BAŞKANLARIN HAYALİ VE SINAVI!…
Milletvekili listeleri, netleşmeye başladı.. Ki, Pazar günü açıklanacak.. Yani, kala kala, 24 saat kaldı listelere.. Günlerdir, konuşulan, tartışılan, üzerinde yorumlar yapılan “aday adaylarından” kimler, listelerde yer alacak merakı ve beklentisi, yanıt bulacak..
***
Bu minvalde, biz de hayli mülahazalarda bulunduk, buradan.. En çok da, “aday profilinde öncelik, kent yaşayanı olsun” dedik.. Tüm partiler için; “ithal, çantacı, ısmarlama aday istenilmiyor” görüşüne de dikkat çekti.. Bakalım yarın; “kim yerli, kim el” göreceğiz!..
***
Neyse!.. Ben son günde, Diyarbakır özelinde İl Başkanlarına, odaklanmak istiyorum.. Göreve gelirken, neyi hedefliyorlardı, şimdiki halleri ne aşamadadır?.. Malum, seçimlerin “sonuç omurgasını, saha hakimiyeti ve organizasyon ile faaliyetlerinde İl ve İlçe teşkilatları odak merkezdir..” Siyasi başarı açısından; “sınav mahiyetlidir, seçimler başkanlar için?”…
***
Çünkü bu koşudaki “başarı yüzdeli” bir sonraki kategoriye, referanstır.. Bugün başkan, yarın Milletvekili.. 14 Mayıs’taki seçimde, Diyarbakır’da “kendilerine özgü” farklı gerekçelerle iddialı olduklarını söyleyen, İl Başkanları “aday adayı” oldular.. İyi Parti’den Vejdin Ensarioğlu, DEVA’da ise Cihan Ünsal aday…
***
Gelecek, Saadet.. Ve HDP.. Tabi ki, AK Parti ile CHP İl Başkanları aday adayı olmadılar!.. Ama iki isim için, bir analiz yapmak gerekirse, CHP ve Ak Parti’nin İl Başkanları, Milletvekili adaylığı noktasında, “beklentileri yüksekti?”.. Ki göreve gelişlerinde de, hesap bu minvaldeydi!.. Ama ikisine de onay çıkmadı..
***
Şerif Aydın.. AK Parti İl Başkanı.? Göreve gelişi, sonrasındaki faaliyetleri ve son dönemdeki yaşananları, bir kenara bırakırsak.. Büyük bir hışımla, öncelikle teşkilat üzerinde, söz sahipliği, sonrasında Milletvekili tercih merkezli, bir destekle, üst katmana çıkmaktı? Bu amaç hasıl olmadı..
***
Ama şimdi; büyük bir sınavın maratonu başlıyor.. Ki, Türkiye’nin en tarihi ve kritik seçimi olması münasebetiyle, işi hayli zor olacak.. Bir de ittifak var.. HÜDA PAR.. Bir önceki seçime göre, rakiplerde güç dengesi değişikliği var.. CHP endeksli, “tek liste” ve diğer yandan HDP patentli Yeşil Sol..
***
Yani, Aydın bu seçimi oy yüzdeliğinde “akamete uğratmazsa”, bir sonraki seçimde, sıçrama yapabilir. Aksi takdirde; siyasi hayatı akamete uğrar.. 15 Mayıs sabahı biter..
***
Gelirsek CHP İl Başkanı Abdullah Atik’e.. Tartışmalı olduğu kadar şahşahlı bir geçişle, sağdan sola geçti.. AK Parti’den CHP’ye.. Kendisi gibi, AK Parti’de umduğunu bulamayan bir çok kişi, kapağı düne kadar tabela konumunda, hatta kayyumla yönetilen CHP’ye attı.. Nedeni de, iktidar karşısında muhalefet bloğunun güç kazanması, iktidar şansının görülmesidir!…
***
Tabi, Atik’in amacı, önce İl Teşkilatını ele geçirmek!.. Ki ele geçirdi.. Hatta teşkilatları da, revize edip, kendine göre konumlandırdı.. Ancak, hayal ve beklenti içerisinde olduğu ikinci katman olan, Milletvekilliğinde liste başı hesabı, çarşıya uymadı.. Milletvekili adayı olmadı..
