BİR GÜNLÜK İLAN MI OLUR?..

Olmaz, olmamalı?.. Hele ki, "işçi alımı" gibi ülkenin ve bölgenin kanayan işsizlik sorunu vaki iken!… Günler değil, haftalarca "başvuru" süresi olmalı, olması da gerekiyor?.. Ki, hem başvuru sayısı artsın, hem de alınacak kişinin ehliyet ve liyakat ölçüsünde, "seçicilik" olabilsin!..

***

Ne var ki, Diyarbakır’da işe alınacak 55 personel için, "bir günlük" ilan duyurusu yapılmış.. O ilan da, İş Kur merkezli.. Yani, aşina olduğumuz şu "Milli Eğitim'deki" kantin, bakım-onarım ihalelerinin "saatlik" pazarlık odaklı, ilan duyurusu gibi yapılmış, Büyükşehir Belediyesine alınacak işçi alımı!…

***

Üç gündür yoğun bir şikayet alıyorum!.. Denir ya, arayan arayana.. Bir değil, on değil, yüz değil.. Gösterilen tepki; "bir günlük ilanla" personel alımı mı yapılır?.. İstenilen evrakların hazırlanması, ancak iki gün alır?.. Hele ki, şu pandemi döneminde.. Başvuru sistemi de ayrı bir garabet..

***

İtiraz edilecek, cevap istenilen, neden bir günlük ilanla işçi alınıyor duyurusu yapıldı sorularına da, yanıt veren yok?.. Ne olur; sesimiz olun?.. Burada bir torpil mi var, kayırma mı var, işe alınacaklar önceden mi belirlenmiş  gibisinden ithamlarda bulunanlar oldu?..

***

İşçi ve yönetici kadrolarıyla ilgili, duyuruya baktım!.. Şartlar noktasında, sorulması gereken, sorular yok değil.. Ancak benim merak ettiğim, ki telefonla, şahsen gelip "ilana dair" tepki veren vatandaşların da, cevap aradığı soru; "bir günlük" ilanın, sebebi mucizesi nedir, neden böyle bir "aciliyete" gerek duyuldu?..

***

Umarım hassasiyet gösterilir.. Herkesin kafasını meşgul eden "şaibe ve olumsuzluklar" zincirini ortadan kaldıran; bir açıklama yapılır.. Hasılı cevap bekliyoruz.. Aksi takdirde, Belediye'yle ilgili, İş-Kur'la ilgili var olan; "kayırmacılık" algısı daha bir güçlü, potansiyel kazanır.. Bunu da hiç bir kurum ve kişi, yetkili makam istemez her halde?..

***

SOSYAL MUHAFAZAKAR!…

Eee, olmaz mı?.. Niye olmasın ki?.. Şimdi; "Sosyal Demokrat" olunuyor da?.. "Sosyal Muhafazakar" olmazlığın nedeni ne?.. Ki, "Sosyalist muhafazakar da" denilebilir?.. Yani denilmeyecekse; o zaman Kemal Bey'in "CHP artık muhafazakar parti" söylemini nereye koyacağız!?.. Anlamsızlaşmaz mı söylemi!?..

***

Neyse!… Kendileri de, biliyor ki "bu maya" tutmaz?.. Zaten, niyette "muhafazakar" kimliğin icrası değil?.. Niyet, bu kulvardaki kitleyi etkileyip, "asimile" süzgecinden geçirerek, "tarafgir" yapmak!.. Olmazsa da, geçici olarak köprüde iskele mahiyetiyle kullanabilmek!.. Eee; saflar da var ya?.. Özellikle AK Parti ve Erdoğan "kurgulu" hasım üreticiliğinde; "ön göremez" hale gelenler?..

***

Yoksa!.. Siyaseti öğrendiklerinden değildir, "muhafazakar" kesime odaklı, politika üretmeleri… Anladılar.. "Kendi tabanlarını" ne kadar konsolide ederlerse etsinler, hedefe ulaşabilmek için "karşı mahalleye" odaklı, "nabza göre şerbet" üretici politika, ortaya koymak gerekir.. Kim; yeme gelirse!… Ki, CHP'nin "iktidara" yürüme evresine bakılırsa "tarih tekerrür" etmiştir… "Şeriatı isterük" diyenler değil miydi; "laiklik" adıyla İslam'ı "ortadan" kaldırma, gayreti içerisinde olanlar..

