GÜNDEME TAKILSAK MI?…

Yoksa, "takılmasak mı?"…

Bence takılalım…

Başka da, yapacak bir "mahirlik" yok ki ona odaklanalım!?..

Malum, ülkenin hal-i durumu açıkta..

Kim kime, dumduma?..

Denir ya kim kimi, yakalarsa "tuzağı" işliyor.. 

Dost kim, düşman kim, yandaş kim, gammazlayan kim?..

Bilumum; herşey "meçhuliyet" arzı içerisinde..

Neyse, birikmiş notların, harmanına gidelim!…

Sahi ya, "Olmadı Meral olmadı" demiştik?..

Ki artık davalık..

Sizce "Netanyahu" benzetmesinden ne çıkar?..

"Tazminat" çıkar ama, miktar düşük gibime geliyor..

Çünkü, "katil ve seri katil" patenti, başkasına ait!…

Mahkeme sorabilir; "kızım geçmişte sana kim ne demişti?"…

Ondan mıdır herkese bir "libas" giydirme halin..

***

Söz tazminattan açılmışken!…

Bay Kemal 142 bin lira daha, "tazminat" ödeyecek..

Öyle ya, "Man adasında" ada alındığını iddia etmişti..

Gerçi bu parayla Erdoğan "ada alamaz?"..

Ancak, tazminatı ödeyecek olan Bay Kemal yine başkasına mı "ödetecek?"..

Eğer ki, "böyle bir ödeme" söz konusu olursa!..

O zaman, bizim imama mı, yoksa kaseti olan "muallime mi" soralım!..

Sizce böylesi bir tazminat ödemesi, "caiz mi?"..

Ya bir de, "tazminatın" sizce "zekatı" var mı?!…

***

HDP'ye "iki bakanlık verilsin" tartışmasına bir bakalım!..

Yahu, fol yok, yumurta yok..

Ki Bey Kemal ne diyor; HDP ile ittifak içerisinde değiliz..

Ki bayram değil, seyran değil ne bu telaş?…

"Bu enişte beni öpmesi" organizasyonu da neyin nesi?..

Bir de; "sicili temizden" söz ediliyor…

İyi de, "sizin" siciliniz temiz mi ki?..

Vay da vay!..

Bakar mısınız, "sicili temiz" arayıcılarına?...

***

Ali Babacan ifşa etti "siyasetin çifte yüzünün" nasıl icra edildiğini?..

Hem partiye, hem lidere, hem de dış müdahalelerde "nasıl da rol üstlenilebileceğine?"..

Ahali olarak şerbetliyiz bu duruma…

Bay Kemal'in de, "ilk icraatı" böyle olmamış mıydı?..

Kaset patlak verdi, saatler sonra "ben yokum", akşamı "olmaz mıyım varım" deyip, CHP'nin başına geçti..

Ki, 11 yıldır "tavizsiz" orada..

Parti içerisinde, partiler çıkarttı…?

Siyasetin çifte yüzlü mahirliği de bu olsa gerek!…

***

Patatesli börek işi de neyin işi?..

Yahu "elin hamuruyla... işine karışılır mı?"..

Ne Diyorlar..

Mutfak güzel, ama önlük yok?..

Patatesten börekte, peki "soğan doğrayan var mı?"…

Boşa bir mesai!..

Sahi; patates ve soğanın fiyatı kaç?..

Üreticiye mi soralım?…

***

Muhalif siyasette yeni jargon gelişti!..

İktidar "muhalifliği" ya da, iktidar olma, politikası artık "demode" oldu?..

Tek muhalefet var..

O da, "Türkiye" muhalifliği…

Vurulacaksa, "yekün" vurulur, tekile ne gerek var?..

Komuta merkezi, "Okyanus" ötesi istedik..

Hep öyle olmuyor mu?..

Üreme noktamız da bilindiği gibi "milletin iradesinin" dışındaki, irade!…

***

SOSYAL MEDYA GÜNDEMİ?

Bir de, son günlerdeki "bir kamera, bir tripot" vakıası!..

Tipik bir sosyal deney, operasyonu çekiliyor!!..

Ama sarsıcı bir şizofrenik!..

Hedef, yönetimsel istikrarı bozmak mı?..

Yoksa, güven ortamını zehirlemek mi?..

Ya da, kişiyi ve kurumları "şeytani" türbülansa sürükleyip, "iç dünyasını" kusturabilmek mi?!…

Sorular çok top yekûn kuşatma, "sansasyoneli var diyorum!!?…"

***

HALKIN GÜNDEMİ!

Netice itibariyle!..

Gündemin "gündemsizliği" bu minvalde..

Peki halk gündemi nedir?.

İşte onda, siyasiler farklı bir mekan seçiciliği içerisinde..

Ama biz; halk gündemine odaklanalım!…

Kurullar, kurumlar, yönetimler "istikrarlı" ehil ve liyakat ilkeleriyle; işlem görmeli..

Sansasyonel faaliyetlere ve kişilere "prim" vermemeli?..

***

Masamdaki notların ekseriyetine bakıyorum!!…

Talepler bu yönde…

İş, aş, ekonomi, istihdam!..

Ve Pandeminin "getirdiği" A'dan, Z'ye sosyal "travma" hali..

Ama, istenilen;

Güvenliğin tahkimi, Özgürlüğün teminatı, İnsanlık onuru, Kişinin yüceliği..

***

Adalet, Hukuk, Eşitlik ve haklar ölçeğinde birlik!..

