GÜNLÜK HADİSELER

Akşam vakti "günlük" yazı için bilgisayarın başına geçtim! Ve 'Bismillah' deyip ekrana da beyaz bir sayfa açtım.
Tabi kendimi henüz 'yazı konusu' noktasında kurgulamış değildim. Yazıya konu etme anlamında başlı başına seçtiğim bir hadise yoktu!
Ancak günlük gelişmeler ve özellikle bölgemizle alakalı son dakika minvalindeki hadiseler çoktu! Ve bir hayli de; almış olduğum notlar vardı.
Türkiye’ye ve bölgemize maşallah nazar değmesin! Gündem ve hadise 'sıkıntısı' çekmiyor, mevzuular birbirini kovalıyor.

***

Bereket yağıyor! Bu aktif durumluk hadiselerin birbirini ciddi bir şekilde 'kovalaması' münasebetiyle; 'tazelik' sıkıntısı baş gösteriyor.
Çünkü furya karşısında bir önceki mevzuu bir bakıyorsunuz ki 'bayatlamış' önüne onlarca hadise geçmiş.
Özellikle bizler için; durum farklı bir nokta alıyor. Zorunlu istikamet 'son dakika' gelişen hadise oluyor.
En taze ve bayatlamamış 'olay' diye! Elden ne gelir; 'ülkemin üretimi' bu!

***

İşte bu ikilem içerisinde gün boyu aldığım notları 'önemine binaen' irdeleyerek, üst üste koydum!
Bu esnada önümde hazır bekleyen bembeyaz sayfaya bakıyorum. O da ne zaman 'gündemin' hırçın hadiseleriyle karalayacağım bekliyor.
Sonra düşündüm. Ve kendime acaba dedim. Günün olup-bitenlerini 'satır başlarıyla' özetlersem! Tıpkı 'günlük ana haber bülteni' gibi!
İşte günün flaş hadiseleri; diye başlarsak ve hepsini ardı sıra sıralarsak ne olur?

***

'Ne olur?' sorusu üzerine bir hayli zaman tükettim. Sonra da karar verdim? Farklı bir konsept oluşur!
Zaten Sevgili Sadık Yahşi'den 'aldığım' bir şiir var! 'İsimsiz Kızım' diye başlayan ve yeni doğmuş kızıyla 'özdeşleştirip' kaleme aldığı bir şiir.
Onu da 'yazının' geneliyle 'bütünleştirince', çok değişik bir format ortaya çıkar. İşte bu noktada; karar kılıp!
Günün 'sıcak ve bize manşet' olan ilk hadiselerle başlayalım!

***

BARAN DAĞA ÇIKTI?

Oğlu dağa çıktı! Evet! Suriçi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş'ın 17 yaşındaki oğlu 'PKK saflarına' katıldı!
Bu haber 'dün' bir hayli 'gündemin' tartışılan mevzuusu oldu. 'Gidişi' bir mesaj mı içeriyor? Yoksa 'farklı bir durum mu?' hâsıl!
Çünkü 'Kürt Açılımı'nın tartışıldığı bir zaman dilimi! Özellikle de 'gençlerin' dağa gidişlerini 'durdurmak'!
Ve var olanları da 'düz ovaya' indirme anlamında; 'adımların' atılmasından söz edilen bir dönem!
Düşündürücü bir 'hikmete' sahip!

Newsweek'e verilen mülakatla 'öğreniyoruz' Demirbaş'ın oğlu Baran Demirbaş'ın 'dağa çıktığını'!
Tabi çıktı ve kaçtı farklı iki kavram. Ancak Demirbaş 'çıktı' diyor, kaçtı değil.
Mülakata göre 'çıkışın' saklı tutulmasında 'belki geri döner' umudu varmış. Yani öyle düşünüyorlarmış!
Ama artık 'alenileşti'! Şimdi ne olacak desek! Onun da cevabı kendi ifadeleriyle 'Barışın' gelmesi, onun dönmesidir!

***

Anne Ziynet Baran'ın ise feryadı var. O yüreğinde 'kör ateşi' olan kopuşunu şöyle ifade ediyor:
"Kardeşim de şu an asker. İkisi karşı karşıya gelince ne olacak? Birbirini mi öldürecek? Oğlumu bana geri getirin"
Ana yüreği! İster mi; 'oğlunun' kendisinden uzak tehlikeli bir diyarda olmasını.
Her anne gibi 'umudu ve beklentisi' yanan ateşe 'su dökülmesi' ve başka 'yüreklerin' yanmaması!

