BİRİLERİ YOK ÖYLE BİR ŞEY DİYORDU?.. (II)
Ama biz yine diyorduk ki; Diyarbakır’da kimi sağlık kurumları sağlıksız işliyor diye!?.. Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet çarkı kadar bıçak parası dehşetli bir şekilde icra edilerek o biçim insanlar söğüşleniyor haykırışında bulunuyorduk!. Her zamanki gibi ilgili ve yetkili kimi zevatta her şeyi toz-pembe göstererek, yok öyle bir şey deyip kamuflaj moduna giriyordu!…
***
Müdavim okurlarım bilirler!.. “Kent milliyetçiliğinde taviz vermem!”.. Ki bu uğurda, maddi ve manevi kayıplar yaşasam da, şehrime helali hoş olsun!?. Siyasi ve ideolojik, polemiklerin içerisine girmeden, Diyarbakır’a bir çivi çakanı baş tacı, taşı çalanı da yerin dibine soktuğumu, okur bilir.. Bir kentin kaderini, yarınlarını birilerinin şahsi çıkarına makam ve mevkisine kurban ettirmem, ettirene de karşı durarım!?..
***
Tabi bir diğer hassasiyetim de, Sağlık ile Eğitim.? Bu iki kurum mevzu olunca, pür dikkat kesilir, akan sular benim cephemde durur.. Dünkü yazımda, Milli Eğitim’de geçmişte vuku bulan kirli çarkta bir halka olan Özel Eğitim Kurumlarını işleyip, irdeledim.. Ve bir kez daha, hakikatin tecellisiyle, ne kadar haklı ve doğru tarafta olduğumuzu gördük!!
***
Sağlıkla alakalı da, bilirsiniz çok yazdım!.. Özellikle de, Sağlık raporlarıyla alakalı.? Ki bu alan çok, geniş!.. Silah ruhsatından tutun da, engelli, özürlü maaşı ile bakım ücretinin alınmasına kadar.. Beri yanda, engelli aracı alımı da dahil.. Bu işin öyle ki rapor ölçüsü yüzdeliğine göre rayiç belirlenecek şekilde; para çarkıyla çeteler oluşmuştu!?.. Rapor simsarları!..
***
Dönemler değişse de, kimi idarecilerin klasik koruma kollama refleksleri değişmez!?.. Olup bitene hazır libasları var.. Hemen giydirirler.. Yok böyle şey derler! Ne zaman ki, soruşturma, inceleme, tahkikat, müfettişler vaki olunca; “aaa biz böyle bilmiyorduk” moduna girerek kendilerini suret-i haktan gösterirler!…
***
İki büyük hastanemizde yüzlerce sahte rapor tespit edildi!.. Kimler ne karşılığında, hangi imzaları attığını o gün yazdık!?. Dile kolay rant çarkının mimarları, müfettişlerin göreve başladığı günün akşamı “sağlık kurulunun bilgisayarını gece yarısı hiç etmek üzere, çaldılar!” Ki delillere ulaşılmasın!?..
***
Ne gariptir ki, hala izine rastlanmadı, polis tahkikatına rağmen!.. Kurul’daki gibi o odanın kameraları da, o gece devre dışı imiş?!.. Yüzlerce dosya, Diyarbakır Cumhuriyet savcılığında.. Son durum nedir bilmiyorum; hazırlanan bir iddianame vaki olsaydı, mutlaka Adliye’nin mahir muhabirleri vaziyeti gündeme getirirlerdi?.. Neyse!?.
***
Salt rapor değil.. Kulak, Burun Boğaz doktorlarının estetik çekişmesi unutulur mu?.. Ameliyathaneler bile kapatıldı?.. Rant çarkında, doktor ile idareci, başhekim, hesaplaşması!.. Yemek ihalelerindeki; indregandiler!.. Medikal alımlarında adrese teslim!?.. MR ve rapor!.. Yolsuzluk ve usulsüzlüğün dibinin dibinin yaşandığı bir alan sağlık kurumları?
***
Biz de hep yazdık.. Ki yazmaya da devam edeceğiz.. Kadın Doğum!.. Ne diyordu bir okur; “Yeni Doğan çetesinin kralı, Diyarbakır’daki özel ve resmi hastanelerde, cirit atıyor?.. Buralara bir neşter gerekli?”.. Tabi hasta simsarlığı, doktorların özele hasta sevkiyle yüzdelik almalar.. Yani enva-i iddiaların havada uçuştuğu gerçeğiyle; sağlık sağlıksız işliyor..