***
Türkan Elçi’nin saf alması.. Parti’nin “tek listeden” ittifaklarla seçime girme kararı.. Ve parti içerisinde el elden üstündür güç noktasında, Atik bir ölçüde, geri planda kaldı.. Kulis bilgisi.. Net değil.. İddia konumunda, eğer ki aile bağları ve yakınlığıyla bilinen Ahmet Akyıl listede yer almaz ise; “başkanlığı bırakabilecek” deniliyor…
***
Evet, Atik’in CHP ile ilişkisi pamuk ipliği gibi.. Ki, iktidara yakın olma noktasında, “teşkilatı ve parti otoritesini ele geçirme adına” hükümde olan çok kesim var.. Hasılı, Atik içinde bu seçimler çok yönlü bir sınav teşkil ettiği gibi; “siyasi kariyerinin de dönüm noktası?”…
***
İttifaklar noktasında, Diyarbakır’ın özelinde, “listeler belirlenmesi” değişken.. AK Parti sadece HÜDA PAR kontenjanıyla, 12 isim belirleyecek.. İyi Parti de kendi listesi olacak gibi.. Ki Vejdin Ensarioğlu’nun liste başı olacağına kesin gözüyle bakılıyor.. Babası Parti Genel Başkan Yardımcısı olması hesabıyla, Diyarbakır’da “partinin rüştünü” ispat edecek.? Tabi Baba Mehmet Salim Ensarioğlu’nun Üüç Büyük şehirden birinde aday gösterileceği konuşuluyor..
***
Eğer ki, CHP Diyarbakır’da Saadet, Gelecek, DEVA ve DP ile “tek listeyle” seçime girerse, sanırım önümüzdeki 24 saatin en çok, çetin tartışmaların, hesaplaşmaların, kavgaların odak noktası, burası olacak!.. Ki karar kılındığı haberi geldi, YSK’ya da ek protokol sunuldu.. Listenin ilk ikisi kim olur?!.. Çünkü sahadaki veriler mevcut 12 Milletvekili kontenjanından bir veya birbuçuğu “gel-git” konumunda.. Bu da, Yeşil Sol Parti dışındaki tüm muhalefetin odaklandığı, alan!.. Bir de söz konusu partilerin il düzeyindeki oy oranları; yani çarşı gergin!?..
***
Seçimin en sessiz ve sakini, galiba MHP.. Dün Diyarbakır’a dair 12 Milletvekili adayını açıkladı.. Liste başı, Hasan Özmen.. Biliyorum diyeceksiniz ki, ihtimal sıfır olunca, siyasi ihtiras ve rant odaklı operasyonlar anlam içermez!.. Alaka da gösteren olmaz..
***
Netice itibariyle, Partilerin Diyarbakır’daki İl Başkanları’na aday ol veya olmalarına ilişkin mevcut durumun özeti böyle!.. Genel kanım, Ensarioğlu dışında hiçbir İl başkanı “aday listesine” dahil olmayacak… Hepsi, “üstlendikleri teşkilat” yetkisiyle tüm hünerlerini partinin oyunu nasıl artırabilirime odaklandırılacak.. Ha gayret diyelim..
