Döneklerin siyasi maceraları çok

Dönek...
Dönekler.
Veya "çift kişilikli-ler".
Daha doğrusu; "ikiyüzlü" karaktere sahip, zevat!
Bu şahsiyetler,
Ne yazık ki, günümüzde olduğu gibi.
Tarihin,
Her döneminde ve toplumların her oluşumunda vaki olmuştur!
Bu karakterist yapı;
Kişi veya kişiler açısından; "bir kimliktir ve kişiliktir".
Yani,
Dönek, doğulmaz, dönek, "olunur".

* * *

Evet.
İnsan olabilme,
Sözde vasfıyla, "icra" edilen bu karakterist düşüncede "tek hedef" vardır.
O da;
"Çıkar ve menfaatin" temini ile geliştirilen bir yol haritasıdır!
Yamanan.
Nemalanan.
Eski düşüncelerini "tu kaka" gören.
Yenisine,
Ağam, paşam", köprüyü geçene kadar tabiriyle "dört elle sarılır".
Ta ki,
Emeline ve hedefine ulaşana kadar.
Sonrası, "keyfiyet."

* * *

Ne yazık ki;
"Bu hal-i durum" yaşamın her analında faaliyettedir!
Toplumlarda,
Mesleklerde, hatta yaşadığımız sokağın dehlinde bile, söz konusu!
Ki özelliklende;
"Günümüz siyasetinde" ve demokrasisinde ne hazin bir tablodur ki daha yaygın bir şekilde yer almaktadırlar.
Öyle ki,
"Meslek-i" kimlik aldığı gibi, bu alandaki varlıklarını "sektörselleştirdiler".
Yozlaşan siyasetin, "iki yüzlü" hizmetkarları.
Tabi,
Bu tipler "dönek ve iki yüzlülük" karakteristiklerini icrada, kendilerini hemen ele verirler.
Tıpkı,
Zeytinyağı gibi hemen "su yüzüne" çıkarlar!

* * *

Siyasetin,
Bu alandaki "dönekler" için, dönemin duayeni Demirel'in bir ifadesi var.
Her ne kadar;
Kendi "siyasi" fikriyatı için, söylediği bir söz ise de; bu karaktere sahip olanlar için "cuk" diye, tapa olmakta!
Dün dündü, bugün bugündü.
Üstadın ifadesiyle;
"Döneklik ve ikiyüzlü" bir kişiliğe sahip olmak ta, bir meziyettir.
Her kişi için kabil değildir onu icra etmek...
Zaten,
Bu meziyetlere sahip olmayanın "döneklik mesleğine" sahip olma şansı da yoktur.
Kabili de, mümkün değildir.

* * *

Evet,
Şans diyorum, bu "döneklerin" elde ettikleri kazanıma ve geldiği makama!
Nedenine gelince;
Ülkemiz ve siyaset zeminimiz.
Hele,
Hele bazı partiler ve parti liderlerinin, "kulvarında", meziyete kamil olana " prim" sağlamıştır.
Ne var ki;
Güç, iktidar ve yetki sahibi olanlarda, zamana göre "bu yalaka ve dönek olmayı kabul" edenler "yeşil ışık" yakmaktadır, birlikte serüven yapalım diye.
Çünkü;
Onlar için siyasi meşgalede "tükürüğü" yağmur, hakareti "övgü", hırsızlığı "hakka hizmet" gören muteberdir.
Ve bu muteber(!),
Şahsiyetlerle "siyasal" koşu icra etmeye çalışırlar.
En büyük,
Arz-ı kabullerinin başında gelen de, "hiç bir zaman" lider olabilme vasfına göz koymazlıklarıdır.
Malum,
Yalakadan, yamanandan "lider" olmaz.
Olsa olsa; "kapı kulu" olur.

* * *

Dedik ya;
'Döneklik" aslında, hedefe ulaşma ve çıkarı elde etme sürecini kapsar!
Bugün burada sağladıysa, buradadır.
Sağlayamadıysa;
O zaman "dönekliğine" ikmal yapıp, diğer tarafa yönelir.
Sabah solcu,
Öğlen sağcı,
Akşam merkeziyetçi.
Gece yarısı, "etkin kimliğe" sahip Milliyetçi.
Velhasıl; "bukalemun" gibi; her renge anında uyup gösteriyor.

* * *

SİYASETİN, YENİ AKTÖRLERİNE Bİ BAKIN

Şöyle bir,
Siyasi arenanın "aktör ve figüranlarına" bi bakın!
Hele "siyasi" mesleği yeni ifade edenler.
Seçimin,
Üzerinden daha bir yıl geçmeden, "dönek" hali ruhiyatları, "arayışa" girdi.
Burada olmazsa,
Buraya geçebilirim, deme gayretkeşliğiyle "imza" atma hazırlığına giren, "siyasi dönekler."
Diyeceksiniz ki;
Az-çok biliyoruz "siyasetin" şuan ki arenasında eskileri biliyoruz "kimlerin" dönek olduğunu.
Sabah,
Öğlen ve akşam "ayrı" söylemlerde bulunuyorlar.
Ama,
Siyasetin yeni yüzlerinden söz ettiniz, kimler bunlar?

