GEÇMİŞLE YÜZLEŞMELİYİZ Kİ, YARINLAR AYDINLIK OLSUN?

Ne demişler;

Aydınlık geleçek istiyorsan, geçmişinle yüzleşmelisin!..

El hak..

Doğru söze ne denilebilinir ki?

İşte,

Türkiye'de bu minvalde, "artık" yarınlar için, uğraş vermeli!..

Aslında,

Rota üzerinde "az da olsa gayretkeşlik yok değil" var..

Ama net bir duruş yok..

Bu da;

Doğal olarak insanda "kuşku" ve acabaları getirmiyor değil..

Hep buradan ifade ederim..

Biliyorum ki,

Milyonlarca düşünce sahibi de, "aynı" fikri savunmaktadır..

Türkiye öncelikle, "geçmişle" yüzleşmek istiyorsa, "Kürtlerin" dünüyle yüz yüze gelmeli..

Ki bu zihniyet ikmal olunca..

Sanmıyorum ki;

Topyekün ülke ve ahali olarak, "siyasi açmazları" aşamayalım..!

Uzak değil bu yüzleşme..

Yeter ki,

Samimiyet ve cesaret olabilsin, bir adımdan daha yakın bize; "yüzleşme"..

Bakın;

İçkale'de ortaya çıkan "kafatasları"..

Beri yandan;

Şeyh Sait'in torunu Abdurrühamin Fırat'ın istemi..

Diyor ki;

Dedem Şeyt Said ve 46 arkadaşı'nın, "mezarı", Dağkapı meydanında..

Yani;

Orduevi, Yenişehir sineması (Alman Hastanesinin arkası) ve Askeri sosyal tesis'in bulunduğu; "üçgende"

Buraya gömülmüşler..

***

Av. Sıtkı Zilan, Diyarbakır Savcılığı'na dilekce vermiş, Şeyh Sait ve 46 arkadaşı için..

Anılan bölgede;

Kazı yapılarak, kemiklerinin ortaya çıkarılması gayesiyle.

Zilan,

İdam'dan sonra, "naaşları" yakınlarına, ailelerine verilmemiş..

Sorguluyor da, o dönemin "hukuk ve adalet" anlayışını..

Tabi bu girişim;

Şikayet, dilekçe ve başvurunun bir kaç kez "tekrarlandığını" biliyorum..

2009'da girişim yapılmış.

Bakalım;

Türkiye azda olsa "geçmlişiyle" güzleşme rotasına girmişken, ne diyecek?

***

İdam edilen;

Şeyh Sait ve 46 arkadaşı için, "bir kez daha" ketum mu kalacak?

Yoksa, JİTEM karargahındaki gibi, "sonuna" kadar gidilsin denilerek; "kazı mı" yapılacak?

Umut ediyorum ki;

Hakikatı, yüzleşmeyi ve demokrasinin işleyişine, ivme getirecek bir duruş sergilenir.

Geçmişin; gerçeğiyle "yüzleşilme" açısından..

Çünkü,

Geçmişin gerçeği bizim gerçeğimizdir, "kabüllendiğimiz" sürece, büyür ve hadiselerimizi aydınlatırız..

Aksi taktirde;

Debelenip durduğumuz gibi, üzerine şal attığımız "gerçekler"  hep karanlığın, "kabusu" olarak, üzerimize çöker.

O nedenle;

Ne pahasına olursa olsun, "deşelim" ki gerçeklerimizle yüzleşelim.

Aksın ne varsa, orta yere o zaman , "yaralar" temizlenip, yarınlar şifa bulur.

YOKLAMA VE BDP'NİN DURUŞU

Adil Gür.

Son;

Dönemin en sıcak, "kamu yoklamasını" yapmış.

Geçtiğimiz pazar günü yayımlandı.

Yani;

Bugün seçim olursa, "sonuç ve sonuzları" ne olur minvalinde.

Bilirsiniz.

Pek,

Kamuoyu yoklamalarına itibar etmem.. Ama, alakasız da kalmam..

Hani derler ya; "Fala kanma, falsız da kalma..."

İşte;

Bu hal-i durumla, "mevzuu" ettim kendime, Adil Gür'ün "yoklama" çekişini..

***

Bir de,

Yoklama'nın zamanlaması da önemli.

Çünkü,

Siyasi tercih ve siyasi arayış, "bazen" küçük bir kıvılcımla, kamuoyuna "kulvar" değiştirebilir.

O nedenle; "zamanlama da" dikkat ister.

Malum,

Ülke son iki aylık dönem içerisinde hayli "hadiseler" yaşandı.

