BU GİDİŞAT, ÇOK TEHLİKELİ..
Öyle böyle değil; bu tehlike!.. Ucunda "iktidardan" olmak var!.. Ki, hükümet istediği kadar; "dahlim yok" desin!.. Perakende "elektrik satışı" özelleştirilmiş.. Dağıtımı özel şirketler yapıyor.. Fiyatları da, EPDK belirliyor.. Suç bizde değil.. Elektrik faturaları.. Doğal gaz.. Bu iki faturaya dair; iktidar 50 dereden su getirse!.. Kendini 40 tas suyla yıkasa.. Ve benim bu "fahiş fiyat faturalandırmasına" zerre-miskal müdahalem yok dese de!. Kim inanır!?..
***
Kaldı ki, "Dicle Nehri" kıyısında bir koyun kaybolsa, ayağı dahi kırılsa, başına en küçük bir kötülük gelip, zorluk yaşasa!.. Bunun elbette ki, sorumlusu o ülkenin, iradesini ve yönetimini elinde tutan iktidardır!…
Vebali de, sorumluluğu da, hesap verirliği de, gerek fani dünyada olsun, gerekse ebedi dünyada olsun, Mahkeme-i Kübra’da, "sorguya" çekilir! Gel bakalım; milletine nedir bu çekilen eziyet diye!.. Hal-i durum; "gel de anlatan da" öte!…
***
Yazmıştım!.. Hayat pahalılığı, bir ölçüde sineye çekilir, kabul görülür.. Çarşıda, pazarda, alışverişte, yemede, içmede, giymede "bir kemer sıkma" politikasına, rıza gösterilir.. Yani bir nefis "köreltme" çekilebilir..
Ama gel gör ki, Elektrik ve Doğalgaz için vaziyet öyle değil!… Çünkü, elektriksizlik demek, "yaşamın her alanının" kararması ve stop demesi demektir.. Mevsimsel olarak kışın donmak, yazın ise pişmek, gece ile gündüz "bir" olur!..
***
Esnaf "kepenk" indiriyor.. Sanayici ise şarteli indirip, fabrikaya kilit vuruyor.. İş, aş, istihdam, devlet mekanizması.. Yani bir bütünlük içerisinde; "iflahlar kesilir" vaziyette, yaşam kilitlenir..
Ki, faturayı ödeyemezseniz!.. Ödeme gücü de giderek kayboluyor zaten!.. Haliyle, "şartel" iner!.. Çünkü bu gidişle, bir ay öde, ikinci ay ne mümkün!.. Dile kolay, 3 kişilik bir ailenin elektrik faturasında, bir ay arayla iki fatura arasında, 800 lira bir fiyat farkı olur mu?!..
***
Aralıkta, 400.. Ocak'ta 1200 lira.. Gel de çık işin içinden.. Dünkü yazımda "vatandaşın sözü" başlığı altında aktarmıştım, serzenişi!.. "Hakkımı helal etmiyorum.. Benden alınan, zehir zıkkım olsun?!.." Sabit gelirli isyanda, "kaşıkla verdiler" kepçeyle alıyorlar..
***
Demem o ki!… Ahalinin çığlığı, derdi, çilesi, tepkisi, öfkesi, meşguliyeti.. Ne "can alan" koronadır, ne de mutasyona uğrayan virüsün çelişkili halleridir.. Ne, enflasyondur, ne de buna paralel, çarşı pazardaki fahiş fiyat ve hayat pahalılığıdır!…
***
Ve ne de, 2023 seçimlerine giderken, Millet ittifakı genişleyecek mi, yeni partiler katılacak mı? Ekrem İmamoğlu mu, Kılıçdaroğlu mu, ya da başka biri mi "cumhurbaşkanı" olacak ya da olmayacak, derdinde değil..
Üçüncü blokta, HDP mi olur!.. İyi Parti mi, ayrılır!.. Yeni yeni partiler mi kurulur.. Rusya-Ukrayna arasında savaş çıkar mı çıkmaz mı!?. Çıksa Türkiye'ye sirayet eder mi, etmez mi!?..
