BARIŞ'A GÖZ DİKENLER?..
El insaf diyeceksin?.. Ama kimden insaf bekleyeceksin ki!… Bir kere "zihin de, fikir de, kalp te" geldiğimiz zaman dili noktasında, maalesef kapalı.. Gaye, "üzüm yemekten çıkmış, her daim "bağcıyı" dövmeye dönüşmüş!... Büyük bir hizipleşme var... Hakikatler değil, “algılar” artık savaşıyor?
***
Dün de değindim!… Merhum Barış Çakan adlı Ağrılı gencimizle alakalı!.. Bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.. Eli bıçaklı o canileri de "kınıyorum?"… Barış'ın ailesine de başsağlığı diliyorum..
***
Barış.. "Kürtçe müzik dinledi, Kürtçe şarkı söyledi" diye ortaya atılan iddialar var.. Ve bu algı ciddi manada körükleniyor.. Ancak hakikat hiçte öyle değil.. Kürtçe şarkı söyledi diye öldürülmedi Barış… "Ezan okunurken" yüksek sesle "müzik dinleyen mahallesindekilerini" uyardığı için öldürüldü.
***
"Ezan okunuyor, müziğin sesini biraz kısar mısınız" demiş Barış!.. O eli bıçaklı mahalle teröristleri de "sen bize Müslümanlığı mı öğreteceksin" diyerek, saldırmışlar.. Ve, iki tarafta aynı mahalleden..
***
Ki, Barış'ın babası da, amcası da, akrabaları da.. Kapı komşuları da; "aynı şeyi" söylüyorlar.. "Barış müzik dinleyenleri uyardığı için öldürüldü?.. Yani, "müzik dinleyen, söyleyen Barış" değil.. Barışı öldürenler "yüksek sesle müzik dinleyip, söyleyenlerdir?"
***
Ama, ne hikmetse!.. İlla ki, işi "saptırmanın" gayretiyle, cinayet "Kürtçe müzik dinlendiği, söylendiği için" işlendi girdabına sokularak "siyasi ve ideolojik" ateşi körükleme gayreti içerisinde, “Barış’ı” boğmak istiyorlar?
***
Doğrusu, eğer ki hakikat "ortaya atılan" iddialar ekseninde olmuş olunsaydı, tepkim tıpkı Kocaeli'de, Hendek'te, İzmir'de, Antalya'da yaşanan "ırkçı" saldırılara gösterdiğim tepkiden daha yüksek olurdu.. Ama durum öyle değil..
***
Nitekim, gün boyu dün aile fertleriyle görüşmelerde bulundum.. Bir teki dahi, “Kürtçe müzik söyledi diye Barış’ı vurdular” demedi?.. Tam aksine, “müzik çalanlara Barış sesi kızın dediği için” aralarında tartışma çıkıp, olay “ölümle” sonuçlanmış..
***
Hasılı kelam.. İki sorum olacak, Barış’ın ölümüne dair “algı üretmek isteyenlere” dair?… Neden "Ezan değil de, illa ki Kürtçe şarkı?" deniliyor.. Neden, "uyarılan eli bıçaklılar değil de, ölen Barış uyarılan kişi” deniliyor?..
***
Söylenecek söz, "Barış" değil, Barış üzerinden "savaşı" körükleyebilmek!… Başka da tarifi mümkün değil iki soruya gelebilecek yanıt?.. Ne hazin ki, "kutuplaştıran, hizipleştiren, ırkçılık" kokan siyasi anlayış, siyasetin dili ve ortaya konulan politikaların birbirini domino taşı gibi etkilemesinin neticesidir; "Barış'a uzanan" kanlı ellerin ve zihinlerin iki yönlü “algı üretme” gayretkeşliği!?…
***
EEEYYY ABD, ETME BULMA DÜNYASI!
Eee; "etme bulma dünyası?.." Özgürlükler "ülkesi" deyip, en kaba "ırkçı ve faşist" olacaksın.. Asırlardır, "siyahilere" ikinci sınıf muamelesi yapacaksın?… "Eşitlikçi" çözüm bulmayacaksın?..
***
Diğer yandan, "diş bilediğin, göz diktiğin" ülkelere de, "demokrasi, adalet, eşitlik" adı altında; "enva-i" ırkçılığı, şovenizmi, terörü, provokasyonu, ihtilali, darbe organizasyonlarını tertipleyip enjeksiyonlarda bulunacaksın??..
***
Hani bir söz vardır!.. Denir ya; "alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste?".. İşte ABD "Floyd" isyanıyla; "bu ah" çıkıyor?.. Çünkü, "mazlum insanların" haklı gerekçeleri var… Yakıp, yıkmalarında da haklılar?.. Ki, Kovid-19'dan ölenlerin sayısı da?..
***
Evet, ABD'de halk sokakta.. Eylemler, 25 kentte "hız kesmeden" sürüyor.. Öyle ki, ABD yönetimi ile Emniyet karşı karşıya geldi.. Trump şaşkın.. En ağır silahlı güçler, şehirlere indi?. Yani, olağanüstü bir durum?.. İşin boyutu giderek büyüyor?..
***
Bu tablo aslında, "yabancısı" olmadığımız bir durum!.. Özellikle, Türkiye olarak "bize çok yaşatıldı?" İşte, Mısır, işte Libya.. İşte, Suriye.. İşte, Irak ve İran.. Pek tabi ki, 2013'teki gezi.. 15 Temmuz vakası!…
***
İşte tüm bunların faili kimdi, akıl hocası kimdi, komuta merkezinde kim vardı?.. Elbette ki, ABD.. Ve Onun; "küresel" güç emperyalizmi!… PKK'ya da FETÖ'ye de kucak açan, yine kendisi?.. Ne gariptir ki, Enes denilen firari, bugün eylemin ön safında?..
***
Sonuç itibariyle, ABD'de yaşananlara "üzülür müyüm", elbette ki "mazlumlar" açısından, üzülürüm.. Ama iktidar ve ABD'nin "Pentagon aklına" hiç üzülmem!..
***
Ve söylenecek sözüm de şu!.. Kimse.. Her ne olursa olsun, hangi güce sahip olursa olsun.. "Başkalarına reva gördükleri zulümlerden, kendilerini muaf görmemeliler.."
***
Hayatın da, doğanın da, ilahı kudretin de hükmü hep şu olmuştur.. "Gün gelir, devran döner" başkalarına yaptığınız "zalimliğin, vicdansızlığın, zulmün" kat be katını yaşar ve kapınızda onu görürsünüz?..
***
DİYARBAKIRLININ BEDDUASI!…
Melikahmet eşraflarından bir okurum.. Şöyle bir mesaj atmış, ABD'de yaşananlara dair.. Tabi, beddua ediyor.. Diyor ki;
Eyyy Amerika…
Yıktığın, yaktığın, virane ettiğin kadar "yıkılasın, yakılasın, virane" olasın…
Eyyy Amerika..
Karıştırdığın, hizipleştirdiğin, ırkçılığın kadar "karışasın, hizipleşesin, ırkçılıkla" boğulasın?..
Eyyy Amerika..
Öldürdüğün, katlettiğin, evinden, barkından ettiğin kadar; "ölesin, katledilesin, evinden ve barkından" olasın?
Eyyy Amerika..
Zalimliğin, zulümkârlığın, hainliğin kadar "zalimlik, zulüm ve hainlikler içerisinde kalasın….
Eyyy Amerika..
Kendi mazlum siyah vatandaşlarına karşı takındığın ırkçı ve şoven anlayışın kadar "her daim kahrolasın?"..
Amin..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Yalan da yalan, nereye kadar yalan?