DİKENLİ BİR YOLDA?
Ergenekon Terör Örgütü "mevzusunda" yeni bir dalga.
Dün sabah itibariyle esti.
Hem de; havanın eksi derece gösterdiği bir zamanda.
Gür ve fırtınalı bir dalga.
Sanırım bu mevzunun 10'uncu dalgası.
Çünkü ajansların hemen hepsinde ifade aynı.
"Ergenekon Terör Örgütü Davasında 10. dalga başladı" diye.
Operasyon "tam gaz" devam ediyor.
Şu ana kadar; gözaltına alınanların sayısı 40'ı aşmış durumda.
***
İçlerinde "çok önemli" isimler var?
Türkiye'nin tarih sayfalarında "sakıncalı" olarak gösterilen dönemlere "imza" atanlar.
Asker, Akademisyen, Yargıç.
Kamuoyunun yakından tanıdığı ve bildiği isimler.
Öyle "haybe" kişiler de değiller.
Tabi hepsinin ortak bir noktası var.
Şöyle ki; "Siyasal İktidara" muhalif kişiler.
Halka "rağmen" halka karşı kişiler.
Ne dini değerler, ne Atatürk'ün ilkeleri, ne de "toplumsal" bütünlük?
En büyük hedefte; AK Parti'yi "siyasal iktidardan" düşürmek.
Tek iddiaları da "Laik sistemin" tehlike içerisinde olduğu safsatası.
Aslında; "gerekçeleri" her ne kadar; "laiklik" üzerine kurguluysa da.
Amaçları; ülkenin hiç bir zaman "selamete" kavuşmamasıdır.
"Sürekli" halkın ve iktidarların birilerine "ihtiyaç" duymasını sağlamak.
Korku ve endişe "içerisinde".
Zaten; Ergenekon Terör Örgütü "iddianamesinde" de; bu emelleri alenice zikrediliyor.
***
Evet. Yeni bir dalga.
Yani "mevzunun" 10'uncu dalgası.
Aslında dava yavaş yavaş "unutulmaya" yüz tutmuştu.
Hatta şu an görülen ve 36'ıncı duruşmasına gelinen dava; "garip" bir düzeydeydi.
Öyle ki; "magazinselleşmişti".
Sulu haberlerle "durum" ciddiyet mecrasından çıkmıştı.
Kim deli, kim akıllı? Kim hasta, kim sağlam?
Mahkeme ile kurumlar arasında "yazı polemikleri"!
Hava böyle esince de; herkeste şu kanı oluşmuştu.
Ben bile; düşünmeye başlamıştım. Hatta bir kaç yazımda da zikretmiştim.
"Akıbeti" meçhul diye.
Eğer demiştim.
Ergenekon Terör Örgütü'nün gerçek yüzünün "aydınlatılması" isteniyorsa.
Bunun; Güneydoğunun son 30 yıllık "döneminin" deşilmesiyle mümkündür?
Aksi takdirde; "son derece" sıradan ve muğlak bir yapıyla, "Şemdinli Davası"nın akıbetine mazhar olacaktır diye?
Çünkü Susurluk ta, Danıştay da, Şemdinli de "fasa-fiso" olmuştu.
***
Ama dün sabah "esen 10'uncu" dalgayla bu hava ve beklenti değişti.
Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere 6 il'de eş zamanlı operasyon.
Şu an için kimler gözaltında.
İsimlere bakıyorum.
Yazar Yalçın Küçük,
Eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin,
Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz,
Eski Genelkurmay Adli Müşaviri Emekli Tümgeneral Erdal Şenel,
Eski MGK Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç
Özel Kuvvetlerden emekli Albay Mustafa Levent Göktaş.
Tabi bu dalganın bir de; Sabih Kanadoğlu kanadı var.
Hani Türkiye'de "rejim" dalgası estiren. 367 "kıskacı" oluşturan.
Cumhurbaşkanı Gül'ün "Köşke" çıkmasına; "dalga estiren"!
Dün onun da evinde "arama" yapıldı.