Ehil,  Liyakat. Kamu yönetiminin "etkinliği…

Ve tabi ki, ülkenin yarınları, Milletin güvencesi…

***

84 milyon insanın "ben varım" bu işte diyeceği;

Sivil, Demokratik, Sosyal eşitlikçi bir "Sivil Anayasa'nın" inşa edilmesi!..

Gerisi lafı güzaftır..

Lakin "su gibi, hava gibi" elzem olan budur…

"Ter-u taze Sivil Bir Anayasa!"…

***

KENTİN GÜNDEMİ!…

Azıcık da, Diyarbakır'a odaklansak mı?!..

Kentin "meşgul" olduğu, kulislerin konuştuğu neydi?!..

"Kozmik odalardaki" atmosfer nasıl?..

Ve tabi ki, siyasilerin bulundukları mekanların koridorları!…

Kim, neyle meşgul??…

En çok konuşulan konu!..

Elbette ki, Sanat Sokağının "fuhuşhaneye dönüş" olayı!…

Çok konuştuk, çok yazdık, çok da "irdeledik?"..

Bugüne özgü bir mesele değil, "çeyrek asrı" inşa eden, "kangrenleşmiş", lağım ötesi koku veren, rezillik!…

Ama kime dersin!..

Etkili ve yetkili zevat, her dönem "kafalar" kuma gömülü!..

Dürtüklediğinde de, "kabahatlıymışsın" gibi, ayıp değil mi Sanat Sokağını "böyle tanıtmaya" diyecek radar da, futursuzlaşılıyor….

***

İşte bu futursuzluk!…

Ne melem bir şeydir ki, her dönem aktif..

Ve Her dönem, icraatlarının başında "buranın makyajlandırılması?"..

Daha bir albeni, ama "kötü bir albeni!"…

Fuhuş diyoruz ya!..

Aslında bölge giderek "batakhaneye" dönüşüyor…

Uyuşturucu..

Ve beri yanda, "enva-i yasadışı" bahis ve kumar çarkının döndüğü; kurtarılmış bir bölge!…

"İmkan" bulan semti terk ediyor...

Ne gariptir ki, "evlerin günlük kiralanmasına…"

İşyerlerinin sürekli "el değiştirmesine.."

Mekanların "ruhsatsız" işletilmesine..

Uyuşturucu trafiğinin artık "alenice" seyir gâh gibi görülmesine…

Kaçak bahsin "her tablet" elinde bulunanın sektörel faaliyetiyle gelişmişliğine "rıza" gösteriliyorsa..

Demek ki; o bölge "serbest bölge!"

Yani "kurtarılmış" alan!...

***

İşte önceki gün, ortaya çıkarılan şebeke!…

"Yasadışı bahis" çetesi!..

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz'un koordinesinde yürütülen bir operasyon!..

16 İl'de eş zamanlı, 37 gözaltı!…

 Kaçak bahisten elde edilen paralara olası operasyonla el konulmasın diye; "Bitcoin'e" çevirmişler..

Sadece iki hesabın kontrolünde dönen "yasadışı bahis" parasının tutarı, 217 milyon dolar!..

Hesaplardaki nakit para ise, 682 bin dolar!…

İki hesaptaki para, eski Türk para birimine göre 1 katrilyonu aşıyor..

***

Düşünün, paranın miktarını ve sektörel faaliyetin Diyarbakır merkezli nasıl da; "alan" bulup, serbestiyet kazandığını!…

Daha önce de yazmıştım, bir Emniyet Yetkilisinin ifadesiyle..

Diyarbakır'da hafta sonu "kaçak bahissin" sıcak para döngüsünde 5 milyon lira para, kentin "cebinden" Kıbrıs üzerinden Avrupa'ya gidiyor?…

Hep ifade ediyorum!…

 Kent için, çok yönlü bir "temiz eller" operasyonu gerçekleştirilmeli…

Böylesi bir "temizlik", her türlü "illegal yapıyı" çökerteceği gibi, "ahlaki" çürümüşlüğü de, toplumsal  dengesizliği de, ortadan kaldırır..

Yeter ki, kurullar ve kurumlar "zafiyet" içerisinde olmasın!…

***

SORU DEĞİL, HÜKÜM VAR…

Günlerdir..

Çok konuşuluyor, AA muhabirinin "iki Bakan’a" sorduğu, sorunun mahiyeti…

Soru şeklini, videosunu izlediniz mi bilmem?..

 Ben izledim…

Bir kaç kez tekrar ederek, "ayrıntı" kaçırmamak adına…

***

Pakdemirli ve Varank Bakanlar var..

AA muhabiriyim diyerek, söze giren bir gazeteci!!!..

Soru yok!..

Yorum var, bir adım sonrası "hüküm" veriyor..

Köşe döndüğünde "hakaret" ediyor..

Finişe yaklaşınca da, "slogan" atıyor…

İpi göğüslediğinde ise "ajitasyon" yapıyor….

***

İki Bakan'a söylediği şu söz, "niyetin" halisliğini ortaya koyuyor?..

Diyor ki; "3.5 yaşındaki çocuğumun yüzüne bakamıyorum, siz nasıl bakıyorsunuz.."

İşte bu sözdür; "onu tartışılır" noktaya taşıyor?..

Mesleğini icrada "ırak" bir ruhun etkisine girmeden sergileseydi; "hiç kimse laf etmezdi?"..

Kimse de, detaya ve çevresel "etkinin" konuşturduğu ruh haline girmezdi?..

Abisinin "FETÖ'den cezaevinde" tutuklu olduğu, ablasının ihraç edildiği, dahası dahası gibi "etkilere de" bakmazdı?..

Ben de "hazin" duruma efor sarf etmezdim?…

 

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kaç dil bildiği önemli değil. Gönül dili bilmektir insanı değerli kılan…