ÇEYREK ASIR ÖNCESİ!…

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; "Kürtler'i" dağdaki kar'a basarken çıkan ses olarak; kart-kurt diye, gören!…

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; "Ben Kürdüm" demeyi, Kürtçe "konuşmayı" şarkısını, türküsünü söylemeyi yasaklayıp, "suç unsuru" sayan...

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; "Kürtler'e" dışkı yediren, her türlü insanlık dışı muameleyi yapan komutanları sahiplenen!..

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; 12 Eylül'de, Diyarbakır zindanlarında, işkence hanelerinde, coplu "tecavüzlere"  evet diyen..

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; "bir sağdan, bir soldan" deyip küçük yaştaki çocukları öldürenlere yaş büyüten kararlar çıkaran…

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; binlerce "faili meçhul" cinayeti işleyip, ölenleri "asit" kuyularına atıp, üstünü örten aklı kutsayan…

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; "köyleri-mezraları" ateşe verip, yüzbinlerce Kürtleri  evinden, barkından, arazisinden ettirenlere "aferim" diyen…

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; 80'lerdeki, 90'lardaki "toplu" köy ve mezra katliamlarını yapan örgüte seyirci kalan, korku imparatorluğu oluşturmasına imkan tanıyan!…

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; "devlet uğruna kurşun atan da yiyen de şereflidir" deyip, suç örgütlerini, Kürtlere ve Kürt işadamlarına dadandıran…

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; ihdas ettiği örgütler üzerinden Güneydoğu bölgesinde "Kürtleri" birbirine Hizbullah-PKK diyerek, kırdırma politikasını, benimseyen..

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; itirafçı teröristleri "gündüz kulahlı" gece silahlı diye bulundukları cezaevlerinden dışarıya çıkarıp, operasyon çektiren..

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki; "itirafçılardan" oluşan "çeteleri" oluşturup, infazlar gerçekleştiren…

 

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki;  Kürtler'i Kürtlere boğduran oluşumun Bekaa vadisine "çicekli, apoletli" adamlarıyla mesajlar yollayan…

***

O "tekçi" siyaset anlayışı değilmiydi ki, ABD ve AB'nin nam-ı hesabına, Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çeviren "kanlı yapıları" devlet politikası olarak görüp, "ıraklaşmayan.."

***

 

…Ve bugün!.. Ne hazin ve akla ziyan bir "tekçi" siyaset anlayışı var ki.. İşte o anlayış, sözde Kürtler adına, "çeyrek asır" öncesindeki, o siyasetin ve politikanın bugünkü sahipleriyle "yol yürüyor.." Ama her seferinde de; "silleyi" ensesinden yiyor..

***

Dün, "kendisini" yok sayan, yok eden, kanını, gözyaşını döktüren, kültürüne, medeniyetine, yaşamına ve yaşam alanına her türlü "politize" olmuşluğu, dejenere edilişi "enjekte" edip, tecavüz eden "o tekçi" siyaset anlayışı sorgulaması gerekirken; "medet" umuyor.. "O tekçi" anlayışla bir önceki seçimin "ittifak" sorgulamasını yapıyor…

***

"Bel" bağlayıp "kurtarıcı" diye, ittifak kurmasına karşı yediği zılgıtın, açılımını yapıyor…

***

Velhasıl!.. Kürtler'in de, Türklerin de, Türkiye'nin her karış toprağında yaşayan 81 milyon insanı.. Bir bütünlük, milli birlik, dirlik ve vatan, bayrak düsturuyla; "binlerce yıllık" kardeşlik medeniyetiyle, "safımız" "tekçi siyasi ve politik" anlayışlara karşı net olmalıdır?.

***

Dün, "faşist" diye çığlık çığlığa söylendiğimiz kişiyi bugün; "demokrasi" adına, "onu" sahiplenmek, aklımızla bir zorumuz olduğunu gösterir.. Ne yazık ki, "aklımızla" zorumuzun olduğunu; "al birini vur ötekine" diyebileceğimiz "o tekçi" siyaset ve politikanın "bezirganlarına" her daim kanmamızdır…

***

TERBİYESİZ!...

Böylesi karakter taşıyıcılarına "adam" denilmez!.. Çünkü, adam değil, zibidi bir yaratık… Şeref, namus, haysiyet yoksunu, aşağılık bir güruh!!!!…

***

İşte bu güruh, terbiyesizin teki Selahattin Demirtaş'ın "eşine" şerefsizce, ahlaksızca, aşağılık bir şekilde "dil" uzatıp laf atmış.. Pervasızca; "hakarette"  bulunmuş..

***

Ne yazık ki bazı müsveddeler de, akıtılan "salyanın etrafında toplanıp, paylaşım göstermiş.. İki gündür gelişen vahim bir "provokasyon.."

***

Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı "soruşturma" başlattı.. O "aşağılık" güruh gözaltına alındı.. Umarım "vicdanları, izanları, zihinleri" tahrip eden, "anlayışa" gerekli sille atılır?…

***

Ne diyoruz, siyasi eleştiriye "evet" ama ahlaksızlığa, hukuksuzluğa, iffet ve haysiyeti, onur kırıcı rezilliğe "hayır..."

BEKÇİ MURTAZA!…

Asırlık ömre sahip "o tekçi" siyasetin ve politikanın bugünkü savunucularından CHP'li Özgür Özel konuşmuş.. Dahası "tembihli" olarak, öneride bulunmuş… Kendince seslenmiş..

***

Eeyy Bekçiler… Karakteriniz de, görev anlayışınız da.. Mahalle'deki "bekçilik" felsefeniz de… Orhan Kemal'in kaleme aldığı kitabındaki "Bekçi Murtaza gibi bir bekçilik olsun?.."

***

Yani, Bekçi Murtaza gibi bekçi olun.. İki gündür Özel'in bu söylemi üzerinden; "eleştiri" fırtınası estiriliyor… Bir de Özel'e "kitabı okumadın" diye de, tepki verip "cahil" diyenler de var… Haksızlar mı, değil...

***

Doğrusu, Özel'in bu sözlerini yadırgamak, tepki vermek, ya da "cehalet" deyip, kitabı okudu mu, okumadımından çok, adam kendi "tekçi siyaset" anlayışıyla Bekçilere "tekçi" olun diyor… Çünkü, Bekçi "Murtaza" tekçi bir karaktere sahip!..


***
 

Bizim söyleyebileceğimiz tek şey var.. Aman ha aman mahallemizin "evlatları" olan bekçilerimiz, siz siz olun "tekçi" olmayın.. Siz; bu milletin "bekçisi" olun!..

***

İLLA Kİ, YASAK MI GELSİN…

Kadim şehrimin güzel insanları.. Sevgili hemşerilerim… Eyy Diyarbakır ahalisi.. 7'den 70'e herkes..

***

Ne oluyor size?.. Bu nasıl bir kuralsızlık, keyfiyet hali!?.. Şu "virüs" illeti, "şakaya" gelecek bir hal değil; "bizim, sizin, hepimizin" yaptıkları hiç de iyi bir hal değil?…

***

Bir hafta "kontrollü normalleşme" diye bir duruma kendimizi "eskisinden" beter "normalleşmeye" kaptırınca faturası ağır oldu?.. Başımıza gelenlere bakın!…

***

Vaka sayısı "pik" yaptı.. Ölü sayısı arttı. Hastaneler doldu, taştı karantinalar çoğaldı.. Kamu, kurum ve kuruluşları "girilmez" hale geldi?….

***

Geçen haftaya kadar, ülkenin en "güvenli" ve kontrollü, salgına karşı tedbirleri gıpta ile bakılan kentti. Bugün "keyfiyet" arzıyla, ülke sathında en fazla "vaka sayısına" sahip olan il olduk…

***

Vaziyet, "illa ki yasaklar mı gelsin?.."  Değilse.. Maske.. Sosyal Mesafe… Temizlik!.. Bu üç kural, "günlük yaşamın" parçası ve "normalleşme" sürecinin, "olmazsa olmazıdır?"..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Hedeften uzaklaşıyoruz. En zayıf noktamız, tedbirsiz iyimserlik.