EĞİTİMDEKİ KEYFİYET
Eğitim sistemimizdeki “çarpıklık”.
Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki “keyfiyet”.
Ve okullardaki “otoritesizlik”.
Eğitim “kalitesindeki” düşüklük.
Ülke genelindeki “ÖSS” başarısındaki geriliği.
Ve okullarda “artan” suç oranları.
Bunlarla alakalı; onlarca yazım oldu. Yer ve zaman “tanımında” bulunarak.
Birilerinin “çözüm” bulabilmesi umuduyla.
Ki son olarak; Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki “Şube Müdürü furyasından” bahsetmiştim.
10 norm kadro var iken; nerden çıktı 17 şube Müdürü diye?
Ve ilçelerde 2 olması gereken şube müdürlerinin beş olması.
Çiftlik misali. Dayısı, arkası, siyasi hamisi olan “torpille” şube müdürü.
Okul müdürü, ya da herhangi bir “kurumda” idareci olmak.
Hem ünvan, hem kapital? Ye kürküm ye!
Ne hikmetse; “kimseden” çıt çıkmadı.
Ne ilin idarecilerinden, ne de Milli Eğitim Müdürlüğünden.
Her olumsuz tabloda olduğu gibi; “kafalar yine kuma” gömülü.
***
Takdir edersiniz ki; sistemleri “ayakta” tutan insanlardır.
Ve onların ellerine nitelik kazandıran “kurallardır”.
Ama ne var ki; “insan da ve kural da” keyfiyete odaklıysa; ne sistem işler, ne de insan görev yapar.
Yani siz insan malzemesini niteliksiz tutarsanız.
Bilimsel ufuktan, özgür düşünceden ve demokrasiden “nimet” aldırmazsanız.
Sorgulayıcı eğitimden, insanı öne çıkaran hizmet anlayışından ırak bırakırsanız.
Sistemi de, insanları da Ahbap-çavuş “ilişkisine” kurgularsanız, ne ülke ne insan “ileriye” gidemeyeceği gibi sıçrama da gösteremez.
Bilakis; geriler. Geride bıraktığı günü aramaya başlar.
Bakınız bu minvalde güzel bir “Çin atasözü” var.
“Yüz yıllara dayalı ürün almak istiyorsan insanları eğit” diye.
Bu da demektir ki; üretimin membası olabilmek için “Eğitimli ve eğitici olmak” lazım.
İlerici karakterli, tarih bilincini, toplumsal belleği, sorgulama ve eleştiri aktivitelerini geliştiren olmak demektir.
Barış, eşitlik ve yerküredeki tüm halk topluluklarının özgürce yaşamasını sağlamak.
Yani özetle; “düşünerek yaşayabilen” olmak.
Ama ne hazindir ki; “bizde” bu anlayış ve sistem yok.
Tamamen keyfiyet var. “Düşünen ve düşünce yok”!
***
İşte bir keyfiyet vakası daha diyorum.
Diyarbakır'ımızın gözde okullarından olan İMKB Diyarbakır Anadolu Öğretmen Lisesi.
Son günlerde bu okulumuzla alakalı “yoğun” eleştiriler alıyorum.
Öğrenci velisinden tutun da öğrenciye kadar.
Hatta eğitimcisine kadar. “İmdat çığlıkları” atıyorlar. “Sesimizi duyan yok mu” diye?
Sanırım daha önce “etkili ve yetkililere” seslerini duyurmaya çalışmışlar.
Ancak; Milli Eğitim'deki keyfiyet. Ahbap-çavuş ilişkisi nedeniyle “mevzuu” hep sümen altı tutulmuş.
Ve okuldaki “sorunlar” katmer katmer artarak “bıçak kemiğe” dayandı misali.
Onlar da; “çareyi bir maille” sorunu benimle paylaşmada buldular.
Aslında bu maili geçtiğimiz hafta almıştım.
Lakin “seçim atmosferi”, her mevzuda olduğu gibi bu derdi de “öteledi”.
Tabi buarada; biraz da “mevzunun” gerçekçiliği noktasında araştırma yaptım.
Bana intikal edilen sadece olayın bir yüzü. Mevzuu “kat be kat”.
İdarenin tek kişilik bir keyfiyete dayalı olarak; nasıl yürütüldüğü söyleniyor.
Ve yüzlerce öğrenci ile onlarca öğretmenin “gerilimi yüksek” bir atmosferde eğitim gördüğü.
***
Evet. Zaman kaybına uğratmadan sizinle “gelen mesajı” paylaşmak istiyorum.
Çünkü kısmet ise yarından itibaren bir süre yokum. 8–9 günlük bir Avrupa gezisine çıkıyoruz.
Kalabalık bir grup Diyarbakırlı iş adamlarıyla birlikte gidiyoruz.
Orada yaşadıklarımızı ve gördüklerimizi sizlere bilahare aktaracağım.
Onun için de; İMKB Diyarbakır Anadolu Öğretmen Lisesi'nden “yükselen” çığlığı; “gezi sonrasına” bırakmadan size aktarayım.
Tabi buradan çağrım var. İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu'ya. Ve diğer etkili-yetkili zevata.
“Bu sese kulak verin”!
***
ÖĞRETMEN LİSESİNDE NELER OLUYOR?
