, imarlı arsa, 4 milyon 750 bin lira civarında, satışa sunuluyor!

***

Burada, Yaz bu serzenişine ilişkin, bazı kurumlarda dönen akçeli mevzularla alakalı da, bilgi aktarımında bulundu..

Sizde bir araştırın diyerek…

Biz notumuzu aldık.

Muhtemelen, önümüzdeki günlerde Diyarbakır’da bir hayli ses getirici rant çarkına çomak sokacağız gibime geliyor!!..

***

NARİN’İN SIRRI..

18’inci gündeyiz!..

Ama hala, sekiz yaşındaki Narin Güran kızımızdan haber yok..

Amca tutuklandı.? Şuan cezaevinde..

Bu tutuklama, ifade, savunma, soruşturma, sahadaki bilgiler!..

Yekün şekilde, sırlar alemini ikmal ediyor.?

Ki şimdi de, 12 dakikalık zaman diliminde neler oldu sorusunun yanıtı aranıyor!…

***

Ancak, dikkatimi çeken şu!..

Amca’nın tutuklanmasından sonra; Tavşantepe topyekün şekilde sessizliğe gömülür hale gelmesi oldu?.

Ne aile konuşuyor, ne köy ahalisi ne de, ilgili ve yetkili, kurumlar, konuşmuyor!!.. 

Herkes, suskun!?..

Annenin, babanın ilk günkü ve sonraki günlerdeki, konuşma çelişkileri!

***

Tablo, nice kuşku ve endişeleri bina ediyor!..

Ki, sessizlikte, kim neyi, hangi sırrı saklıyor sorusu, kendini ifşa ediyor…

Demem o ki, ailenin ve mezranın sır saklama sessizliği, bölgenin genel kültüründe var olan; “iç hesaplaşmaya” doğru mu, gidiyor?..

Narin’in ölü mü, diri mi sorusunun ve akıbetinin yanıtı; sessizliğin sırrının çözülmesiyle, mümkün olacak?!

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Kendin olmak başka, başkasına özenmek daha bir bambaşka!…