Göz göre göre, gelen tehlike!
Daha önce de,
Buradan dillendirmiştim.
Bir kez daha,
Yetmez ise, bir daya yazacağım, bildireceğim.
Şu sözde,
Kentsel "dönüşüm" noktasında, istimlâk edilen.
Veya
Tahliyesine karar verilen, "Suriçindeki" gece-kondu evleri!
Aylardır,
Hatta bazıları bir yılı aştı. "Metruk" halde bulunuşları.
* * *
Buralar,
Şimdi, "suç ve suçlu" barındıran mekânlar haline gelmiş!
Ne gece,
Ne gündüz, hangi babayiğit ki, "korkusuzca" oralara gidebilsin.
Ya da; kenarından geçebilsin.
Mümkün mü?
Mahalle,
Sakinlerinin ifadesiyle zaten ne giden, ne de soran var?
Var olan;
Uyuşturucu-tiner bağımlısı, it-kopuk tayfası.
* * *
Sahi,
Buralardaki terk edilmiş evleri "yıkmakla" mükellef olan kim?
TOKİ'mi,
Büyükşehir Belediyesi mi?
Suriçi Belediyesi mi?
Yoksa Diyarbakır İl Valiliği mi?
Her ne kadar;
Bürokratik bazda bunlardan birisi "kesin" sorumlu ise de.
Ben,
Emniyetti de dâhil ederek; "tümü" sorumlu ve muhatap diyorum!
* * *
Çünkü;
Orta yerde, "hepsini" alakadar eden, noktalar var?
Silsile misali.
TOKİ,
Kentsel dönüşüp projesi paralelinde, buralarda "yeni bir yapı" modeline hazırlanıyor.
Oradaki,
Gecekondu tipi yapıları yıkıp, yerine "kent vizyonuna" yakışan yapılar inşa edecek.
O zaman;
Öncelikli olarak "o yapıların" yıkılması gerekir.
Tabi; "istimlâk" ve hak ve hukukları, yerine gitmesi lazım.
Bu işlem yapıldı mı?
Kısmen yapıldığı söyleniyor.
Nitekim; evlerin boşaltılması da, bu kısm-i çözümdendir.
O zaman;
Evler neden yıkılmıyor da, "öyle" suç ve suçlu barındıran birer abide olarak tutuluyor.
* * *
Büyükşehir,
Ve Suriçi Belediyesi.
Kentin,
İmar ve yapı konusunda "tek sorumlu" makam değiller mi?
Sorumlu.
Ki, kentsel dönüşüp projesi onların da dâhil oldukları "ortak" bir girişim.
TOKİ,
İnşaatı üstlenen ve parayı akıtan kurum olduğu kadar.
Belediyelerin,
Bu işte "çift yönlü" sorumluluk var.
Ve çifte gayret sarf etmeleri gerekir.
Lakin
Eski Diyarbakır'ın "tarihi dokusuyla" yeniden, buluşma, projesidir.
Ancak,
Onlar da, "suskun" ve duruma karşı, "ketum" bir strateji uygulamaktadırlar.
* * *
İl Valiliği.
Ve tabi ki, İl Emniyet Müdürlüğü.
Mevzu,
Kent güvenliği kadar, sosyo-ekonomik.
Hatta,
Kentin "imajı" ve görüntüsü açısından da, "olabileceklerin" mesuliyetindedir.
Kent kültürü.
Evet,
Vali,
Kentin mülki amiri.
Belediyeler de, kurumlar da, "şehir" yönetiminde onun emrinde.
Neden;
Suriçindeki "Kentsel dönüşüm" projesi kapsamındaki mahalleler.
Ve buradaki sokaklarda bulunan ve kısmen tahliye edilen metruk evlere müdahale etmiyor...
Birer,
Suçlu barındırma mekânları olarak "ayakta" olduğundan haberdar değil mi?
Haberdar.
* * *
Peki,
Niye bariz bir şekilde "enva-i tehlike" arz eden bu yapılar yıktırılmıyor.
Daha üç gün önce;
Şehitlikteki Emniyet birimine uzun namlulu silahlarla saldırı yapılmadı mı?
Şans eseri;
Ölen ve yaralanan olmadı.
Peki, saldırıda kullanılan silahlar bilahare nerede bulundu?
Böylesi,
Metruk yapıların birinde, bulundu.
Yine,
Geçtiğimiz Ekim ayının sonlarında, Sur içinde "Yunuslar" diye tabir ettiğimiz polis ekibine silahlı saldırı yapılmadı mı?
Yapıldı.
Burada bir polis memuru yaşamını yitirdi.
İkisi sivil 3 kişi de yaralandı.
Bu saldırıda kullanılan silahlar da bilahare "metruk" bir evde bulunmadı mı?
Bulundu.
* * *
Tehlike,
Arz edici hali, "vahim" derece önemli.
Bakınız;
Mahalle muhtarları isyan ediyor;
"korkuyoruz, can güvenliğimiz yok" diyor!
Hırsızı burada.
Uyuşturucu içeni ve satanı burada.
Tinercisi,
Bağımlısı, fuhuş yapanı ve yaptıranı burada.
"Ses etin mi" önünü kesiyor, tehdit ediyor.
* * *
Mahalle sakinleri;
"Kimse yok mu, bizi bu esaretten kurtaran.
Evimizde, oturmaktan, penceremizi açmaktan korkuyoruz."
Velhasıl;
Çağrım var, yukarıda sıraladığım kurumların "yetkililerine".
Her şeyi;
Bir tarafa bırakıp, 'farklı" düşünceler icra etmeden.
Gelin;
Bir belirlenecek bir günde, "heyet" halinde bu anılan semtleri gezin.
Gözlerinizle görün.
Beyinlerinizle, duruma vakıf olup, "bu işe" karşılıklı çözüm getirin.
* * *
Çünkü;
Her geçen gün "o metruk" dediğimiz harabe yapılar.
Yeni,
Suç nevileri yaratmaktadır. Mahalle sakinlerinin ifadesiyle.
Bırakın,
Uyuşturucu-tinerciyi, artık 'fuhuş" yapılan mekânlar olarak, faaliyet gösteriliyor.
Yazık.
Koca anakent bir kentin, "en eski tarihi" yapılarının içerisinde.
Yüzlerce,
Terk edilmiş "yıkılmayı" bekleyen, metruk ev var.
Ve kimse;
Buraların yarattığı "tahribat" verdiği güven kaybı.
Yerli,
Yabancı üzerinde oluşturduğu "kötü" intiba, arzının farkında değil.
Yazık.
Hem de çok yazık, bir "kent" hali.