ÖZDAĞ’A “KAHRAMANLIK(!) LİBASI” GİYDİRİLMESİN!
Zatı icra ettiği siyasetin kapsamı noktasında, pek haz duymadığım isimlerin başında tutuyorum.. Nedeni de, ırkçı, şoven, tekçi, vesayet üretici jakoben anlayışa sahip olması.. Bizatihi millet birliğine, dirliğine, bekasına düşman kesici, siyasetinden.. Ülkenin ve milletin kırmızı çizgilerine futursuzca saldıran, “nefret duygularını alevlendiren; milli güvenlik sorunu bir fikre sahip olması yüzündendir, muhabetsizliğim!!!…
***
Kürdü Türk’e kırdırmak isteyen.. Alevi-Sunni saflarında çatışmaların çıkmasına gayret gösteren.. İç cephede sürekli, siyasi, ideolojik, ırk, dil mezhep üzerinden tahkim etme siyasetiyle, ortalığı çatıştıran, karıştıran, kaos üreten..! Tipik Neo Nazi anlayışıyla hareket edip, iç kargaşanın yaşanıp, yaşatılması adına uğraş verip yabancı düşmanlığını körükleyen bir siyasi kimlik olarak karşımıza çıktığındandır?..
***
Özellikle Kayseri’de ikmale getirdiği hadise, ki herkesin malumudur!!.. Suriyeliler üzerinden, Türk-Arap, Kürt çatışması yaratmaya çalıştı.. Hele ki, Kürtler’e karşı beslediği düşmanlık anlatılamaz kadar radikal?.. Amedspor’a yönelik hasımlığı, kin ve nefret duygusunu körüklemesi!.. Toroslardan söz etmesi.. Say say bitmez misali toplumun sinir uçlarına dokunan fitne üretici siyasetin bezirganı olarak anılıp durdu, ahalinin karşısında!.
***
Dönersek, gözaltı ve tutuklama sürecine!..Tüm bunlara rağmen iki şıkka dair, eleştiri ve kaygım var, sorguladığım bir de bu işin içerisinde zamanla bir çapan oğlanı çıkar mı, durumu?.. İkmale getirdiği siyasetini sevmediğimi söyledim.. Ki nefret duygum da, özellikle Kürtler’e yönelik sarf ettiklerinden dolayı yok değil.. Bekaa sorunu olmasındandır! Ama mesleğin ve hakikatin, adil olmanın gerçeğiyle durumu irdelemek, üstünlük olduğu gibi insani bakış gerekli…
***
Her ne ise, bir partinin Genel Başkanı!.. Gözaltı işleminin şeklinin hiç de doğru ve şık gerçekleşmediğini söylemem gerekir?.. Hele ki ilk etapta Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma açılıp bu işlemin yapılıyor olmasının yarattığı algı, ciddi tepki üretti!.. Çünkü bu işlem önceki yazımda da ifade ettim, Özdağ’a ödüldür, kahramanlık libasını giydirmeye hizmet edicidir!…
***
O zaman, fikir ve düşünce özgürlüğünden söz edilemez hale gelinir?.. Onun için de yazıya bu başlığı attım.. Ancak soruşturmanın daha sonra genişletilmesi.. Hakaretten serbest bırakılıp, halkı kin ve düşmanlığa sevk etme suçundan” dosyanın açılması, o da yargının işi.. Mahkemenin kararı.. Ancak bu minvaldeki soruşturmada gecikilmiştir notunu da düşmek istiyorum.. Çok ama çok önceden bu yönde soruşturma açılması gerekliydi…
***
Ki tutuklamaya götüren suçun da Kayseri’deki iç çatışma yaratıcılığı.. Bu dosya muhtevasıyla Özdağ tutuklandı…Ceza hükmü farklı olabilirdi?.. Kaç gündür izliyorum!.. Özdağ’a siyaset kulvarındaki zatlardan kimler sırt sıvazlama gayretinde?.. Ya da yaptıklarını masum görenler kim?.. Her zamanki gibi, iktidar hasmı olan herkesi bir safta gördüğümü söyleyebilirim?..
***
Öyle ki, kendi öz değerlerine bile hakaret etmiş, Şeyh Said’e, Bediüzzaman’a, enva-i hakaretler sıralayan, Kürtler’e yaşam hakkı dahi tanımayan Özdağ’a CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu bile bel çıkarak savunuyor.. İnsan haklarından, demokrasiden, özgürlükten dem vuruyor?..
***
Velhasıl!.. Hak, hukuk, adalet, insan hakları… Her şey eşitlik karinesi içerisinde, herkesin yaşamında egemen olması gerekir.. Bunu savunmak er kişinin işi.. Lakin bu savunulurken, hepsini buldozer gibi yıkan ırkçılığı da, şovenizmi de, tekçiliği de, kin ve nefret tohumunu ekeni de gözardı etmemek gerekir!.. Meşru ve hukuki hiç değil.. 85 milyon, birdir!..
***
Bakalım bu mevzu ekseninde, siyaset nasıl bir şekil alacak?.. Özdağ’ı gecikmiş soruşturma sonrasında tutuklatan sürecin ve dosyanın işleminde bir kaç günlük hapis sonrası, çapan oğlanı aksiyonuyla kahraman bir lider yaratma gayretiyle cezaevinden salınır olması çok şey yaratır.. Ki not düşelim! İnşallah, vaki olmaz herhalde!..
***
Kaldı ki, dün Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasına, tek laf etmeyenlerin bugün, vicdan, hak, hukuk, adalet” havarisi kesilip, Özdağ’ı sahiplenip, farklı cezalardan söz eden kimi siyasilerin varlığı.. Der demez, bu da siyasetin iki yüzlülüğünü ortaya koymuyor değil.. Bu saf tutmada bile; ırkçı yaklaşım söz konusu..
