GALİBA, KASET İŞİ TUTMADI

Eee; "oyuna" bir kere gelinir denir ya!..

O Deniz Baykal'da tuttu?..

Ki, o dönemin  de "modasıydı?".

Kimler, "kasetle" devrilmedi ki?..

Ama son kaset işi "organizasyonu" farklı bir kulvarda olunca tutmadı?..

Zaten tutması da beklenilemez!…

Erdoğan'da, MHP Lideri Bahçeli de "kasetleri" arka çıkmakla, atıl hale getirdi?..

Özellikle "siyaset" yönünde!…

Plan, boşa düştü…

İktidarı "bölme, parçalama ve yutma" hesabı görülerek, atıla getirildi..

Tabi, birilerinin beklentilerini "balonlaştırdı?"..

Gelinen aşama, iş lakırdıdan öteye gitmiyor?..

Denir ya, havanda su dövülüyor?!…

***

AMA İRDELENECEK?…

Dedik ya, "kaset" operasyonel hedefi, boşa düştü..

Karavana misali..

Eee, siyasetin kurdu var karşı cephede!...

Erdoğan…

Çabuk gaza gelen biri değil..

"Stratejilerini" güne değil, zamanı yayarak, ortaya koyar!…

Taviz yok, yani!!!!..

Dikkat ederseniz!…

Ne Baykal akıbetini "arkadaşlarına" yaşatma gibi bir yanlışa meyil verdi...

Ne de, 90'ların "siyasetine", meyil verici atmosfer ve zemine tolerans tanıdı?

Açıkça söyledi…

"Benim siyasi hayatımda oyuna gelmek yok…

Ve tabi ki..

"İstikrarı" zedeleyecek, yönetimi zaafa düşürecek, tezgah ve planları da gördü…

Kasetler "sıra dışı..!"

Özellikle 28 Şubat evresindeki "kirli" çarkın, günümüze uyarlama, gayretine soyulma, kurgusunun dönemsel  "sulamaya" alındığı!!…

Bizden su yok, vana kapalı..

Yani, kırmızı kartını gösterdi!!…

***

Terör örgütlerine..

Suç örgütlerine..

Uyuşturucu başta olmak üzere…

İllegal tüm işlemlere karşı yürütülen mücadeledeki "kararlılığını da" hatırlattı…

"Kelle koltuktayız.."

Keskin söylemleriyle de; "teyit" ederek, altını çizdi kitabımızda yazmaz; ülkesine, devletine ve milletine "ihanet" organizasyonlarıyla iş tutmak!!…

Şunu da net ifade etti diyebilirim!…

İster iddia olsun..

İster iftira olsun…

Her ne ise konuşulup, tartışılmaya açılmışsa şeffaflık adresi, yargıdır, hukuktur ve adaletin tecellisidir!…

O mekanizma bu işi çözer!

***

Nitekim grup toplantısında söyledi..

Gerek Ankara..

Gerekse İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı "harekete" geçip, soruşturma başlatmıştır diye!..

Yani, hem iddialar, hem de iftiralar birbir soruşturulup irdelenecek?..

***

Ancak, "irdelemeye" ek olarak, bundan sonra yapılması gereken ne olabilir?..

Seri şekilde, şunu diyebilirim?…

Kaset hazırlayıcısının "iadesi" sağlanmalı?..

Devlet Denetleme Kurulu devreye sokulmalı?

Son hamle de…

İlkesel tutumla gereklilik arzıyla, "kadro değişikliğine" gidilmeli?!…

Her ne kadar, bu kadroyla 2023'e gideceğiz dediyse de!..

Çünkü, "iddia ve iftiranın" geliştirdiği lekenmenin maliyeti yüksek…

Ki, kişilerin şahsiyetleri, şeref, onur ve haysiyetleri de bakidir!…

***

BAY KEMAL ADAY MI?

Öyle görünüyor…

Tartışılıyor..

Ama CHP'de bir kesim var mı; "çok ama çok" istiyor Kemal Bey'in "aday" olmasını…

Olsun da ne olursa olsun diyorlar?..

