EY MELİH GÖKÇEK!!!

Eeeyy… 
Melih Gökçek..
Başkent Belediyesinin Başkanı..
Sizin…
Haleti ruhiyesi "bunama" gösteren bir hastalık ihtiva ettiğini tüm efkarı umumiye tartıştığını biliyor..
***
Ben de biliyordum…
Ama bu kadar barız icra ettiğini tahmin edemiyordum.
O'nun için diyorum ki…
Hiçte lafı evelemeden söylüyorum.
Siz..
Evet siz Melih Gökçek…
İftiracısın.
Yalancısınız.
Kumpasçısınız…
***
Niye mi bunları söylüyorum?
Ya da…
Diyarbekir nere, Melih Gökçek nere?
Neden; "damdan düşenl" ifadeler demeyin!
Biliyorsunuz!!!…
***
Yediğiniz haltı.
Kurduğunuz "kötü niyetli" kurgulu ifadeleri.
Suçlamaları.
Ve hezeyan üretici; "yakıştırmaları" sakın ben icra etmedim demeyin..
Ha bir de; "bunamanın" arkasına sığınmayın..
Ya da "şeker hastasıyım" bahanesi!!..
***
Özellikle; Söz Tv'ye yönelik attığınız iftira..
Yaptığınız "ahlak" yoksunluğu içeren itham!
Özdeşleştirme,
Benzetmeler;
12 Mayıs'ta sosyal medya hesabın Twitter’da akla ziyan paylaştığınız sözler…
Tek bir harfi bile "hakikat" içermiyor.
***
Hem okuyucular vakıf olsun…
Hem de; "ne kadar" içten pazarlıklı "kumpas" yüze sahip olduğunu "aynaya" bakma uyarımla, vakıf ol diye buradan mevzuyu zikrediyorum..
Eğer bunu dillendirmesem "kendim için" zulh arz edeceğim için mevzuya dahil oldum.
Her ne kadar; TV yönetimi açıklama yaptıysa da…
Benim de size bir iki sözüm var…
***
Eeeyy..
Zat-ı muhterem Melih Gökçek..
Şu ısmarlama..
Akçeli TV programların var ya..
İl il; "yerelleri" Ankara'ya davet edip "kendini nimetten" sayma gayretin var ya…
İşte geçen hafta; Diyarbakır'ı gözüne kestirmişsin…
Kendin gibi; şeker hastası bir şahsiyeti aracı kullanıp "davet" yapmışsın bazı TV kanallarını…
***
Öyle ki; "tenezzül bile" etmemişsin, kanalları aramayı…
Ne kendin…
Ne de sekreterin, bunu yapmamış…
O malum şahsa bu "daveti" yaptırmışsın…
Bu durum sizin felsefeniz…
***
Tabi; kim "sizin yeminize" gelir…
Kim sizin; "nutuklarınızı" ısmarlama programda, katılım gösterip dinler bizi ilgilendirmez…
Ne demişler herkes kendinden sorumlu?
"Her koyun kendi bacağından" asılır diye?
Neyse!
***
Zaten, "attığın yeme" katılım gösterenlerin resmini paylaşmışsın…
Attığın Tweet'ler de var...
Ve onlarla bir saatte aşkın da; "karşılıklı" soru-cevap mahiyetli, program da yaptığınızı söylüyorsunuz..
Yani kimle; muhatap olduğunuz, kimin davetinize katıldığını; "kendi isminiz" gibi biliyorsunuz…
Yani duruma vakıfsınız…
Habersiz değilsiniz…
***
Bu TV kanalları..
Sizin programı "canlı yayınlama"..
Ya da, "yayımlamama" konusunda; nasıl bir taahhüt vermişler, konuşmanız nedir bilmem…
Bilmeyiz..
Zaten bizleri de bağlamaz…
Eeeyyy Melih Gökçek!
***
Bizi bağlayan;
Bizi sizinle muhatap ettiren bu mevzuda "kalem oynatmamıza" neden olan; SÖZ TV'yi "kendine" malzeme olarak kullanmanız…
Birincisi attığınız "yalan ve iftira"…
İkincisi; Diyarbakır'ı örgütle özdeşleştirmeniz…
Yuh olsun...
Eğer ki;
Ben yalancı değilim diyorsanız.
Kimseye iftira atmıyorum ısrarındaysanız.
Attığım Tweet'lerin, arkasındayım diyorsanız..
