HİZİPLERİN, TAVIRLARI NEYİ OKUTUYOR?

CHP’deki hizipler değişmiyor!.. Ki hiç değiştiği de görülmedi.. Her dönemde vakidir.. Gelen-gideni aratır misali.. Koltuk ihtirası ekseninde iç çekişme dozajı, yarım asırdan fazladır süre gelmekte?.. Son yıllarda daha bir haşinleşti!… Nitekim, DEM patentli, kent uzlaşılı CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e dair süreçte barizleşti, parti içerisindeki hizipler kadrosunun, tavrı?.. Kim nasıl bir tavır aldı?

***

Özer’in gözaltına alınması, tutuklanması, akabinde kayyım atanması.. 48 saatlik zaman dilimi içerisinde, DEM’den daha çok CHP’nin, İstanbul çıkarmalarındaki, çekişmelere bakalım!… Ama önce, biraz geriye gidelim!.. Bahçeli’nin el sıkma ardından, Öcalan’ın DEM Parti grubunda konuşma sözlerinin eksenindeki gelişmelerin resti.. Ve buna dair, DEM’den önce CHP’deki, gerilim..

***

Özel, Bahçeli’nin restine ne cevap vermişti?.. El yükseltiyorum diyerek, Kürtlere devlet vaat ediyorum dedi.. Dozajı düşürmeden, Güneydoğu’ya yüzünü çevirdi.. İlk durak Diyarbakır oldu.. TUSAŞ’a yönelik saldırı, bölge programını akamete uğrattı.. İptal edip, Ankara’ya döndü.. Ama Diyarbakır’da şöyle bir ses yükseltti Özel.. “Bedeli ağır olsa da, oy kaybetsek de, tarihin doğru yerinde duracağız..” 

***

Ki, Diyarbakır’a gelmeden önce de, Edirne cezaevine gidip, Selahattin Demirtaş’la görüştü.. Oradan aldığı mesaj ve siyasi sinerjiyle kendini, öne çıkardı.. Dikkatlerin odağındaki isim oldu. Ekrem İmamoğlu’nun Kürtlere dair bu gelişmelerdeki aldığı pozisyon, neyi ikmal etti?.. İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğu hiç kuşkusuz ki, DEM’in oylarına borçlu.. “Kürtlerin oyu olmasaydı, seçilmezdi..”

***

İmamoğlu’nun merak edilen tavrı, ilk etapta bocalama dönemi yaşadı.. Sonradan çıkıp, dedi ki.. Bahçeli’ye yanıt bazlı.. “Adres Öcalan değil, Demirtaş..” Seçimlerde, Demirtaş’ın mesajları da, hatırlanırsa!.. Bu pozisyon şunu ifade ediyor.. İmamoğlu, Özel’den ve Parti yönetiminden ayrı bir kulvarda yürüyor.. Bağımsız, müstakilim.. Hatta, parti ve lider üstü, pozisyona sahibim..

***

Diyeceksiniz ki, Ankara’da Mansur Yavaş parti içi hizip kodunda, o ne yapıyor?.. Zıt kutupta.. İstanbul’da DEM pozisyonu, Ankara’da MHP ve İyi Parti.. Ki, Kürtler’e dair pozisyonda, Altaylar’dan Tuna’ya şarkısını okudu.. İzmir!.. Ve diğer 411 Belediye başkanı.. İl Başkanları.. Devrik lider Kemal Kılıçdaroğlu da.. Bu rotada, farklı sesler yükselttiği gibi; 2028’e dair safların netliği açısından da, tavır şeffaflığında, olan da çok oldu!..

***

KİM HANGİ SAFTA?

Gelirsek, Özer’in tutuklanmasına!.. Bir önceki yazımda meseleyi yorumlamıştım, zamanlama, süreç, hukuki pozisyon irade gaspına, meyil etmemeli diye.. Tutuklama, kimin işine yaradı derseniz, ne DEM’in ne de CHP’nin?..Yaradığı tek kişi var Ekrem İmamoğlu’na prim!.. Yeniden, arenada sahne alabilmek, öncü kesilmek adına, fırsat oluşturdu..

***

Tutuklamaya dair yaratılan algı!.. Ne deniliyor; asıl hedef Ekrem İmamoğlu..  Soruşturma, tahkikat İmamoğlu’na uzanacak!.. Bu algıdaki amaç, DEM ve CHP tabanı kadar, diğer muhalif tabanı da kendine yönlendirmek!.. Gözaltı ve tutuklamanın 48 saatlik zamanına bakalım.. İmamoğlu ne parti yönetimi, ne teşkilatı, ne Özel’i ne de, DEM’in bizatihi kendisini, beklemeden saha gücüne geçti. “Çağlayan Adliyesinde buluşuyoruz” çağrısı yaptı.

***

Çıktığı her platformda, İstanbul Belediye Başkanı değil, ana muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı gibi konuşan İmamoğlu, buradan seslendi. Bir gün sonrasına da randevu vererek, Esenyurt’ta buluşalım dedi!.. Özel ne yaptı?!.. İmamoğlu’nun söylem ve eylemlerinin, onu atıla düşürdüğünü anlayınca, kendisi hamle yapmaya başladı.. Ankara’daki tüm programlarını iptal etti, soluğu İstanbul’da aldı.. Mesajlar yayınladı; İstanbul’dayı diye!..  Ekleme de yapıldı!.. Ülke genelindeki, 411 belediye başkanı.? İl başkanları.? Milletvekilleri.. Kimse mecliste kalmayacak çağrısıyla, İstanbul’a çıkarma yapıldı.. Lakin İmamoğlu erken girişmişti..