***

Vaziyet bunu ikmal ederken.. Sizce, CHP "sosyal muhafazakarlık" libasıyla, AK Parti'den "bir şeyler" koparabilir mi? Ya da; "muhafazakarlar" tıpkı HDP'nin tabanı gibi, "celladına" aşık olma halet-i ruhiyesine girerek, saf değiştirebilirler mi? Deva ve Gelecek, Saadet "bir ölçüde" şu an, bu safa doğru bir yol alış var... Dirsek teması söz konusu..! Kim kimi, "asimile" eder, onu zaman gösterir?

***

Ama önemli olan AK Parti… Çünkü burada AK Parti'nin kendi mahallesindekileri "konsolide" etme adına, ortaya koyduğu politikanın "zafiyetini" ele almamız ve irdelememiz gerekir.. Bu zafiyet söz konusu!… Ki, bu zafiyet vaki; "cellat aşıklığı" kadar "hele bir ders alsınlar" durumu da işin agresifliğiyle ateşlenirse vahim, "kayıp" kaçınılmaz hale gelir?

***

Tabi, bugünkü "esen rüzgar ve atmosferin" soluklanma hali AK Parti'nin "mahallesine" dair konsolide edememe, zafiyetinin yüksek olduğunu, kimse gözardı edemez!.. Açıkça görmek gerekir.. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu "zafiyeti" gördüğü için, "sosyal muhafazakarlığa" meyil verenlerin olabileceğine şiar olduğundan dolayıdır, son günlerdeki "politikasına" tabanı konsolide etmeye ağırlık verdi!…

***

MHP'nin AK Parti'yi "radikal milliyetçi" potasına koyması, Perinçek'in "kerameti kendinden" menkul hali.. Ve parti içerisindeki "kraldan çok kralcıların" organizasyonuyla oluşturulan "küskünler" ordusu, "sosyal muhafazakarlar" tüneline itile itile sokulmak isteniliyor..  İllerdeki teşkilat yapılarında yaşanan arıza-i durumları da, dahil edersek "iş ciddi ama çok ciddi bir boyutla", Millet İttifakı'nın bloğunu iştahlandırıyor. Her ne kadar, CHP fire verse de!…

***

Netice itibariyle.. Kemal Kılıçdaroğlu'nun "CHP artık muhafazakar partidir" deyip, AK Parti tabanına yönelik "göz kırpar" haline.. Ki, İyi Parti dahil, AK Parti'den ayrılanların da kırılan göz kırpmaya "meyil" vermelerinin etkisi yüksek?!. AK Parti'nin bu etkiyi, "hem tabanını konsolide" etme anlamında, hem de geçmişte birlikte "yol yürüdükleriyle" oluşturacak uzlaşı mekanizmasıyla, "zafiyetler" içeren seyrine, "ne oluyoruz" demesi lazım.. Yani içteki "kurtçukları" görmeli, sen de mi brütüz deme noktasına gelmemeli!… Çünkü gemi su alıyor?..

***

CUMADA KİMSEYİ GÖREMEDİK?..

Siz, artist Berhan Şimşek'i gördünüz mü?… Belki erken gelmiştir.. Öyle ya ne demişti; "Diyanet Başkanlığı yüzünden hutbeyi dinlememek için farzı kılıp çıkıyorum?"… Yine öyle yapmasın mı(!)… Görseydik, "Allah kabul etsin" derdik belki!… Göremedik...

***

Neyse dün bir okurumun önceki yazıma dair "artistik" faaliyetiyle alakalı altına not düştüğü bir resmi gönderiş.. Diyor ki biliyor musun, Berhan Şimşek'in "Minyeli Abdullah" karakterini canlandırdığını?.. Belki o rolden almıştır, "cuma namazı ilhamını(!)…"

***

İlhamı nerden almış bilmiyorum!!?… Ama bu resim şunu söyletiyor… "İçi puthane, dışı cami…" Artist Şimşek "takiyeciliğini" icra ederken, keşke ağabeyi Gürsel Tekin'e bi danışsaydı.. Malum, Cuma vakti Kapalıçarşı'ya gidip "Esnaf Kepenk Kapattı" diyerek video çekip, "esnaf isyan ediyor", düşüncesiyle, hemhal olaydı?..

***

İşte, CHP'nin "muhafazakarlığı" hele ki, son trendi "sosyal, sosyalist muhafazakarlık" evrilme politikası, artist Berhan Şimşek'in ifşasıyla, görülmeli!.. Söylenecek son söz şu olmalı bence; laiklik denirken, "Devlet ile Din İşlerinin" bir birinden ayırt edilmesi, ilkesini CHP ve Din İşlerinin "birbirinden ayırması" lazım!…

GÜNÜN SÖZÜ

 İnsanı farklı yapan, affettikleri, güçlü yapan sabrettikleri, kendisi yapan ise vazgeçtikleridir.