***
HATIRLATMA…
Irkçılığı ve bozgunculuğu Kur’an-ı Kerim, Bakara süresinin 11 ve 12 ayetinde, net bir şekilde ifade ediyor.. Diyor ki;
11. Ayet.. “Yer yüzünde bozgunculuk yapmayın” denildiği zaman, “Hayır! Biz ancak islah edicileriz” derler.
12. Ayet.. “Dikkat edin!.. Onlar bozguncuların ta kendileridir, fakat bunun farkına varmazlar..”
***
KATLİAM GELİYORUM DEMİŞ?..
Ne demiştik; ihmaller zincirinin bütünlüğüyle, 78 can kaybettik.. Diri diri yanarak, kavrularak, yüreklerimize “kor ateşi” düşüren, bir faciayla, bizi acıya gark etti.. İhmal.. İhmal.. İhmal.. Ortaya çıkan belgeler işte bu haykırışı ve bu gerçeği tescillemektedir… Dün ifade etmiştim, bu işin yargısal yönünün yanısıra, siyasi faturası da olmalı!…
***
Ve bu fatura, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un oturdukları koltuğu terk etmeleriyle, ödenmeli!.. Çünkü, sorumluluk makamında oturuyorlar!.. Baksanıza 40 gün önce bu otel, Bolu Belediyesi'ne yangın raporu için, başvuruyor.. Alt katta otelden ayrı açacakları cafe için, bunu istiyor.. Belediye de, rapor tanzim ediyor!..
***
Ne bu binaya, ne de acılacak kafeye yangın raporu verilemez!.. Çünkü doğru, düzgün, bir yangın merdiveni ve teçhizatı yok.. Her şey berbat.. Eksiklikler var!.. İşte rapor nasıl oluyorsa, işleme konulmadan, Otel yetkilileri çark ediyor.. Diyorlar ki; biz rapor istemekten, vazgeçtik.. İptal ediyoruz, dilekçemizi geri çekiyoruz..”
***
Bolu Belediyesi de gördüğü fecaati görmezden gelerek, tamam diyor.. Raporu, çöpe atıyor.. 19 gün sonra da, kahreden bu facia yaşanıyor.. Ey Bolu Belediyesi Başkanı Tanju Özcan!.. Ekran ekran gezip söylenip duruyorsun bizim bu işte dahlimiz yok, yetkili değiliz, bizim sorumluluk alanımız içerisinde değil diye!..
***
Sormak gerekmez mi, açık ve net bir şekilde geliyorum diyen bir facianın tüm emarelerini gören, raporla bunu saptayan Belediye olarak, ilgili ve yetkili kuruma, hatta tek sorumlu ilan ettiğiniz Turizm ve Kültür Bakanlığına iletmeniz gerekmez miydi?.. Bugün iletmiş olsaydınız, belki bu facia yaşanmazdı?.. 78 canı kaybetmezdik!..
***
Diyelim ki, Bakanlığı siyasi muhatap noktasında takıntılı olmak, dışlıyorsunuz.. İyi de, bu ilin Valisi yok mu, savcılığı yok mu, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yok mu? Bunlara bildirseydiniz.. Hiçbirini yapmadınız.. Kendinizi sureti haktan göstererek, “bizi ilgilendirmez, bizim sorumluluğumuzda değil” diyemezsiniz!… Bir de yetki alanımızın dışında diyorsun, eee itfaiye raporunu nasıl senden istiyorlar, talep ediyorlar..
***
Siz cinayeti de, katili de görmüş, bilmişsiniz!.. Ve de, kılınızı kıpırdatmamışsınız!.. İnsani, vicdani noktada, vebaliniz büyük!.. Büyük bir vurdumduymazlık var.. Siz ki, her şeye dahil olurken, ırkçılığın dibine vururken, yasa-kanun, nizam dinlemezken, burda resmiyet takınmanız, sizi kurtarmaz, kaldı ki sorumluluk alanınız içerisinde?!..
***
Gel gelelim, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a.. Böylesi turistik tesislerin, özellikle kış mevsimindeki yoğunluğun da dikkate alınarak, denetlenmesi gerekmez mi, be kardeşim? İl Müdürlüğünüz var, Valilik emrinizde?.. Yılda bir olmazsa dahi iki ya da üç yılda bir denetim yapmanız gerekmez mi?. Ama yok.. Görüyoruz buraya, ruhsattan sonra uğrayan yok!..
***
2007’den buyana giden olmamış deniliyor.. Var ise de, çalışan personelin ifade ettiği gibi.. “Abi arada bir denetlemeye gelen adamlar oluyor.. Günü birlik geliyorlar.. Yiyorlar, içiyorlar, kayak yapıyorlar.. Eğleniyorlar.. Sonra, çekip gidiyorlar.. “ Otel idaresi de bol ikramın memnuniyetiyle uğurladığı denetmenlere, abi tekrar bekleriz açık çekiyle, denetim son buluyor..
***
Netice itibariyle kafa karışıklığına, muğlak ifadelere, lafları evirip, çevirmeye, mevzuatların girdabına girmeden, 78 cana mal olan katliamın, cinayetlerin sorumlusu belli.. Fazla söze gerek yok, 14 gözaltı ve soruşturma devam ediyor.. Yineleyerek istifa çağrımı tekrar ederek diyorum ki, sosyal cinayetlerin, felaketlerin, faciaların sorumlusu siyasi makamdır.. O nedenle; Özcan ve Ersoy ivedi şekilde, istifa etmeliler ki; ders-i ibret olsun!!!…
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Devşirilen siyasetin medeniyetinde; ahlaksızlık egemendir!…