***
Hasılı kelam; ne yaşanırsa yaşansın vatandaşın şu anki en büyük derdi, çilesi, isyanı, öfkesi "Elektrik ve Doğalgaz" faturalarındaki, zulüm ve işkence halidir.. Konuşulan tek mevzu bu!…
Son günlerde bu minvaldeki "sokak protesto ve gösterileri" işin ciddiyetini, vahametini, tehlikeli boyutunun yüksek dozajlı halini, göstermeye yetiyor da artıyor!.. Güneydoğu'da HDP'nin bir çok çağrısına "kulak" tıkatılırken, bugün on binler "soygun var" deyip, eylem yapıyor!…
***
Eğer ki, siyasal iktidar 2023'ü kendisine "riskli ve tehlikeli" kulvara daha fazla sokmak istemiyorsa!.. Elektrik çarpar noktasında bu işin faturasıyla sandıkta yüz yüze gelmek istemiyorsa; tüm enerjisini bu kulvara harcaması lazım!… Elini çabuk tutmalı.. Çünkü; giderek bu işin şakasının olmayacağını bilmeli!
***
BİR BÜYÜK RAKIYA SATTIM..!!!…
Zonguldak'ın Perşembe beldesi Belediye Başkanı İsmail İnam.. Mahalle sakinleriyle, "araziler" konusunda, tartışıyor… Vatandaşlar bu arazileri sen peşkeş edip verdin" diyerek tepki gösteriyor.. İnam'dan gelen yanıt; "Evet, bir büyük rakıya sattım…"
***
Düşünüyorum, CHP'li İnam hal-i hazırda beldedeki arazileri "bir büyük rakıya" satıyor diyorsa, bu bir İl'e veya Büyükşehir Belediyesine, ya da ülkenin yönetimine geldiğinde; "neleri neye karşılık satmaz ki?"… Allah korusun..
***
KABAHAT BİZDE!…
Oya Ersoy'un "hadsizliğine" siz iki kelam edecek misiniz diye, muhafazakarlığıyla, dindarlığıyla, "Müslümanım" kimliğiyle öne çıkan, Hüda Kaya'ya seslenmiştim!.. Bir gün sonra paylaşımda bulundu.. "Cılız bir tepki" göstermişti.. Ben de dünkü yazımda yer vermiştim!… Ama ne yazık ki, Hüda Kaya hiç de "göründüğü" gibi değilmiş!..
***
Meğer ki; insani, vicdani ve rahmani bir duygusu yokmuş!.. Hasetti, kindarlığı, nefreti "tüm değerlerinin" önüne çıkmış… Onun için de; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rahatsızlığına; "geçmiş olmasın" diyecek kadar, adap yoksunu olmuş!?. Kabahat bizde ki, görüntüsüne aldanıp, iki kelamdan söz ettik!
***
HDP'DEN MHP'YE GEÇİŞ!..
Biliyorum!.. Başlığa şaşırdığınız gibi "hadi ya" dediniz.. Bendeki yansıma da aynen öyle oldu!…Ama gerçek…
Şöyle ki!.. Mardin'in merkez Artuklu ilçe Belediyesinin HDP'li Meclis üyesi Mehmet Carti..
Geçtiğimiz hafta HDP yönetimi tarafından "Parti ilke ve prensiplerine uymadığı gerekçesiyle" partiden ihraç edilmiş!…
***
Carti ise, "ihraca" karşılık olarak MHP'ye geçiş yapmış!.. Beyanatta vermiş; "Onlar benim parti ile ilişiğimi kesmeseydi ben oradan ayrılacaktım. "
Neyse!.. Bu hadise gösteriyor ki, partiler bir amaç, dava, gaye mekanı değil.. Partiler birer "araçtır!."
***
Zaten, siyaset kulvarında, sağcısı, solcusu liberali, demokratı sosyalisti, milliyetçisi, yani şucu, bucu diye birşey kalmadı!.. Baksanıza, Millet ittifakı bunun bariz örneği!.. Kimi dersen?!…
***
GERÇEK İSE!…
Görünürdeki Meclis lokantasına ait "adisyon" doğru ise!.. Ki hal-i hazırda, henüz "yalanlayan da" olmadığına göre.. 24 saattir sosyal medya trafiğinde!…
Günümüz piyasasındaki fahiş fiyat ve hayat pahalılığının yarattığı travmatik hal, toplumsal olarak yaşanıyorken!.. Bu adisyon, çok şeyi yürekten söyletir!…
***
Mecliste, seçilmişlerimiz mantarlı çorbayı 2.5 liradan içiyorlar.. Adana kebabı da bol soğanlı, söğüşle, salatalı 18 liraya mideye indiriyor.. Tatlı olarak da, fırın sütlaçı 4 lira yiyor… Yani, o biçim mideyi 25 liraya dolduruyor…
***
Sormak lazım vekillere!.. Kuzum sizinkisi can da, ahali olarak bizimkisi ne!… Bari karar verin de bizde bilelim; "yaratık" halimizi!…
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Allah ile olduktan sonra; ölüm de, ömür de hoştur.