***

Yeniden ifadeye çağrıldı?

Küçük Ceylan 'hadisesinde' gelişme var! Hem de 'ciddi gelişme'! Savcılık 'gizlilik kararı' aldı.
Yani bundan sonra; 'Küçük Ceylan' vakasına münhasır olup-biten, seyri değiştirecek, soruşturmayla alakalı 'bilgiler' alenileştirilmeyecek.
Haber ve yorumlarda 'bulunulmayacak'. Çünkü 'önemine' binaen 'gizli'!
Tabi bu esnada Ailenin de 'ifadeye' çağrıldığını öğreniyoruz!

***

Önkol’un babası Raif, annesi Saliha, ağabeyi Rıfat Önkol ile oturdukları Yayla Köyü muhtarı olan Abdulsamet Gencioğlu.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 'basında' çıkan ifadeleri dâhil olmak üzere 'olayla' alakalı ifade alacak.
Sonrası, sanırım muhtemelen 'soruşturma' tamamlanarak dosya 'ilgili' birime intikal ettirilecek.
Eğer iddia edildiği gibi 'ihmal' ve sorumlular hasıl ise, onlar hakkında 'yasal işlem' başlatılacak.

***

Hasan Ergül 'akıbeti' sorulacak!

Malum! Güneydoğu'nun Ergenekon davası Albay Cemal Temizöz'le alakalı 'her gün' yeni bir gelişme vuku buluyor?
Çünkü 'faili meçhul cinayetlerin' bir nevi matadoru. 14 yıl önce Silopi'den kaçırılan ve cenazesi Elazığ kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ergül.
Onun ölüm olayı tutuklu sanık Albay Temizöz'den 'sorulacak?'! Bağlantısı ve bilgisi nedir diye?
Tabi Ergül ailesi bir süre önce Albay Temizöz ve Cudi Acet adlı şahıs hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

***

Ailenin avukatı Serdar Çelebi, yurt dışında yaşayan itirafçı Abdülkadir Aygan'ın ifadelerinden yola çıkarak, Ergül'ün o tarihte öldürülüp atıldığı belirtilen Elazığ'daki Hazar gölü çevresinde inceleme yaptıklarını söyledi.
Yaptıkları bazı görüşmelerde köylülerin kendilerine söz konusu tarihlerde gölden bir ceset çıkarıldığını ve Elazığ kimsesizler mezarlığına defnedildiğini anlattıklarını belirten Çelebi, bunun üzerine savcılığa başvuruda bulunduklarını bildirdi. Çelebi, olayın Temizöz dosyasıyla birleştirilmesini istiyor.

***

DTP'liler için Polis müzakeresi!

Son dakika gelişmesi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin DTP'liler hakkında Mahkemeye 'Polis zoruyla' getirilmesi kararı işleme konuldu.
Kararın yerine getirilmesi anlamında Mahkeme'nin polise 'bu yönde' müzakere yazısı yazdığı öğrenildi.
Mahkeme, hazırladığı 'zorla getirme müzekkeresi'ni Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerine tebliğ etti.
1994 yılında kapatılan DEP milletvekillerinin Meclis'te gözaltına alınma sırasında yaşanan görüntüleri hatırlıyoruz.

***

İşte o görüntülerin yeniden yaşanmaması için mahkeme, şahısların milletvekili olması nedeniyle polislerin gerekli özeni göstermesini istedi.
DTP'li 4 milletvekilinin, duruşmaların ertelendiği 29 ve 30 Aralık 2009 tarihlerine kadar mahkemeye gidip ifade vermemesi halinde ya da herhangi bir kanuni değişiklik olmazsa, polis harekete geçecek.
Duruşmaların yapıldığı gün DTP Genel Merkezi'nde bekleyecek olan polis, burada gördüğü milletvekillerini ifadelerinin alınması için mahkemeye götürecek.
Bekleyip göreceğiz!

***

TEZKERE 1 YIL UZATILDI!

