DİYARBAKIR'A YOL HARİTASI ŞART!
Malumunuzdur önceki gün yaşananlar! Zaten 'vakıf' olmayan kalmadı.
Dünkü yazımda olup-biteni detaylı bir şekilde kaleme aldım.
Okudunuz!
Belli bir fikre de sahip olmuşsunuzdur? Gecenin ve vakanın 'ne kadar çirkin ve anlamsız' olduğunu.
Evet!
Yankısı ve önümüzdeki günler için 'olumsuzluklar' zincirini geliştirecek yapısı 'şuan için' dinecek gibi değil.
Dün bu noktada 'çok tepkiler' aldım. Tabi bunlar 'yazıyla alakalı' olumlu tepkiler.
**
Bir de; 'bizlerin ve büyüklerin' neler yapabileceğine ilişkin. Çünkü 'çok eksikliklerimiz' var denildi?
Yıllardır da 'telaffuz ediyoruz' bu eksiklikler giderilsin diye. Ama kime ne?
Tepkilerin birçoğunda, 'Fenerbahçeli' futbolcuların, 'çirkinliklerinden' de söz edildi.
Neden bunlar 'göz önüne' alınmıyor diye? Dün ifade ettim; 'kusurları' başkasında aramayalım diye.
Onların gayesi zaten bizleri 'provoke' etmek. Ve istediklerini 'alıp' buradan gitmekti.
Ki nitekim 'başardılar', tabi onlara büyük katkıları bizler sağlayarak alıp-gittiler.
**
Evet. Olup bitenle alakalı olarak, Ders-i ibret anlamında söylenecek söz, bahsedilecek nokta, olmaması gereken fikriyat çok.
Çünkü önceki gece yaşanılanlar 'devasa' bir vaka! Anlam ve tarafgirlik' geliştirmek 'çıkmaz yol' yaratır.
Ancak, yarınlar anlamında telafisi mümkün olmayacak bir tavır içerisine girmek de anlamsız.
Burada kimler yaptı, ne amaçla bu işe yeltendiler? Ya da yapmalarını organize eden 'derinlik' nedir?
Provokasyonu 'yaratanlar'! Ve 'ateşe körükle' gitmeyi şiar edinenler?
Bunların 'eksenine' girmek, çıkmaz sokağı yaratır.
**
Taktir edersiniz ki; 'çıkmaz' sorular çözüm yerine çözümsüzlük geliştirebileceği gibi 'saplantılara da' neden olur?
Onun için; 'kepimizi' önümüze koymamız gerekir.
Ki 'tekrarına' vesile olabilecek etkenleri 'ortadan' kaldırabilecek 'fikre' sahip olalım.
Çünkü üzerimize 'sindirilen' kötü imaj 'çok ağır' ve vahim derecede büyüktür!
**
Bin yıldan buyana 'övündüğümüz' Misafirperverliğimiz 'ayaklar' altına alınmıştır.
Kültürümüzün, medeniyetimizin güzelliklerine 'çirkin' maske çekilmiştir.
Bu 'derin üzüntü' yaratan tahribatı bertaraf etme anlamında çirkinlikleri 'yok etme' noktasında;
Çok ciddi ve ivedi bir yol haritası belirlenmelidir. Hem de hiç zaman kaybedilmeden.
**
Ve bu 'yol haritasıyla' geliştirilecek çizelge paralelinde 'tavır' ortaya konulup, hayata geçirilmelidir.
Tavizsiz ve ilkeli bir misyonla 'uygulanmalı'.
Aksi takdirde, "geçmişte' yapıldığı gibi, 'oldu-bitti' unut, kulakları da tıka.
Nasılsa 'başka yerlerde' olmuyor mu ki gibi 'bir gaflet' gelişir.
Ki bu 'anlayış', tekerrür ettirir ki; 'daha büyük' vakalar, meydana gelir.
**
Nitekim 'Diyarbakırspor'un bu anlamda', benzer vakaları yaşadığını biliyoruz.
Onun için; 'artık' bu tür düşünce ve provokasyonlara dur denilmeli.
