DİYARBAKIRSPOR İNTİHAR EDİYOR
Son iki gündür;
Spor servisiyle "yuvarlak masa" yapıyorum!
Ki en,
Ciddi ve tartışma fikriyatı yüksek olanı, dündü.
Bildiğiniz üzere;
Uzun süredir, Diyarbakırsporla alakalı olumlu-olumsuz ihtiva edici bir hal-i fikri beyan etmiyorum.
Yani yazmıyorum.
İşi tamamen;
Spor servisindeki arkadaşlara ve yorumculara bırakmış.
Futbol.
Sahadaki atmosferde "ehil" olanlar onlar.
***
Ancak,
Gerek hafta içerisinde, sizlerden gelen serzenişler!
Ve gerekse de;
Spor camiasında olan, bazı isimlerin "fikir" beyanları.
Son olarak ta;
Dün Yeni Malatyaspor karşısında alınan farklı yenilgi. Bende ciddi bir sarsıntı yarattı.
Durum böyle olunca da düşüncelerimi spor ve Diyarbakırspor ekseninde aktarmak istedim.
Üst üste gelen olumsuzluklar tabiri caizse fikri beyanda; "bardağı" taşıran damla oldu.
O nedenle;
Bugün son durumu ve müsebbiyetleri sizlerle tartışmak istedim.
***
Yeni Malatyaspor.
Kendi sahamızda ve 5 bin civarında seyircinin huzurunda alınan mağlubiyet, elbette ki diğer yenilgilerin üzüntüsüne nail.
Ancak;
Buradaki üzüntü biraz daha, derin ve tabi ki sorgulayıcı.
Hani, bazı hadiseler olur, sıradan görürsünüz; olur böyle vakalar der geçersiniz.
Ama bazı vakalar vardır ki,
"Bile bile yaşandığında", ölür beyle hadiseler diyemiyorsunuz tepki koyuyorsunuz?
İşte dünkü, "yenilginin" ekseri sebebiyeti de, bu minvalde idi.
***
Malumunuzdur.
Diyarbakırspor mevzubahis olduğunda, düşüncelerimi aktarırken.
Genel itibariyle;
Sahadaki futbol, futbolcunun "gününde olup" olmaması.
Ya da; teknik ekibin pozitif-negatif, yönetimsel düşüncesi, "pek alaka" alanım değil, konuşmam!
Tamamen;
Kulüp Yönetimi ve bu ikmalde, "ortaya konulan" stratejiler, üzerine fikir beyan ederim.
Alanım da bu.
İşte bugün de;
Böyle bir sirkülasyon içerisinde, mevzuuyu masaya yatırmak istedim.
***
Şunu net ifade edebilirim!
Yönetim.
Ve Yönetim Kurulu, ciddi bir "zafiyet" içerisinde!
Niye derseniz?
Taktiksel olduğu kadar.
İleriye dönük hamlelerde, "vahim" hatalar yapmaktadır!
Ki nitekim
Bunun en bariz örneği üzerinden 24 saat geçmeyen, Yeni Malatyaspor yenilgisinin perde arkası!
İşin farkında olmayan bir yönetim anlayışı güdülüyor.
***
Şimdi;
Herkesçe biliniyor ki yönetim 3. Lig şartlarının altındaki paralarla oynayan futbolcularına ödeme yapmıyor.
Bir de;
Kısıtlı bir kadroya sahip! Ki transfer yasağı var.
O zaman;
Sizden geldiğince elinizdeki kadroyu en iyi şekilde motive edeceksin.
Şayet,
Ligde kalabilme, düşünceniz ve hedefiniz samimiyet ihtiva ediyorsa.
Sahip çıkacağınız gibi;
Lobi yapacaksın, ikili ilişkileri kullanacaksın hem futbolcu, hem de kulüpler nezdinde?
***
Ama gel gör ki;
Bunların hiç birini yerine getirmediğiniz gibi yapmıyorsunuz.
Yani Diyarbakırspor'da bu hal-i meziyet yok!
Malum;
Kadroda bir kaç tecrübeli futbolcu var onun ötesindekiler gençlerden müteşekkil.
Diyarbakır çocukları!
Dün öğrendim;
Diyarbakırspor kalecisi Osman'ın maça iki gün kala, kenti terk ettiğini.
Sordum niye?
Kaleci, 15–20 bin lira para istemiş.
Yönetim de, bugün-yarın demiş, ancak futbolcu "oyalama" taktiği diyerek gitmiş.
***
Öncelikle;
İlk düşüncede kaleci Osman’ın maç arifesinde parayı sorun edip isyan bayrağı kaldırması yakışıksız.
Bu bir fırsatçılık.
İhanet demeyeceğim ama karakter sorgusu yapabilirim.
Kendine yakışanı yapmış.
Ama!
Ki bu ama önemli, unutmayalım ki o Diyarbakırlı değil.
Yabancı.
Trabzonlu.
Ekmeği için gelmiş parayı da futboldan kazanıyor.
***
Ancak,
Yönetim olarak siz Diyarbakırlısınız ve de kulübün yöneticisiniz!
Sizin;
Ne zafiyete düşme hakkınız var.