***
Ha bir de, yıllar yılıdır milletvekili olabilmenin çabası ve hayali içerisinde olan bazı simalar var ki, her seçimde ben de adayım diyor ve bu kez abiler söyledi deyip, sahada varlık göstermenin, cakasını satanlar var.. Onlar da, kent özelinde çok tartışılıyor.? Özellikle de, birilerinin nam-ı hesabına aday olup, onun propagandasını yapan simalar olmaları da gayrı bir garabet durum.. Her ortamda, biz olmazsak da bu olsa iyi olur sözüyle kurulan cümleleri çok sarf ediyorlar…
***
En önemlisi ise, dava misyonu?.. Her seçim öncesi, mangalda kül bırakmayan “davanın en sadık kulu” diyerek, arz-ı endam eden şahıslar da yok değil, çoklar.. Şu günlerde, bulundukları siyasi kulvar için, koşturmadıkları, söylenmedikleri, gitmedikleri yer bırakmayanlar, listelerin açıklanmasından sonra en keskin muhalif olabileceklerini de, gözardı etmemek lazım.. Diyarbakır’ın siyasetinde, bunlardan örnek çok…
***
Ne diyoruz, hal-i hazırda en büyük kısır çekilen kulvar “ilkeli siyaset yapanların” sayısının giderek, azalıyor olması?!… Sizce..
***
GİDİŞATTAN NOTLAR..
Ne hazin ki, seçime odaklı seyir, hiç de sağlıklı yol almıyor.. Sürekli bir “handikap var..” Güven, samimiyet, şeffaflık, gerçekçi, toplumsal realite noktasında; “zaafiyet ve kindarlık” o biçim, yıkıcı!.. Parti liderleri kadar, soğukkanlılığını koruması gereken isimlerinin önünde, nice ünvanlar yazılı şahsiyetler bile; tarafsızlığını yitirmiş durumda!.. Objektif bir saptamaya artık rastlamak mümkün görünmez hale geldi..
***
İşte, seçime dair organize edilen anketler!.. Sonuçlar kadar, anket düzenleyicinin sahadan aktardığı analizler bile, bırakın bizleri, sokaktaki en sıradan insan tarafından bile; kaale alınmadığı gibi.. “Yok ya, geç bunları geç, sizinkisi hikaye” misali, karşılık alıyor.. Çünkü hali durum, “parayı veren, kişniyor..” Büyük bir partizanlık var.. Biri fark yüzde 15 diyor, diğeri karşı tarafın yüzde 15 fark attığını söylüyor.. Gel de inan..
***
Bir seçim öncesine baktığımızda; “seçim sonuçlarını şu anket şirketi” bildi derdik.. Çünkü, tespitler, veriler, sahadan objektif yansılan rakamlarda, “çok ama çok cüzi bir sapma” olurdu.. Yüzdelik deseniz, 1 bile değildi.. Şimdilerde, değil milim, santim sapmalar sapıtma olarak karşımıza çıkıyor.. Yani, güven tesis ediciydi.. Şimdi ne o güven vericilik, ne de samimi, ihlaslı, objektif, gerçek söz konusu bile değil…
***
Kaldı ki, ağzı iki kelam eden, akademisyenler de!.. Kanaat önderleri.. Ekran ekran gezinen, mesleki dostlar da.. Ki kimi zaman da biz de, “öylesine dehşetli, öylesine taraftar, öylesine kısır ve dar bir bakışla, yorumlar yapıyoruz ki” ağızdan dökülen sözcükler, “zihin noktasında” pişmiş aşa su misali.. Her şey partizanca!.. Kimi zaman, bakıyorum ki partili şahsiyet daha bir samimi ve güven verici konumda.. Neyse, gidişat yaşamın ne kadar, siyasi ve ideolojik noktada “politize olduğunu” gösteriyor… Yani topyekün sağlıklı bir ortamı soluklanamıyoruz!?.
***
Ve her seçimde, kendimize özgü bir temennide bulunuyoruz!.. Keşke, ama keşke bütün partilerin teşkilat ve vekilleri, söz sahibi temsilcileri.. Bir bütünlük içerisinde, “Diyarbakır'ın ve Diyarbakırlıların sorunlarını, dertlerini, talep ve beklentilerini kendilerine dert edinmiş olsalar idi..” Ve yine, Diyarbakır’ın iradesinin tercihiyle, vekiller seçim sandığına arz-ı endam etseydi.. Ama gel gör ki, ne dert edinen var, ne de iradeye saygı belleyen var?!…Var mı sizce?!..
GÜNÜN SÖZÜ
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin...