CUMARTESİYE BAĞIŞLANAN PAZAR YAZIMIZ!

Mevzumuza dalmadan önce;

Milli Takımımızı "canı gönülden" tebrik ediyorum..

Bizlere "muhteşem" bir gece ve gün daha yaşattılar..

Gülmeyen "yüzleri", sevinmeyen yürekleri, "mutlu" olmayan gönülleri "hoş" etti..

Hastayı "ayağa" kaldıran mucizevi bir ilaç gibi;

Herkesi "sevgiye, coşkuya" boğdu..

Neşeyle sokağa döktürdü..

Teşekkürler; Milliler..

Teşekkürler Türkiye..

***

Evet.. Gelelim; günlük muhabbetimize..

Bildiğiniz gibi; pazar günleri "yazı yazma" anlamında; mola günüm.

Her ne kadar; 7 gün 24 saat "ful" çalışsak bile.

Ama "pazar" molası; hem sizler hem de benim açımdan; "stresin" ötelendiği gündür.

Onun için de; haftanın "yorgunluğunu" bir nebze gideren "pazar" yazılarını imkânlar el verdiği sürece;

Cumartesi günlerine bağışlamış bulunmaktayım.

Pazar yazıları bildiğiniz gibi; "beyinleri" hoş eder.

Çakılı ve bulantı yaratmaz.

Hele; haftanın "beyin hücrelerini" sulandıran kavurucu gündemini; hiç tıklamaz.

Muhatabın ve yazarın "düşüncelerine" yeni şoklar geliştirmez.

Ortalık toz duman olsa bile; "vız gelir, tırıs geçer" misali.

***

Nasıl olsa; bugün tatil.

Keyfimize bakalım.

Zaten Pazartesi günü; "duruma" beyin yoracağız.

Mideye kramp girene kadar.

Onun için diyorum ki;

Yeni andıçlar mı oluştu.

Genelkurmay; "toplumda" yeni bir yapılanmaya mı gidiyor.

Bilgi Destek Planı. Ya da "Faaliyet çizelgesi".

Veyahut "ülkeyi biçimlendirme" operasyonu.

Önemli değil(!).

***

Başlıklar altında ifade edilen şekliyle;

"Yargıçlar Ordu çizgisine çekilecek"

"Gazeteciler kullanılacak!"

"TSK Muhalifleri yıpratılacak".

"Kanaat önderleri yönlendirilecek".

"DTP'nin terörist olarak görüldüğü vurgulanacak"

"Kürt bölgesi silahla rahatsız edilecek"...

Ve sıralanıp giden daha nice başlıklar.

***

Ben yazmadım.

Kaleme de almadım.

Yazan belli, söyleyen belli, doküman belli.

Bunların tümü dünkü "Taraf" gazetesinin "manşet" haberinin, ara başlıkları.

Belge ve dokümanın elde olduğu iddiasıyla; sıralanmış.

Belge doğru mu, yoksa "andıçlı mı" bilemem.

Ama ciddi ve "vahim" dedirten iddialar söz konusu.

Tabi; Genelkurmay Başkanlığı dün "kısa" bir açıklama yaptı.

Durumun beyinlerde yarattığı "ciddiyet" anlamında.

Yalanlama getirdi; 

"Bir günlük gazetenin 20 Haziran 2008 tarihli baskısında, Genelkurmay Başkanlığına ait olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bilgi destek planını ihtiva ettiği iddia edilen bir belge ve bununla ilgili haberler yayımlanmıştır. Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarında, Komuta Katı tarafından onaylanmış böyle bir resmi evrak veya plan bulunmamaktadır".

***

İkilem bir görüntü.

Vardır da diyemiyorsun.

Yoktur da diyemiyorsun.

İki arada bir derede misali.

Amaaaan!

Bize ne(!) "toplumu" kim andıçlıyor.

Kim dize getiriyor.

Kimler yeni bir millet biçimlendirmesine gidiyor.

Bırakalım bunları.

Gelelim "sen çok yaşa paşam" mevzusuna.

Yani; "sabah kahvaltısının" keyfine.

Kan ve barut kokmayan, karanlık senaryolar üretmeyen "gazete sayfalarını" çevirme özlemine

***

AK Parti "kapatılacak" diyorlar?

Zaten kapatılacak. Bunun aksi düşünülmezki!

Bir kere; Mahir Kaynak'ın dediği gibi; "Erdoğan"ın ipi çekilmiş.

"Dar ağacı" tamam.

Zaten; ülkede "yer ve zaman" gelince; birçok liderin "ipi çekilmiştir".

Tabi "bu ipi çekme" şekilleri değişik olmuştur.

Kimi cidden "darağacına" alınmıştır.

Kimi de; "emekliliğe" ayrılmıştır; sıra köşklerde bol bol sohbetlere ve dedikodulara zaman ayırsın diye.

***

Ha bir de;

411 Milletvekili'nin "iradesi" hiçe sayıldı sitemi var.

Yok, 11 atanmış "neden" 411'in önüne geçti.

20 Milyon insanın "teveccühünü" alanlar; "devre dışı" kaldı.

Meclis'teki 367 sayısının "zorunluluğunu" unuttuk galiba.

Bir de DTP'nin "ipi çekildi" diyenler var.

Parti; son kez savunma verecek.

Zaten kendi içlerinde "huzursuzlar".

***

Ekonomi "dibe" vuracak.

Enflasyon "yeniden" dirildi. Çift haneliği aldı, üçe doğru yol alıyor.

Bankalar S.O.S veriyor.

Kemal Derviş "yeniden" sahnede.

Abdüllatif Şener "alttan alttan" yol alıyor.

Ha bir de; "tele kulağa" takılmış. Daha görüşmeye gitmeden; "görüştüler" diye haber de yayınlanmış.

Yeni açılımın "hamlesinde" bulunmak isterken, "dinlemeye" yakalanmışlar.

Olur böyle vakalar, "tele kulak" yakalar.

***

Sözde; "pazar yazısı" yazacaktık.

Pardon; Cumartesiye bağışlanan yazı olacaktı.

Yazdık, çizdik, "stresten" uzaklaşalım dedik.

Ama gelip; yine de "toz-dumanın" içerisine girdik.

Nedendir bilinmez. Ama mevzulara "Kan" çekiyor.

Sonunda geldik, bize ayrılan yerin santimine.

Ne stresten uzaklaşabildik, ne de keyiflenebildik.

"Dolanıp" durduk, acıların etrafında.

Olsun. Hayatımız ve yaşadıklarımızdır..

Onlarsız olamayız.

***

Siz yine de; çayın keyfini.

Kahvaltının neşesini.

Ailenizle olan "hoş sedayı".

Soğutmayın.

Her ne kadar; "hava" bunaltıcıysa da.

Güzel bir hafta sonu tatili dileğiyle.