'Faturası' ne kadar yüklü olsa bile 'güzelliklerin' gelişmesi için ödenmesi yükümlülüğüne girilmelidir.
**
Ve bunun ilk basamağı da 'otoriteli' bir misyonla 'özür' dilemektir.
Tabi bu 'özür' salt Diyarbakırspor'dan gelmemeli. 'Yekvücut' bir düşünceyle gelişmeli.
Öncelikle Diyarbakır 'erkânından'! Diyarbakırspor'un 'Taraftar' gruplarından. Kentin 'düşünebilen' güçlerinden.
Kısacası; 'herkesten' 'özür' gelmelidir. 'Yapılanın-edilenin', 'yakışır' halinin olmadığı.
Diyarbakır'a ve Diyarbakır halkına 'mal' edilmeden. Çünkü bu vakada 'kusurlar' devasa bir şekildedir.
Herkes 'sorumlu'!
**
7'den 70'e bu kentte yaşanan tüm yaşayanların hepsi; 'hem mağdur, hem de suçlu' durumundadır!
Dün bu minvalde Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer 'imzalı' bir özür yayınlandı.
Kulübün 'internet' sitesinde yayımlanan 'özrü' sizinle paylaşmak istiyorum.
**
Açıklama aynen şöyle: "Sahamızda yaşanan rezaletin hiçbir açıklaması olamaz.
Yapanın rengi ne olursa olsun bizler müsaade etmemeliydik.
Bizler mahcubuz, sadece Fenerbahçe‘ye değil. Tüm Türkiye ‘ye. Tüm Futbol severlere.
Unutulmasın ki en büyük zararı yine bizler göreceğiz.
Bizler misafirperverliğimiz ile nam salmış insanlardık.
Ancak içimizdeki İrlandalılar, hainler yine sazı ellerine aldı ve engelleyemedik.
**
Bu utanç ile ungelleyemediğimiz için Tüm Türk Spor Kamuoyundan özür diliyoruz.
İçimizdeki arma aşkına zincir vuran bu akli dengesizleri ise ALLAH'a havale ediyoruz.
Başta Fenerbahçe camiası olmak üzere, kötü görüntü verdiğimiz herkesten özür dileriz.
Sizlerin bir şey söylemesine gerek yok. Bu utanç bizlere yeter."
**
Evet! 'Bu utanç verici' vaka artık bize yeter.
Diyarbakırspor ve Diyarbakır halkı 'profesyonelleşmeli'!
Daha önce 'sıkça' telaffuz ettiğim gibi; 'tekrar' ediyorum.
Diyarbakırspor bugün 'Süper Ligdeyse', bilinmelidir ki Diyarbakır da ve Diyarbakır halkı da 'süper ligdedir'!
**
Yani bu 'süperliliğe' haiz olmamız gerekir. Bunun da ana ve kırmızı çizgisi 'hassasiyet ve birlikte' hareket etmektir.
Kenti 'daha ileriye' götürmek, huzurda ve güvende 'istikrar' geliştirmektir.
Eğer bizler 'değerlerimize' sahip çıkmaz isek.
Başkaları da 'sahip' çıkmaz.
**
Sonuç itibariyle; 'Ders-i ibret' minvalinde bu olup-biteni 'kulağımıza' küpe etmeliyiz.
Kulüp Başkanları ve Yönetim Kurulu üyeleri 'gelip' geçicidir.
Ama Diyarbakır ve Diyarbakırspor 'kalıcıdır'!
Kalıcı olana da 'olabilecek hainlik' herkesi kapsar.
**
Fazla söze gerek yok.
Özetle ifade etmek gerekirse; 'Diyarbakır profesyonelleşmeli ve günübirlik' hesaplardan uzak durmalı.
Hele 'benden olmayan' düşmanımdır ilkesinden de 'fersah fersah' uzak kalınmalıdır.
Zaten Diyarbakır'ın yıllardır 'kayıplara' uğramasındaki en büyük etken de 'küçük hesapların' sürekli faal olmasındandır.