Ki en yürek yakan hadise de, Uludere oldu.

Tabi bir de; PKK-Devlet-MİT-Siyaset görüşmesi.

KCK operasyonları.

Muhalefetteki, "dengesizlik", Başbakanın "zamansız" keskin kılıç çekişleri?

***

Zaten,

Hepsi başlı başına "siyasetin" rotasına, lokomotif.

Peki,

Soru net ve ifade ettiğim gibi; "bugün" seçim olursa.

Sorunun;

Ardından gelen cevap.

Ve cevabın detayı, "iki ekseni" gösteriyor.

Şöyle;

Yaşanan sürece bir bakalım, "kime ne kazandırdı, kime ne kaybettirdi-"

***

Adil Gür'e göre,

Bugün seçim olursa partilerin alacağı oy oranı şöyle..

AKP yüzde 54,

CHP yüzde 21.1,

MHP yüzde 11.8,

BDP yüzde 8.2,

Diğerleri 4.9,

12 Haziran seçimleriyle "eşleştirdiğinizde" iki, net fark ortaya çıkıyor.

Yeni en net yükseliş gösteren; iki parti var?

Biri;

Üç dönemdir İktidarda olan AK Parti.

Diğeri de;

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP).

Şuan ki;

Oy potansiyeli, BDP için yüzde 8.2'lerde gösteriyor.

***

Mini,

Bir hamleyle, barajı aşabılır.

Eğer,

Yalba siyaset, saman alevi tavır sergilemez ise!

Gür'ün bir önerisi var, BDP'ye.

Diyor ki;

BDP siyasi aksiyonunda, "öz sorgu" yapmalı.

Yani;

Bazen kendini "testen", denetimden geçirmesi gerekir!

"Ben ne yapıyorum, nerdeyim?" diye.

***

Mesela;

Halen bölge ahalisi şu soruya net bir cevap bulmuş değil.

Biliyorum ki;

BDP tabanından da sıkca muhataplara yönelik bu soru soruluyor.

Özellikle de;

"Faili meçhul cinayetlerle" alakalı yürütülen davalara; "neden" müdahil olmuyor.

Uzak kalışı neden?

Cemal Temizöz davasına.

JİTEM karargahında, çıkan "kafataslarına"..

İHD'nin elinde bulunan; "Toplu mezar" haritasına, neden alaka göstermiyor?

***

Velhasıl;

BDP kendini sorgulamalı.

Ve şunu, "yoklama" ilkesi olarak görmeli.

Kürtler.

Neden BDP'nin dışında, AK Parti'ye, CHP'ye hatta MHP'ye "oy veriyor?"

Bunu;

Akla küpe yaplamı.

Tabi ki; "keskin" ve barut kokan siyasettin "ekseninden" kurtulmalı.

Öyle inanıyorum ki;

Yüzde 10'lük barajı, aşacağı gibi.

Birilerine de;

Kürtlerin sadece yüzde 10'ü BDP'ye oy veriyor, söylemini de, "unutturur".

***

 

DİYARBAKIR EMITT FUARINDA

Buarada;

Haberiniz olsun, bugün itibariyle bir kaç günlüğüne, il dışındayız.

Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarına (EMİTT) katıllmak üzere, İstanbul'da olacağız.

Kadim kentin birer "tanıtım" elçisi, olarak, bir çok meslektaşımla birlikte, bulunacağız.

Tabi;

Davet İl Valisi Mustafa Toprak ve Oluşum heyetinden geldi..

Kırmak olmaz.

Bu yıl,

Fuar'ın 16'ıncısı düzenlenecek; Turizm ağırlıklı bir fuar.

Bir-kaç kez gezip-görmüşlüğüm oldu, özellikle EMİTT fuarının ilk yıllarında.

***

Hani hep deriz ya;

Diyarbakır tarihiyle, kültürüyle, yapıtlarıyla bir açık hava müzesi.

İşte,

Bu fuar bir vesile olacak, "tanıtım ve kentin pazarlanması" açısından..

İnşallah,

Bizim de katkımız, az da olsa tuzumuz olur, bu bir çok kamu kuruluşu ile STK'nın katkı sunduğu, "gayret mönüsüne"..

Tabi sizi de;

Olup-bitenden habersız bırakmayacağız.

Haber ve yorumlarımı olacak.

Ancak,

Zaman ve fırsat, bulabilirsek, yoksa dönüşte uzun uzadıya, gördüğümüzü-duyduğumuzu, şahit olduklarımızı sizinle hasbi hal edeceğiz..

Ve selam, bilesiniz dedim.