EDEPTEN IRAK, LAİKLİK SAVUNUCULUĞU!..

Ne güzel bir deyimdir edep yahu sözü?… Tabi her kişinin, harcı değil, edeple hemhal oluş.. Onun için de, kimi zat-ı na muhteremler var ki edepten veya iffetten zerre-i miskal pay almış değiller.. Ki haberdarlıkları bile yok.. Anlamını biliyorlar mı?. Sanmıyorum!.. Bilselerdi karşı refleksle hareket ederler miydi?..

***

Ve şöyle bir cümle kurarlar mıydı, dar zihinlerinin hücre mekanizmasında!?.. “Laiklik, evrensel bilimin gerekleri ve demokratik normlar dışlanmış, müfredat dinin en gerici yorumunu esas alan sözde yerli ve milli değerler propagandasına dönüştürülmüştür.?”

***

Vay da vay!.. Peki bu analizi yapan kim?.. Öncelikle belirtmek isterim ki, eğitimle ve öğretimle alakası olmayan, mesleki bir örgütün tepe yönetimi?!.. Ki, onlar malumun ilanıdırlar.. İsimlerini dahi zikretmeye gerek yok.. Son günlerde tartışmanın revacındalar.. Ki camiayı değil de, üst yönetimleri totaliter anlayışın üretkenleridirler!..

***

Sormak lazım!.. Deyin hele evrensel bilimin hangi gereği dışlanmıştır?..  Tepe zatlar, dinin en gerici yorumundan kastınız nedir?.. Ki sizler bu kadar zaman ölçeği içerisinde, evrensel bilimin, hangi aşamasında yer aldınız da, dinin gericiliği sizi, o ilerici dahiliğinizden, ufkunuzdan, başarınızdan alıkoydu?!…

***

İHA’lardan, SİHA’lardan söz etmeyeceğim!.. Ya da, şu otomobil, bu otobüs.? Veya yapay zeka üzerinden.. Uzay çağı, teknoloji çağı.. Böylesi bir icat, yenilik, gelişme.. Sanayi sektöründe, Türkiye’yi globalleştiren!.. İlerici hangi adımınız var da, din denilen olgu sizi, geride bıraktı!?..  Elinizi kolunuzu bağladı da, üretimsiz kıldı?..

***

Var olanınız nedir biliyor musunuz!… Kısır döngü içerisinde, üretimsiz, verimsiz, “hazıra konmadır..!” O da emperyalizme, biat ediciliktir.. Teslimiyet bayrağını çekmedir!?. Bir asırdır da böyle değil mi, ey zat-ı na muhteremler!.. Laiklik denilen kavramla, batı düşkünlüğüyle enva-i gericiliği dayatan bizatihi siz oldunuz?.. Putçuluk!..

***

 

Bir de utanmadan, arlanmadan, edep ve hayadan uzak bir şekilde; din en gerici diyebilecek kadar, şuursuzlaşılıyor!.. Yani dinden uzaklaşalım, inancı terk edelim, İslamiyeti rafa kaldıralım!.. Ee, siyonizmin, emperyalizmin, faşizmin diktası altında, onlar ne derse, onu yapalım, inanalım, hareket edelim, kabullenelim..

***

Ve de tarihimize de sırtımızı dönelim.. O ecdatta kim diye de söylenip duralım?.. Öyle mi, ey ilerici odanın tepe yönetimi!?.. Hadi ordan, çukur zihniyetliler!.. Tarih sabittir, ecdadın bıraktığı mirasın muhtevası da, orta yerdedir.. İnanan, imanlı, ve inançlı insanlar azimle başardıklarında salt bir zümreye değil; tüm insanlığa hizmet etme şiarına sahiptir!?.

***

Sizin kısır fikriyatlarınızda salt bir bir zümreye değil; hizmetkar değiller!… Eğitim de, öğretim de bundan ibarettir..  Tekçi bir bilimsellik yoktur… Basmakalıp, siyaset devşirmektir, hal-i hazırdaki Eğitim Müfredatına karşı çıkışınız.. Edep yahu demeyeceğim, lakin icra ettiğiniz o edebiniz de bilimsellikten ırak!…

***

EDEP KİMİ RAHATSIZ EDER!…

Sorum şu!.. Edep kimi ya da kimleri, ne için, neden rahatsız eder!.. Ya da “iffet ve de iffetli olmaya”, kim neden itiraz eder!.. Daha açık bir ifadeyle; iffetsizliği ve edepsizliği savunacak kadar, ruh ve karakter değişikliğine meyil etmenin nedeni ne olabilir?.. Elbette ki, putperestlik..

***

Yoksa toplumun, dinden, muhafazakar, inançlı kesimine karşı alerjik bir tutum sergilenir miydi?.. Çünkü bu toplum Sünnetullahı maddi hayatından çıkarmadığı içindir ki, bunların dellenmesi, delirmesi”… Yaradılış gerçeğine “seni leylekler getirdi” söylemini, eğitim ve öğretim müfredatına sokmazlardı?!… Neyse, biz edebimizi bozmayalım!..

***

SENİ ADAM SANMIŞLAR!…

Ben de öyle sanmıştım!.. Meğer ki, değilmiş.. Bilmem izlediniz mi, Kenan Sofuoğlu beyin, son röportajını.. Sofuoğlu’nu anlatmama gerek yok!.. Bir sporcu!.. Bir Motosiklet şampiyonu… Çifte vatandaş… Türk ve Alman pasaportlu!.. Belki başka ülkenin de var!!

***

Zat.. Röportajında çok şey konuşmuş! Ama bir ifadesi, sorgulayıcı.. Özellikle “siyasi kulvara dahil edilip, milletvekili seçilmesine” ilişkin, sitemi, tepkisi var!!!… Diyor ki!.. “Ben hayatımı yaşayacaktım.. Beni milletvekili yaptılar.. Hayatımı yaşayamadım..”

***

Biliyorum!.. Diyeceksiniz ki gel de söylenme, gel de köpürme.. Ne yazık ki öyle!.. Eee, ülkesine, milletine, devletine, hizmet etmek her kişinin harcı değil.. Fedakarlık göstermek, kolay bir iş değil.. Neyse ağzının payını bizim Hakan vermiş.. Demiş ki;

***

Kenan kardeş, siyaset zor iştir. Fedakârlık ister, hizmet aşkı ister, çok çalışmak ister, çok dinlemek ister. Her babayiğidin yapacağı bir iş değildir yani siyaset. Allah rızası için koşacaksın, terleyeceksin.

***

İyi niyetle seni siyasete sokmuşlar. Sende öyle bir babayiğitlik harcı görmüşler. Millete vekil yapmışlar. Fakat gel gör ki sen öyle bir babayiğit değilmişsin…

***

Benim fikri beyanım ise; halka hizmet, hakka hizmet şiarından uzak olan, böylesi zat-ı muhteremleri, parti kulvarına taşıyanların, babayiğitsizliğine yanarım! AK Parti'ye kan kaybettiren de bu anlayış!?. Ağır olacak ama gerçek bu!.. “Allah rızasıyla, değil, kul ve rant rızasıyla, siyaset devşirilince; yiğit kalmaz oldu!?”… Nokta!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kendine güvenmeyenin, edebinden ve iffetinden sual sorulmaz!?.