“Sayın Büyüktimur.
Taktir ederseniz ki;
Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.
Öğretmenler bu görevlerini Türk Millî Eğitimin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak yapmakla yükümlüdürler.
Bu doğrultuda çalışmalarını başarı ile yürüten Diyarbakır milli eğitim müdürlüğünün de başarılarının her zaman daim olması en büyük temennimizdir.
Fakat son zamanlarda, Güneydoğu Anadolu bölgesinin güzide şehirlerinden birisi olan Diyarbakır'ımızda yaşanılmış olan ve halen de devam eden bir konuyu sizlerle paylaşmak istemekteyim.
Sizlerin de bildiği gibi, başarılı bir öğretmenin ne olduğunu gösterecek en önemli tarafı, onun yaşadığı dünya ve eğitim hakkında bir felsefeye sahip olmasıdır. Eğitim, toplumsal değişmedeki kilit işlevlerden birini yerine getirir.
Toplumun, bir sonraki aşamaya başarı ile uyumunda, öğretmenin öğrencilerine aktaracağı teknik yöntemler yeterli değildir.
Her toplumsal değişimin kendine özgü bir felsefi bağlamı vardır.
Öğretmen bu felsefi bağlamı kendine mal edebilmelidir.
Yeni yetişmekte olan kuşaklara bir takım formüller, teknikler aktarma yanında, onlara sosyal ve dünya ile ilgili değerleri de aktarmalıdır.
***
Diyarbakır'ımızın güzel eğitim veren okullarından biri olan IMKB Diyarbakır Anadolu Öğretmen lisesinde de nedense öğretmen kıyımı yaşanmaktadır.
Alanlarında kendilerini kanıtlamış öğretmenler bu güzide okuldan ayrılmak için ellerinden gelen tüm çabayı göstererek başka okullara atamalarını yapmaktadırlar.
Durum bu şekilde devam edecek olursa ne yazık ki, IMKB Diyarbakır Anadolu Öğretmen lisesinde eğitimin kalitesi gün be gün düşecektir.
Bu durumda ise şu sonuç ortaya çıkar, gençlerimizin eğitimi sekteye uğramakla kalmayıp, gelecekte, toplumda daha iyi bir yer edinebilmelerine imkan sağlayacak olan eğitim seviyelerinin de düşmesine hasıl olacaktır.
Fakat, İMKB Anadolu Öğretmen lisesinde bulunan öğretmenlerimizin, okuldan atamalarını başka bir ile veya aynı il içerisinde bulunan bir okula naklini istemeleri ile sizce de bulunulan eğitim mekanında, ülkenin sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan kalkınmak için ihtiyaç duyduğu insan gücünün eğitimini bir an da olsa yavaşlatmaya veya durdurmasına neden olacak olan etken ne olabilir?
***
Oysaki Diyarbakır'ın Fen Lisesi, Anadolu öğretmen lisesi ve Anadolu liseleri bu ilin eğitim bakımından en önemli liselerindendirler.
Bu okullarda kendi alanlarında en başarılı öğretmenler görev yapmaktadır. Fakat IMKB Anadolu Öğretmen lisesinde ne hikmetse şu an birçok öğretmen sözleşmeli veya geçici olarak görev yapmaktadır.
Şimdi soruyoruz?
—Kendilerini kanıtlamış bu öğretmenler, neden başka bir okula atamalarını istemektedirler?
—IMKB Anadolu Öğretmen lisesi geleceğin öğretmenlerini yetiştiren okul ise, bünyesinde oluşmakta olan bu kaos ortamı neden var olmaktadır.
—Milli eğitim müdürlüğü bunun sebeplerini araştırıyor mu?
Bizler toplumumuzun önemli bir yerini oluşturan IMKB Anadolu öğretmen lisesindeki öğretmenlerimizin, almış olduğu bu ayrılma kararlarıyla ilgili olarak İl Milli Eğitim müdürlüğünün konuyla ilgilenmesini istemekteyiz.
Aksi takdirde eğitim seviyesi düşmekte olan IMKB Anadolu öğretmen lisesinde, öğrenimlerini halen sürdürmekte olan yeni nesil gençlerimizin geleceği, umut dolu bir bakış açısı yerine, karamsarlığa kapılmış ve gelecekten hiçbir beklentisi olmayan kişilerin yetiştirilmesiyle son bulacaktır.
Gençlerimizin yaşama umut dolu bakması temennisiyle saygılarımı sunarım”
***
Mesaj bu. Düşünün bir okuldan 13 Norm kadrosuna sahip Öğretmen “neden söz birliği etmişçesine”, başka bir okula tayin istemektedirler.
Ve hepsinin “dilekçelerinde” aynı şikâyetler söz konusu.
Okulda 25'e yakın öğretmenin çoğunluğunun “henüz mesleğe” yeni başlamış “sözleşmeli” öğretmenlerden oluşması; garip bir durum.
Evet. Biz “kimse yok mu çığlığına” kulak verip, duyan var dedik.
Artık bundan sonrası; “etkili ve yetkili” zevata ait. Sorunun çözümü, okuldaki çığlığın “duyulması”.
Gözardı edilemez bir mevzu. Çünkü temelinde “insan eğitimi” var.
Görüyoruz “eğitimsiz insanların” nelere kadir oldukları.