***
Gelirsek şu bıçak parası işine!.. Burda da, haklığımız ortaya çıktı. Ki günlerce yazım oldu, Dicle Üniversitesi dahil, Diyarbakır’daki devlet hastanelerinde artık neşter hastalardan yüklü miktarda para alınmadan, vurulmuyor diye!.. Prostat ameliyatı, 50-70 bin, meme kanseri ameliyatı, 70-80 bin, böbrek ameliyatı 100 bin üzeri.. Vezneye cüzi, doktora elden, ödeme!..
***
Her zamanki gibi yine bildik savunmayla bıçak parası alanın alnını karışlarız diye, iddialı konuşan kimi idareciler oldu!!…Öyle ki, yahu bir araştırayım, bir soruşturayım böyle bir şey var mı yok mu demediği gibi; sanki işin ortağı kendisi gibi tavırlı!.. Ne demişler!.. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, ama üçüncüsünde yakalanır..
***
Nitekim öyle oldu?! Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Bölümündeki bir doçent, derdest edildi.. Hastadan bıçak parası adıyla, haksız şekilde para alırken, suç üstü yakalandı.. Gözaltı işlemi, ifade ve ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu!..
***
Doç. Dr. M.T.K’nın evinde ve aracında yapılan aramada ele geçirilenlere bakıyoruz!.. Kendi el yazısıyla tuttuğu, bir dizi notlar var.. Hepsi de, hasta bilgisi ve hangi hastadan ne kadar para aldığı?.. Kimden ne kadar elden para vermiş, ya da daha ne kadar para alması gerekir? Evet, icbar suretiyle irtikap.. Bu suçtan, tutuklandı.
***
Biliyorum diyeceksiniz ki, bir tek o mu?.. Bir tek o mu günah keçisi!.. Elbette ki değil.. Elbette ki; tüm doktorlarımızı da paragöz olarak göremez, itham da edemeyiz!.. Ama, şu hakikati kimse gözardı edemez; bıçak parası, son dönemlerde sağır sultan bile duydu gerçeğiyle, tartışılmaz bir şekilde hastalardan alınıyor..
***
Ne diyoruz, camiayı bozan çürük elmalardır.. Siz o elmaları ehil ve liyakat sahibi idarecilerin eliyle, temizlemediğiniz sürece, çark bildiği gibi döner.. Hatta kar topu gibi, büyür!?. Peki bıçak parası aldığı için tutuklanan doktor için Hastanenin idarecileri ne diyor?! “Olayla ilgili bilgi sahibi değiliz.. Tutuklandıktan sonra bilgimiz oldu.?” Denir ya vay da vay!?..
***
Milli Eğitimin de, Sağlığın da sistemi; ticari sektörel kimlik kazandığı için, her yönüyle aklı öncelikli olarak; kapitale odaklanır!.. Çünkü toplumun eğitim ve sağlığını ilgilendiren iki kurumun ruhundaki “maneviyat”, gözünü para bürümüşlerin eliyle yerle yeksan edilmiştir.. Paran varsa okursun, sağlıklı olursun!..
***
Demek ki yapılması gereken; iki kurumu da maneviyat kimliğine kavuşturmaktır.. Islahı, makam, mevki ihtirasından, politik ve ideolojik kimliğinden kurtarmak!.. Ehil ve liyakat sahibi idareciler başa getirilmek.. Yolsuzluk ve usulsüzlüğün, kirli ilişkiler ağını ancak ve ancak, maneviyatı öncelersen, üstesinden gelebilirsin!?..
***
Yoksa, balık baştan kokar misali, maneviyatı, maddiyata kurban edersen, çark bildiği gibi dönmeye devam eder!.. Hele ki; mevzuatların, fırsatçılara alan açıyorsa!.. Kendi düşen ağlamaz, gerçeğiyle, yüz yüze gelirsin.. Ki bugün ülkenin ve milletin hal-i durumu bundan ibarettir…Bilmem, anlatabildim mi?
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Manevi duygularını kaybeden, maddiyatın kölesi olur!?..