CUMHUR'UN SANCILI SINAVI!

StrBody "

Hiç kuşkusuz ki;
İnsanoğlu'nun en büyük hazinesi.
""Onun düşünebilme"" vasfına sahip olmasıdır.
Yüce Yaradanın 'insana"" bahşettiği bir nimettir.
Yeryüzündeki canlılar içerisinde ""kutsal saydığı"" ve kulum dediği İnsan'a;
Bahşedilen bu nimetin en büyük ölçüsü de ""itidal"" olmasıdır.
Düşünmek. Ya da ""düşündüğünü"" icra etmek.
Ana ilke yeter ki; ""ölçüsü ve çizgisi"" belli olsun.

***

Nedeni de; ""bahşedilen"" bi nimetin harcamasındaki kriterlerdir.
O da; insanlık için, ülke için, millet için, yaşanılan coğrafya içindir.
Çünkü birey ""kendi hak ve hukukuna"" zarar gelmesini istemiyorsa.
Saldırılara maruz kalma gibi bir durumla karşılaşmak istemiyorsa;
Öncelikle karşısındakinin ""hakkına, hukukuna"" riayet etmelidir.
Bunun için de; ""itidal"" düşünmesi gerekir.
Dürüstlük.
Özgürlük.
Güvenirlik.
Şefkat ve mütevazilik.
Sabırlı, cömert ve saygılı.
Hak.
Hukuk ve Adalet.
Zulme ve zalime ""karşı"" koymak.
Mazlumun da yanında yer almak.
İtidal ""olmayı"" gerektiren değerlerden bir kaçı bunlar.

***

Tabi şu ""düşünce"" önemlidir.
Ortam, yaşam ve koşullar ""neyi"" gösteriyorsa göstersin.
Önemli olan; ""itidal"" çizgisinden sapmamaktır.
İster, şiddet, terör, kaos ve kargaşa olsun.
İster, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, ihanet kol gezsin.
İster ihanet şebekeleri çoğalsın.
İster; fesat, fitne ve kışkırtmalar prim kazansın.
İster, hak, hukuk, adalet ve özgürlükler ""ayaklar"" altına alınsın.
Kısacası; durum neye işaret ediyorsa etsin.
Tek arz vardır; o da ""düşüncenin"" itidal ile hareket etmesidir.
Peki, bu mümkün mü?
Bireysel ""noktada"" belki ilk etapta; ""başarı"" gelmeyebilir.
Ama ""damlaya damlaya göl olur"" atasözünü hatırlarsak.
Ya da ""bir elin nesi var, iki elin sesi var"" sözüyle bireyler çoğaldıkça; çözümler oluşur.

***

İşte bu çoğalmadır asıl ""demokrasi"".
Taktir edersiniz ki; demokrasinin ""felsefesi"", halkın kendisinin varlığıdır.
Tabi; demokrasi ""bedelsiz"" değil.
Tepeden inme hiç değil.
Hiç bir ülkede olmadığı gibi Türkiye'de de demokrasi'nin ""hayat"" bulması; ucuza olmamıştır.
Bedel ödenmiştir.
Yaşaması için de daima ""ödenecektir"".
Onun için; demokrasi.
Zorlukların, sıkıntıların yaşadığı ortamda ""çözüm"" düşüncesi olarak yeşer.
Fedakârlık ister.
Hakların bütünlüğünü ""taahhüt"" etmek için.

***

Türkiye bugün; ""demokrasiyi"" yaşatma savaşı vermektedir.
Bir taraftan; ""ihanet şebekeleri"".
Diğer yandan; ""dış güçlerin"" senaryoları.
Beri yanda; ""siyasal kaosun"" yaratıcıları.
Ve en önemlisi ""kendi iç dinamiklerine"" sızan; yıkıcı unsurlar.
Hepsinin ""odak"" hedefi; bedel ödenen ""demokrasinin"" yıkımıdır.
Cumhuriyet'in de ""cumhursuz"" bırakılmasıdır.
Sancı fena.
Toplumun ""tüm katmanları"" tarafından hissedilen bir sancı.
7'den 70'e herkes; ""sürecin"" yarattığı atmosferin etki alanı içerisinde.

***

Onun için diyorum ki;
Bu kritik süreç bir ölçüde ""toplum"" için sınavdır.
Çünkü toplum Cumhuriyet'in ""cumhurudur"".
Ne Cumhuriyet ""cumhursuz"" ne de Cumhur ""cumhuriyetsiz"" var olamaz.
Demek ki;
Son günlerin ve az önceki ""odakların"" ağızlarında sakız gibi çiğnediği;
Cumhuriyet rejimi elden gidiyor.
Birileri ""rejimi yıkıyor""!
Laiklik ""yerini"", İslami rejime bırakıyor.
Ya da; Kapitalizm, Faşizm ""diriltiliyor"".
Gibi düşüncelerin üretilmesine ""itibar"" edilmemelidir.

***

Ve en önemli etken de;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
Temel taşlarını teşkil eden; varlığına ""kan"" bombalayan.
Hayat damarını ""teşkil"" eden.
Yasama, Yürütme ve Yargı ""mekanizmalarının"" bir bütünlük içerisinde; olup bitene karşı ""itidal"" davranması gerekir.
Zaten bugün en büyük ""sınavı"" bu üç önemli kurum vermektedir.
Sonuç itibariyle; düşünce ve düşünme vasfı insanoğlu için en büyük hazinedir.
Bu hazineyi ""harcama"" noktasında; ""itidal"" davranmakla; koruyup-kollayabiliriz.
Aksi taktirde; birileri ""hazineyi"" tamtakır eder.
O zaman da; ne cumhur, ne cumhuriyet, ne demokrasi ve ne de insan hakları, özgürlükler ""diye"" bir yapı kalmaz.
Hayırlı cumalar."