Ne de böylesi hallerde, "bahane" üretme!
Çünkü;
Koca bir kenti sembolize eden, sosyal değeri olan Diyarbakırspor size emanet edilmiş.
Birinci göreviniz;
O emaneti en iyi şekilde temsil etmeniz gerekir!
***
Ama bakıyoruz ki;
Suz bu kadar ucuz rakamlar yüzünden her şeyi heba ediyorsunuz!
Spor,
Servisindeki arkadaşlarla yaptığımız "matematiksel" hesaplar.
Rakiplerin,
Puan fark ve averajları, fikstür avantajı.
Tüm bunları;
İkmal ettiğimizde şu sonuç çıkıyor.
Diyarbakırspor ne olursa olsun dün kazanmalıydı.
Ligde kalmak için;
Bundan başka yol ve çaresi yok tu.
***
Şöyle ki;
Liglerin sonlarına doğru "ikili ve siyasi ilişkiler" hayli hareketlenir.
Türkiye’de lobinin gücü hepimizin malumudur.
Rakiplerine karşı hem sahada,
Hem de saha dışında karşılık veremeyen kaybeden taraf oluyor.
Diyarbakırspor, dün sadece maç kaybetmekle kalmadı.
Elindeki puan farkı avantajını da kaybetti.
Bir de bundan sonra aynı zamanda psikolojik savaş ta olacak.
Yani; sinir harbi yaşanacak!
***
O nedenle;
Benim Diyarbakırspor yönetimine tavsiyelerim var.
Eğer bu takımı ligde bırakmak istiyorsanız.
Ki öyle diyorsunuz.
Öncelikle;
Kendi internet sitenize açıklama üstüne açıklama yapıp kendinizi öveceğinize, sizden öncekileri yerden yere vuracağınıza.
Hatta, eleştirilere, söyleyenlere "laf yetiştirmeye" çalışacağınıza.
Bireysel;
Polemiklere dâhil olacağınıza; "önünüzü" görün ve takımı ligde tutmak için "neler yapabileceğinizi" tartışın.
Bir yol haritası çizin.
***
Bilin ki;
Yol haritası ve hedefi olmayan daima "şaşırır".
Bir tavsiyem de;
‘Bizden önceki herkes kötü biz sütten çıkmış ak kaşığız’ demeyi bırakın.
Yoksa;
Bir gün siz de bu takımı düşürdüğünüzde aynı şeyler hatta daha kötüleri sizler için söylenecek.
Bunu bilesiniz.
Onun için;
Şuan ki hal-i durumdan "nasıl kurtulabiliriz" planı ve yol haritası hazırlayın.
***
Ekonomiksel olarak;
Eş sadece yardım kampanyaları çözmek mümkün değil.
Siz de gayret ve ekonomik katkı sunmanız gerekir.
Bildiğiniz gibi;
Deplasman masraflarını zaten TFF karşılıyor.
Futbolcularınızın maliyeti sudan ucuz.
Size düşen cebinizdeki akrepleri çıkarmanızdır.
Diyarbakırspor, bu ligde oynayan bir futbolcunun parasına ligde kalabilir!
Ama buna rağmen düşerse bunun hesabını kimse veremez?
***
Tabi bir de;
Futbolcu kardeşlerime bir nasihatim olacak!
Bu şekilde yenilgiler alırsanız kaybeden sadece Diyarbakırspor değil siz de olursunuz.
O formayı giymek sizin için bulunmaz fırsattır.
Şanstır iyi değerlendirin.
Bu halk sizden bu takımı ligde bırakmanızı bekliyor.
Son haftalarda;
Maçlara gelen taraftara ise söylenecek bir şey yok.
2.Lig’de şampiyonluğa oynayan birçok takımda bile olmayan bir tablo var.
Diyarbakırspor bunun kıymetini iyi bilmeli.
Ve tabi ki;
Tüm değerler bunu iyi bilmeli ve ona göre strateji uygulamalı.
Hadi ne diyeyim?
Yine beni haftaya "yenilginizde ve kaleci yoksunluğunuz müsebbip olduğu farkla" üzdünüz.
Edi bese.
Biraz da, bizi güldürün, oh be "işine düştüğümüz" bataktan kurtuluyoruz.
Yarınlar; güzel olacak "umudunu" yeşertin.
***
GÜNDEM-DER KURULDU
Neyse!
Diyarbakırspor'un üzüntü batağından biraz da olsa çıkalım.
Dün;
Hayırlı bir organizasyon icra ettik. Tabi ki; kolektif bir şekilde.
Artık;
Diyarbakır'ın Güneydoğu Demokrasi Derneği "adıyla", "Gündem-Der'i" var.
Fikirleri zenginleştirecek,
Uzlaşıya köprü olacak,
Tartışacak, tartıştıracak, konuşacak, konuşturacak.
En önemlisi;
Çözümlere "alternatifler" üretecek, bir düşünce atmosferiyle "Demokrasiyi Yaşam" şekline dönüştürecek.
Gaye.
Ve ana strateji bu.
Biz de dâhiliz.
Birçok kişi de, aynı çatı altında var.
Ne diyelim?
O zaman; hayırlı olsun diyelim, yolunuz açık olsun!