5 saat süren operasyon sonrasında; "bazı belgelere" el konuldu.
Pür dikkat kesilmişti; gözaltına alınacak diye.
Ancak gözaltına alınmadı.
Toplam 40 kişi şu an için gözaltında.
Yeni bir dalga gelecek mi, gelmeyecek mi onu zaman gösterecek.
***
Ancak; Türkiye "önemli" bir çizgide.
Atılacak "adımlar", sıra dışı değil.
Bu adımların "ana gayesi", ülkenin karanlık köşelerinin aydınlatılması olmalıdır.
Bunun için de; "her kesimin" hassasiyet göstermesi gerekir.
Halen herkesin aklında şu soru yok değil.
"Sonuna kadar gidilebilecek mi?".
Söz konusu olan "terör örgütünün" tepesindeki isim ortaya çıkarılacak mı?
Yani 1 numara kim?
Derdest mi, yoksa halen "dışarıda mı?"!
Onun için; önümüzdeki kısa zaman dilimi içerisinde; kamuoyu "aydınlatılmalı"!
Kuşkular ve karamsar beklentilerin "bertaraf" edilmesi anlamında.
Ve en önemlisi de; "mevzunun" Güneydoğu ayağına "hamle" geliştirilmeli.
***
Ki dün bu dalgayla alakalı önemli bir gelişme de; Tuncay Güney'le ilgili oluştu.
Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, Kanada adli makamlarına Tuncay Güney'e sorulması için 37 soru gönderdi.
İşte Savcılık tarafından sorulan bazı sorular.
—Veli Küçük'ün Kısmetim1 gemisindeki uyuşturucu ile ilgisi nedir?
—Ergenekon’un PKK, Hizbullah, DHKP-C ile ilişkisi nedir?
—Özdemir Sabancı suikastının Veli Küçük'le bağlantısı var mı?
—PKK’nın kuruluşunda Doğu Perinçek'in ne gibi bir katkısı oldu?
—Hizbullah’ın kuruluşunda Veli Küçük'ün rolü nedir?
—Cemil Bayık ve Murat Karayılan'ın yurtdışına kaçışında Veli Küçük'ün rolü var mı?
-"Yeşil" Kod adlı Mahmut Yıldırım'ın Ergenekon örgütünde rolü var mı?
—Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Cem Ersever suikastlarının Ergenekon'la bağlantısı var mı?
Dikkat edin.
Tüyleri "diken diken" eden bağlantılara ilişkin sorular.
"Ne olduğu" bir türlü anlaşılmayan Güney'in bu sorulara cevap verip vermeyeceği meçhul.
Ancak; "sorular" başlı başına; "birçok" düşünceyi dalgalandırmıyor değil.
***
Neyse? Mevzu geniş. Bir o kadar da 'hassasiyet' isteyen.
Bir o kadar da; 'derinliğe' sahip.
Her adım "ciddiyet" ister. Her ifade; güven bekler.
Şu an için; "kamuoyu" dalganın "detayını" analiz etmeye çalışıyor.
Ancak; önümüzdeki saatler ve günler neyi getirir bilmem.
Asker ne diyor?
Siyasi partiler ne diyor?
Yargının "tepesindekiler" ne diyecek?
Düğmeye basan "hükümet" ne diyecek?
Takdir edersiniz ki; Bir de.
Bir taraftan Mahalli Seçimler.
Diğer taraftan; Ortadoğu'daki vahşet.
Ve beri tarafta "ortaya" çıkan yeni dalga.
At başı. Bakalım zaman neyi gösterecek ve kimleri "haklı" gösterecek.
Kimlerin "maskesini" düşürecek.
Ülke doğru "adrese mi" yönelmiş.
Yoksa "yine yanlış" bir yola mı sapmış.
Onu hep birlikte göreceğiz.
Ama herkesin beslediği bir duygu vardır.
Demokrasiye, İnsan Haklarına, Hukukun ve Sosyal Bütünlüğün üstünlüğüne "ulaşabilmek" için Türkiye’nin "dikenli" bir yolda aydınlığa doğru ilerlediğidir.