TSK'nın 'sınır ötesi' operasyon yetkisi veren 'Başbakanlık Tezkeresi' dün kabul edildi. Hem de; 'ortak' ittifakla.
Uzun süredir birbirlerine 'kanlı bıçaklı' olan; MHP ve CHP, AK Parti'nin 'Tezkerenin' süre uzatımına 'hemfikir' oldu.
Ve 475 milletvekilinin katıldığı oylamada; kabul 452, red ise 23 çıktı. Yani DTP dışındakiler 'izin verdi?'!

****

İNŞAAT FUARI AÇILIYOR?

'İç bunaltan' hadiseleri bırakıp, biraz da 'sevindiren' ve yürekleri ferahlatan gelişmelere bakalım.
Diyarbakır 'Otomobil' fuarından sonra şimdi de 'İnşaat Fuarına' ev sahipliği yapıyor.
Bugün 'fuar' startını alacak 'Diyarbakır İnşaat 2009 Fuarı'! Fuara 17 ülkeden 150 firma katılıyor.
Diyarbakır'ın 'üretimine' özgü, 'doğal taşlar ve mermer' önemle 'tanıtılacak?'!

***

Diyarbakır'ın birçok 'resmi ve sivil' kurumu destek veriyor. 7 ile 11 Ekim arasında, "Fuar alanında' açık olacak.
Diyarbakır için 'büyük önem' arz eden ve Ortadoğu'nun 'Ticaret Merkezi' olabilmede önemli bir adım; bu fuar.
Tabi sürpriz de beklenmiyor değil. Özellikle 'vize' uygulaması kalkan Suriye'den 'fuarı' gezmek için gelenlerin olabilirliği.
Çünkü bu noktada Fuar organizatörü Ersöz bir hayli umutlu.
"Fuara Irak, İran ve Suriye'den de çok sayıda ziyaretçi gelmesini bekliyoruz" diyor!

***

MARDİN'DE KÜP KÜP ALDIN?

Maşallah! Mardin 'altın' fışkırır oldu...  Bugünlerde herkesin 'odaklandığı' bir kent Mardin!
Tarihi ve turistik yapısından çok; 'kanalizasyonlarından' dökülen 'küp küp altınlar"!
Ne hikmetse; 'altınların' çıktığı köy de bir süre önce sevgili Nurettin Turgay’ın babasının taziyesi dolaysıyla 'baş sağlığına' gittiğimiz köy.
'Sürekli Köyü'! Hatırlarsanız; 'bu ziyaretin' dönüşünde 'Mardin Diyarbakır'ı solladı' diye bir yazı yazmıştım.
Neden mimari ve turistik yapısı ve yerel yöneticilerin 'koordineli' çalışmasıyla alakalı.

***

Son 48 saattir Mardin 'ortaya çıkan' hazinelerden dolayı ayakta. Kanalizasyon çalışması yapan kepçe deyim yerindeyse nereye vuruyorsa 'altın çıkıyor?'!
Dünkü 'ganimet' gelen bilgilere göre;
25 santimetre uzunluğundaki ve 10 santimetre genişliğindeki küp içinden Aslan başlıklı 2 altın bilezik, 1 altın yüzük, 10 bronz muska ve çok sayıda gümüş ile bronz takı ve gümüş sikkelerin çıkarıldığı.
Bakalım daha neler çıkacak? Çünkü Mardin'in 'her yeri' hazine! Yeter ki 'kıymeti' bilinsin!

***

Galiba bize ayrılan bölümü doldurduk! Bakın; daha 'İMF protestolarını ve ıslıklar arasında alınan kararları, doların tepe taklak düşüşü, borsanın 2009 rekorunu kırması. DİSK başkanının 'vurulmasının' arkasındaki sır. Van'da 'kan davası' yüzünden eğitimlerinden mahrum bırakılan çocuklar.
Ve tabi ki 'Sevgili Selim Kaya'nın Dağkapı Sanat Galerisindeki 'sergisinin' açılışı. Ve orada; Diyarbakır'ın Hevsel Bahçelerinde 'yaşayan', 'Kuşların' muhteşemliğini ortaya koyan resimleri.
En önemlisi de, 'yazıyla' süsleyeceğimizi ifade ettiğimiz Sadık Yahşi'nin 'İsimsiz Kızım' şiirini veremedik. Onu yarın sizinle paylaşacağım.
Dikkat edin; bunlardan bahsedemedik!