Ve muhtemelen bugün Beyaz TV'deki "ısmarlama" programında yapacağınız konuşmada bu mevzuulara dokunacaksanız..
O zaman size soruyorum…
Ve ispat etmeye davet ediyorum…
***
Bir kere;
Söz Televizyonu sizin davetinize "icabet" etmiş değildir.
Programınıza "temsilci" gönderip, katılım göstereceğine dair bir söz vermiş de değildir.
Sizden herhangi biri de; "kuruluşla" görüşmüşlüğü yok.
Bir de; programınızı canlı yayınlama "taahhüdünde de" bulunulmamış..
Orada bir temsilcisini de bulundurmamış..
***
Kısacası; "sizi" kale almamış…
Sizle "herhangi bir mesai" içerisine girilmemiş…
Yani "rezilliğinize" aracılık edilmemiş.
Sabit olan bu duruma rağmen…
Siz hangi hakla, akılla ve izanla attığınız "Tweett’lerde" Söz Televizyonundan bahsediyorsunuz…
Katılım göstermiş diye "ismini" zikrediyorsunuz.
Ve bu yalanınıza bir de;
"HDP ve PKK'dan korktular " onun için programı canlı yayınlayamadılar diye ithamda bulunarak "siyasi kazanç" sağlama gayretinde bulunuyorsunuz?
***
Sayın Arınç'ın dediği gibi…
Ankara'yı "parsel parsel" satan Melih Gökçek..
Şunu iyi bilin ve aklınıza kazıyın...
Söz TV 21 yıldır ilkeli yayınlarıyla "bölge halkının" teveccühüne mazhar olmuş bir yayın kuruluşu.
Sizin parayla "yayınlarınızı" yapan bir yayın anlayışına sahip değil…
***
Bugüne kadar…
Birçok kez saldırıya uğramıştır…
Yapıların.. 
Örgütlerin "tehditlerine" maruz kalmıştır…
Bu uğur da; "can vermiştir?"
Kanı akmıştır…
Ama ilkelerinden; zerre-i miskal taviz vermemiştir.
***
Kimseye "boyun" eğmemiş…
Bildiği, inandığı, kendisine "rehber" ettiği ilkeleriyle yoluna davet etmiştir.
Bunu; mensubu olduğun Partin çok iyi bilir.
Ne senin gibi iftira atanlar…
Ne de senin bahsettiğin yapılar Söz TV'yi bugüne kadar sindirebilmiş değiller…
Edemezler de.
***
Velhasıl!
Diyorum ki; 
"Attığın" iftiraların "tek bir cümlesi"  doğru değil…
Yineleyerek, bu iftiralarını delillendir.
Kanıtla, ispat et…
Biz de, Söz TV'de "senden, kamuoyundan" özür dileyelim.
Aksi takdirde; 
Sizi bir kez daha "müfteri" ilan edeceğimiz gibi Diyarbakır halkından da "özür dilemeye"  bir kez daha çağırıyoruz.
Ve Diyarbakır'da; "İstenilmeyen adam" ilan ediyoruz.
Eeeyy.. Melih Gökçe….
***
 
  
LİDERLERİN İDDİALI ÇIKIŞI?
Gelelim…
Liderlerin "seçim meydanlarındaki" başarı çıkışları…
Başaramazsam; "Görevi bırakırım"…
AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu….
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş…
Diyorlar ki, "Başarısız olunması halinde istifa edeceğiz"
***
Liderlerin kriterleri nedir?
Davutoğlu’nun başarısızlık kriteri, partisinin birinci parti olmaması...
Kılıçdaroğlu’nun partisinin oyunun düşmesi… 
Demirtaş’ın ise daha önce istifa eden genel başkanlar gibi partisinin baraj altında kalması…
***
Ne diyelim.
8 Haziran sabahını bekleyip göreceğiz.
Sandık; "kime tokat" atacak.
Kim aldığı tokadın "gereğini" yerine getirecek.
Bunu işte o gün göreceğiz.
***
Sahi.
MHP Lideri Devlet bu konuda ne diyor?
Bir çıkışı var mı?
Henüz herhangi bir mitingde; "böylesi" kriter koyuculuğu olmadı.
Diyeceksiniz ki.
MHP Devlet'le bugüne kadar hep kan kaybetti.
Bugün değil; "daha önce" bırakmalıydı.
Hayırlı Cumalar.