***

Vaziyet der demez 2023’teki Saraçhane buluşmasını hatırlatmıyor, değil.. Sahnede yine İmamoğlu.. Gerilerden gelen Devrik lider Kılıçdaroğlu.. Ki, ABD’de o gün Kılıçdaroğlu tost yiyordu.. Telaşa düşüp, gelmişti! O günün siyasi konjöktörü farklıydı.. İmamoğlu abla dediği, Meral Akşener’e ve İyi Parti'ye sarılmıştı.. DEM’i hiç umursamıyordu.. Ama önceki günkü Çağlayan’da bu kez, Demirtaş üzerinden meydana Demirtaş’ın ruhu burada deyerek sarıldı.. O gün Meral, bugün Demirtaş!..

***

Diyeceksiniz ki, Mansur nerede?!.. Sarsıntılardan biri de, onun tavrı!.. İstanbul’daki siyasi aksiyonun zıttıyla hareket ediyor.  Tutuklamaya dair yaptığı yoruma bakalım!?. İçeriğe değil, prosedüre odaklı!?.. Protesto mitingine katılmadı… Herkes orda iken, o yoktu.. Katılmama gerekçesi; Bizim cenazemiz var?.. Bu tavrın anlamı ne derseniz?.. Yavaş’ın hesabı dar alanda değil geniş alanda 2028’e odaklı!..

***

SİNE-İ MİLLET TUZAĞI

Tüm bu hengamede merak edilen bir isim?… Parti Genel Merkezinin karşısına ofis açan Kemal Kılıçdaroğlu.. Onun tutumu nedir?. Özer’in tutuklanmasına sinne-i millet çağrısı yaptı.. Partisinden gelen yanıt ne oldu?.. Özellikle Özgür Özel.. Resti çekip, noktayı koydu?.. Sine-i millet çağrısı bize tuzaktır!.. Vatandaşa sokak çağrısında bulunan partinin ağır toplarının, iş kendilerine yapılan sokak çağrısına gelince, oralı olmadıkları görülüyor..

***

Öyle ya!.. Vekiller, özlük haklarını tam olarak elde edinceye kadar yerlerinden kıpırdamak istemezler! Meclis’teki muhalifler, tabanlarının gazını almak için  erken seçim istediklerini söylerler ama çoğu için bir sonraki seçimde listeye girememek gibi bir tehlikenin de var olduğunu bilirler.. Özetlersek CHP’deki hizipleri!.. Ki çeyrek asırdır dile getiriyorum.. Ak Parti’nin 22 yıllık kesintisiz iktidarında, dilimize pelesenk oldu.. En büyük sıkıntı, siyasi çıkmazımız, ülkede ana muhalefetin kısır kalışı, sorun olarak, varlık göstermesidir.. Özeti yok!?.. Sizce..

***

GİDİŞATTA, KİM NERDE?

Ne dedik.? Bahçeli siyaset arenasına öylesine bir bomba attı ki, tüm dengeleri altüst etti.. Özellikle de, Öcalan’ın muhataplığı noktasında.. CHP’de olduğu gibi, DEM’de de, Edirne ve Kandil hattında da, ortalık toz duman!?. Bir kaç hafta öncesine kadar, meselenin çözümü konuşulduğunda, tek adres İmralı.. Öcalan gösteriliyordu?..  DEM de, Kandil de, Edirne'de tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş da..

***

Peki şimdi, esen rüzgar nasıl?.. Kandil’den gelen açıklamalara, verilen mesajlara bakıldığında, Öcalan üzerinde, bir netlik yok!.. “Sahada biz varız, Öcalan değil?” diyorlar. Demirtaş’ın tavrına gelince!.. Sivil siyaset ekseninde muhatap benim” deme gayretinde.. Cezaevi, İktidar muhaliflerinin ziyaretinde uğrak merkezi.. Gidenin, hesabı yok..

***

Peki, DEM’de durum ne?.. İki arada bir derede.. Ne Kandil’den, ne Edirne’den eli olmuyor.. İmralı’ya ise net tavır sergilemiyor.. Tipik bir karnında konuşma var.. Sürecin ikmalinde, özellikle siyasi aktörler safları netleştirme adına, tavır takınmazlarsa!.. Bir süre sonra, kendilerinin “tasfiye” olacağı, gerçeğinden kaçamazlar!.. O zaman da aktörler başkaları olur!…

***

İZAHAT GEREKLİ?..

İzahatın muhatabı DEM Partili Bağlar Belediyesi.. Mevzu önceki gün Bağlar İlçesinde, Belediyeye ait Çöp Kamyonunun Anne Mizgin ile Oğlu Muhammed’e çarparak ölümlerine, sebebiyet verme vakıası.. Yazılan, çizilen ve iddialara göre!.. Kamyon şoförü daha önce Belediyede zabıta memuru olarak görev yapıyormuş.. Yönetim değişikliğinden sonra, temizlik birimine gönderilmiş..

***

Mobing ve baskı altında; çöp kamyonu şoförlüğü dayatılmış.. O da, ben kamyon kullanamıyorum. Tecrübem yok demiş ise de, itiraz kabul olmamış, direksiyon başına geçmiş. Eğer ki, böyle bir durumun gerçekçiliği vaki ise!.. Bu acık ve net bir şekilde; kasıtlı cinayet kapsamına girer.. Kaldı ki, kamyon şoförlerinin ehliyet sınıfıyla Kenan Çiçek’in ehliyeti örtüşüyor mu?.. Çiçek tutuklandı. Ancak mevzu izahat istiyor?

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Safı net olmayanın yolu, güven tesis etmez!..