BÜYÜK ÇEKİŞME

Size önerim! Bugün için 'yazıya pür dikkat' kesilin. Çünkü az sonra son günlerin 'en popüler' soruları sıralanacak?
Uzun süredir birçok kesim tarafından 'sessiz' telaffuz edilmekte. Ancak artık 'alenileşti', ilgili - ilgisiz konuşuyor.
Ve tabi ki 'gizliliği' kalkınca cevap verme noktasında sorularla muhatap kalmamız da; ekseriyet kazandı?
'Durum nedir, olup biten nedir, doğru mu, değil mi, siyasi mi, başka bir şey mi var? gibisinden.

***

Evet! Sorular noktasında sizleri fazla da merakta bırakmayarak 'sıralayayım" günün popüler sorularını?
"İl Valiliğinde neler oluyor?" Ya da "İl Valiliği ile İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği arasındaki çekişme ve kırılganlık nedir?
Veya İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ahmet Aydın 'görevden alınıyor mu, gidiyor mu, kalacak mı?".
Ve en hassas nokta; İl Valiliği bünyesinde yıllardır faaliyet gösteren 'Valilik Hizmet Vakfı'nın akıbeti?"!

***

Sorular her ne kadar 'fısıltı' gazetesinin 'ürünü' olarak görünse de, 'işler ciddi' bir boyutta.
Hani bir söz de var; 'ateş olmayan yerden duman çıkmaz' misali! Bugünlerde 'bu anlamda' tansiyon bir hayli yüksek.
Nitekim bu hava geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır'a gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay 'gezisinde' sert esti.
Özellikle de; Cuma namazı sonrasında Bakan'ın 'cemaatle'  Kürt Açılımı meselesiyle sohbeti sırasında hadise vuku buldu.

***

Ardı ardına vuku bulan iki hadiseden ilki; İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ahmet Aydın'la alakalı.
Kalabalığın arasından sıyrılan biri Bakan Atalay'a yönelerek, sesli bir şekilde söyleniyor:
'Sayın Bakanım! Vali Yardımcımız Ahmet Bey çok iyi bir insan. Diyarbakır'a çok emeği geçti. Hizmeti çok oldu. Onu bizden ayırmayın.
Sakın onu almayın. Alırsanız da vali yapın. O herşeye layıktır."

***

Tabi 'siyasetin' kurdu ve yılların tecrübesiyle Bakan Atalay'da bir gülümseme! 'Olur. Olur. Peki!
Buarada herkes bir şaşkınlık içerisinde! Bir anda 'ortamı' sessizliğe boğan durumla alakalı olup-biteni anlamaya çalışıyor.
Derken ikinci hadise vuku buluyor. Bu durum da İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu'yla alakalı. Sanki 'nispet' edercesine;
Bu kez kalabalığın arasından sıyrılan bir başka kişi Bakan Atalay'a yöneliyor.

***

Vali Mutlu için "methiyeler' dizerek! Anlayacağınız; duruma vakıf olan bir siyasetçi dostumun ifade ettiği gibi!
Hatta eleştirisi de oldu; 'Siz hep siyasetçilerin taraftarları olduğunu söylüyorsunuz, bakın bizim dışımızdakilerin de var?".
Cuma namazı sonrasında 'gelişen' bu iki görüntünün yarattığı 'Valilere alkış şovu'! Tabi burda; 'yağdanlık' organizeli mi bilemiyorum..
Ve sanmıyorum.. Ancak yukarıda sıralanan soruların fısıltı değil, gerçek olduğunu da bu çekişmenin görüntüsü kanıt oluşturmaktadır..

***

Yani bir çekişme var. Nitekim bu çekişme 'kurumsal' anlamdaki yetki ve görev alanıyla alakalı da hissedilmekte ve konuşulmakta.
Şöyle ki; uzun yıllardır Ahmet Aydın'ın 'yetkisinde' bulunan ve kendisinin başkanı bulunduğu Valilik Hizmet Vakfı.
Yıllık parasal 'sirkülasyonu' bir hayli ciddi bir vakıf burası! Ana geliri de, ekseriyet İhale alan müteahhitlerin 'zorunlu' bağışlardır.
Bir dönem 'silah ruhsatlarından' alınan 5 ila 10 bin tl civarındaki 'zorunlu bağışları da katarsak'! Yani farklı gelirlere sahip.

***

Valilik ile Özel İdaresi arasında yıllar sonra şimdi 'buranın el değiştirmesi ya da kapatılması' yönünde ciddi bir çekişme var.
Nitekim iki hafta önceydi; İl Valisi Suat Seyitoğlu ile görüştüm 'Hizmet Vakfının kapatılması söz konusu mu?' diye!
Şu cevabı almıştım. "Evet. Kapatılması yönünde karar aldık. Resmi yazı da yazdık, yazı gelirse, işlem başlatılacak?".
Aynı soruyu Ahmet Aydın'a da sormuştum; 'var mı böyle bir durum' diye.

***

Aydın o gün için duruma sert tepki göstermişti; "Hiç kimsenin vakfı kapatmaya yetkisinin" olmadığına ilişkin.
"Vakfın resmi başkanı ve yetkilisi benim. Ne valilik ne başka bir kurum yasal olarak kapatamaz. Ancak ben kapatabilirim.
Şuan vakıf faal ve hizmetlerini yürütüyor?".
İl Valiliği Hizmet Vakfı'nın 'akıbeti' ne olur onu zaman gösterecek. Şuan için bir şey söylemek mümkün değil.

***

Lakin bir dönem bu vakıftan Diyarbakırspor'a ciddi bir şekilde 'oluk-oluk' milyonlar aktı.
Özellikle de, Kulüp Başkanlığını Ahmet Aydın yaparken. Sonra Aydın görevi bırakınca 'para' bıçak gibi kesildi.
Evet! Kimine göre vakıf hayırlı işlerde para harcıyor, kimine göre de 'kişiye özel'. Her ne ise!
Dedikodular üretilse de; mutlaka 'Vakıf' bir oto-kontrole ve denetime tabidir. Bunca yıldır faal, illaki denetim geçirmiştir.

***

Bir önemli söylenti de; İl Özel İdarenin bünyesindeki bazı işlem gören projelerin Valilik kontrolündeki 'SODES' kapsamına alınmak istendiği.
Bu minvalde de bir hayli yazışmanın olduğu söyleniyor. Tabi ne kadar ciddi ve ne kadar durum yasal zeminde gerçekleşir, onu bilemiyorum.
Çünkü İl Özel İdaresi bir ölçüde 'Diyarbakır'ın' lokomotifi. Önümüzdeki dönemlerde 'kurumsal' anlamda; önemi daha bir artacak.
Ancak bildiğim ve kanaat getirdiğim; 'polemiğin' önümüzdeki günlerde hamurunun daha çok su alacağı.
Şuan için, sorulara verilebilecek bizdeki cevap bu kadar. Gerisi gelirse; paylaşırız.