Her türlü bedeli, faturayı ödemeye hazırız!..

Yeter ki, "aday" olsun!…

Bu kesimin "ısrarcı oluşunun hikmet-i mucibesi nedir?..

Kemal Bey'i çok sevdiklerinden mi?..

Yoksa, "kesin olacak seçimi kazanacağına" inandıklarından mıdır?.

İkisi de değil?..

Israrcı oluşları, CHP'nin "özgürlüğüne ve kurtuluşuna" dairdir…

Öyle ya!

Kemal Bey ada olursa..

Ve "kuş taşa" değip, seçimi kazanırsa!..

Kendi beyanıyla; CHP'yi bırakacak?..

Diyor ya Cumhurbaşkanının "Partisi" olmamalı..

Partisiyle ilişkisini kesmelidir?.

Onun için, CHP'yi bırakacak…

***

Peki.. Kemal Bey aday olup, seçimi kaybederse ne olur?..

O zaman da "milletvekili" sıfatı olmadığı için, Meclis'e giremeyecek..

CHP Genel Başkanlığını bıraktığı için, "o koltukta" oturamayacak..

Ki oturmasını da kimse istemez..

Söylenecek söz; "yeter artık, düş partinin yakasından" olacak..

Sonuç itibariyle!…

İster kazansın, ister kazanmasın!..

Her iki koşulda da; kazanan, özgürlüğüne kavuşan, "CHP'nin" bizatihi kendisi olacak?..

İşte bu "kurtuluş" reçetesine, CHP'lilerin özellikle parti tabanı ciddi manada odaklanıp, tedavi noktasında uğraş vermektedirler…

Kemal Bey.. Gelen ısrarcı hal-i durumun "gazına" gelir mi?..

Eee, o da onun "siyasi mahirliğine" bağlıdır..

Mutlaka "bu kadar yenilgiden" çıkardığı bir ders-i ibret olmuştur..

***

ELEŞTİRİYE AÇIĞIM, HAKARET OLMASIN?..

Kim diyor bunu?…

Bizim Bay Kemal diyor..

Ve bu sözü, "gazeteye" manşet…

Diyor ki...

"Seçilirsem…

Eleştiriye açık olacağım..

Yeter ki hakaret olmasın…"

İyi de..

Hal-i hazırda "siyasi hakaretlerde" rekor kıran sensin unuttun mu?..

İktidara da…

Cumhurbaşkanına da..

Bu halka da..

Ki kendi seçmenine bile "eleştiri" değil, "hakaret" eden çuvalla laf sahibi sen değil misin?…

Ve yine, "çuval dolusu" tazminatlar ödeyen kim?.

Siz değil misiniz?…

Her ne kadar, cebinizden o tazminatlar çıkmıyorsa da!..

Birileri senin- namına tazminatları ödüyor…

Nasıl olacak?...

Azıcık mahcubiyet içerisinde olursanız olmaz mı?!..

Seçilse de..

Seçilmezse de…

"Eleştiriye açık" olur…

***

KEMAL'İ GAZA GETİRİYORLAR..

Diyorlar ki…

Cumhurbaşkanı adayı olursan "kesin" kazanırsın..

Anketler var..

Gelen verilere göre, "yüzde yüz kazanırsın.."

Kim diyor?

Tuncay Özkan…

İster Tuncay desin..

İster Özkan desin…

Ekrem ile Yavaş'ın "yüzde yüz" olamadığı bir seçimde!..

Bay Kemal ne mümkün?..

Fena gaza geliyor gibime geliyor..

Sizce...

***

İKİ BAKANLIK, İTTİFAK YOK…

CHP'liler bir taraftan "HDP" ile ittifakımız yok.." diyor..

CHP'liler bir taraftan "HDP'yi sicili temiz iki bakanlık verilmeyi" diyor?..

Ne iş?..

Sizce "tezatlık" yok mu?.

Yoksa; fena bur kumpas mı var?..

Birileri "yürek" yemiş!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanoğlunun değer ve kıymet ölçüsü, onun ahlaki yapısıyla karşılık bulur!…