* * *

Evet,
Kim bunlar sorusuna, "ismi" noktada cevabım olmaz!
Lakin,
Bu "ikiyüzlü" ruha sahip olanlarla "hukuki" mülahazaya girmek istemem.
Küçük bir ip ucu.
Dönmek,
İstediği siyasi hareketin kapısını uzun yıllar aşındırdı.
Ama,
Emeline ulaşamadı, içeri alınmadı.
Başka kapıya yöneldi,
Olmadı ikamet değiştirdi, olmadı seçim bölgesi değiştirdi.
Derken,
Ulusal, ulusallar arası, hatta okyanus ötesi, "destekler" geldi.
Ve "tepeden" inme, kavuştu hedefine.

* * *

Şimdi,
Yer edinemiyorum, kaçacak başka kapı ve yer arıyor.
Diyebileceğim bu kadar.
Arife tarif gerekmez, lakin "bu karakterin" sahipleri, her platformda kendilerini ele veriyorlar.
Bazen de,
Kendileri bile bile "lades" oluyorlar, biz "ikiyüzlüyüz" diye!
Galiba;
Sık sık parti ve görüş değiştiren "döneklerin" simgesi olan eski isimlerin yerine yeni isimler çok çabuk geldi.
Hayli, Maharetliler.
Peki,
Tarih içerisinde ülkeye ve ahaliye "zarar" veren, bu çifte karaktere sahip yaratıkları nasıl ber taraf edebiliriz.
Elbette ki,
Demokrasinin nimeti olarak gördüğümüz, "seçimle, sandıkla".
Ve tabi ki; "halk ve yurttaşlık" sorumluluğuyla.

* * *

Şayet,
“Dönek” tabir ettiğimiz bu tiplerin "gerçek" yüzlerini görebilirsek.
Biliniz ki tipler azalacak, siyasetin seviyesi de yükselecektir.
Haklar,
Ve halklar da beklentilerine, istek ve taleplerine daha "çabuk" ve tez elden kavuşmuş olacaktır.
Çünkü;
Siyasi mekanizmalarında "tezat" bir hal olmaz.
Üstadın,
Çok güzel bir deyimi var, "atasözü" gibi.
Kişiliğini çıkarı için değiştiren ve ben değiştim diyen insana güvenmeeeee!

* * *

ÜŞÜYORUZ, SORUMLUMUZ NERDE?

Bu arada gelelim;
Şu okullarımızdaki "rezalet vari" kaloriferin yakılmaması meselesi.
Ve Diyarbakır halkını "isyan" eder hale getiren; "doğalgaz zulmü.
Mevzuu, bildik.
Süt,
dökmüş kedi misali etkili ve yetkili sorumlular baka kalmışlar.
Dün,
AK Parti Milletvekili Cuma İçten, "konuya" ilişkin açıklamada bulundu.
"Çocuklarımızı,
Titreteni bizde titretiriz".

* * *

Dün yazmıştım;
Geçtiğimiz yıl "kaloriferler" yakılmadığını buradan dile getirmemin hemen ardından.
Okul idarecileri,
"Tar-ü mar" edilerek, görevden alındı. Yani, "soğukta" öğrencilere ders yaptıran.
Ve soruna çözüm getirmeyen zihniyetten hesap soruldu.
Sayın vekil;
"Öğrencileri titreteni titretiriz" sözünü yerine getirin.
Günlerdir,
Nerdeyse bir ayı aşkındır, "kaloriferler"  yanmıyor.
Yanmamasının,
Sebebi de, sorumluları da, ihmalkârlıklar da orta yerde.

* * *

Eee de hadi.
Hesap sorun, biz de diyelim ki "ders-i ibret" olsun.
Ahali de,
Sizi tebrik etsin, "sorunumuza çözüm getirildi", sorumlulardan da hesap sordu.
Yanlış,
Ve ihmalkâr davranın yaptığı kanına kar kalmadı?
Bir de;
Dünkü yazımda İl Özel İdare'nin zevatına seslenmiştim.
Okulların,
Doğalgaz'a dönüştürülmesine ilişkin ihalelerin nasıl yapıldığı?
Bu ihaleleri kimlerin aldığını?
Ses yok.
Sayın İçten bu meçhulliyet arz eden "kötü kokuya" eğilirse.
Bir şeyler deşilmiş olur.
O zaman,
Neşterlik hal daha bir kıymeti harbiye kazanmış olur.