İBRE TERSİNE DÖNÜNCE?
“Şapkadan tavşan mı çıkarıldı?”… Çuvaldızı mı batırdı?.. Yoksa, tam da yerinde operasyonel faaliyeti “akamete” uğratan, taşı mı gediğe soktu?.
Her ne ise, görünen o ki “doları” tepetaklak eden, üzerinde “iktidar devşiren” Erdoğan’ı ve AK Parti’yi “devirmek” ve Türkiye’yi “kündeye” getirmek isteyenlerin “uçtuğu” balon patladı..
Öyle ya!.. Daha bir kaç gün önceydi, “kimler ne racon kesip, hangi manevraları yapıp, nara atıyordu?”…
Öyle ki, bu hükümet gidecek, iktidar değişecek, Erdoğan Türkiye’yi “terk-i diyar” edecek..
Eee, onlar da iktidar olacak?…
Kendilerinden olmayanların “köküne dinamit koyup” onları, “lağv” edeceklerdi?..
***
Ne diyordu Kemal bey!.. “Tepelerine bineceğiz, tepelerine?”…
Hele ki, “ortaklar onay verirse, reisliğe varım” deyip, destansı “kelimeleri cümlelere” döküp, “meydan muharebesi” icra ediyordu..
Ekrem’e ve Mansur’a da “oturun oturduğunuz yerde” diyordu…
Ne Abdullah Gül’ün “çatı adaylığına” ne de başka bir ismin kapısını aşındırmaya gerek yok, deyip Özel ve Öztrak’a da “fazla mızmızlık yapmayın” diyordu..
Hilmen gibi; “güç bende, dolar uçuruyor, uçuruyor bizi” deyip duruyordu..
***
Ya Meral Hanım.. Seçimleri kazanmış.. Parlamentoda çoğunluğu almış..
Anayasa değişikliğiyle, “Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminden Parlamenter sisteme” dönülmüş..
İttifakta en küçük bir arıza-ı durum olmamış gibi; “Başbakanlık koltuğuna oturmuş, o koltuk garantiliymiş” gibi, arz-ı endam ediyordu!…
Ümit Özdağ mı, Çayır mı?..
Onların ayrılması “bize güç verir” deyip, “vız gelir tırıs” gider diyordu..
Hatta, Bahçeli ve Erdoğan’ı “Yüce divanda yargılayacağına” dair de vaatler sıralayıp, “yeminler” sıralıyordu…
Bir dönem Fakıbaba’nın dediği gibi, AK Parti karşıtı muhalif yapılar “biz ceketimizi ortaya koyarsak bile kazanırız” havasındaydılar..
***
Ayşenur mu, Ataklı mı, Özdil mi, her ne ise!..
Tartışma programlarında, ekranlarda, sosyal medya paylaşımlarında, “doların her bir tık yükselişine” çilingir sofrası kurarcasına, “çal oynasın, vur patlasın” modundaydılar..
Mahallenin sülükleri de, “hangi makamı, hangi bakanlığı, hangi belediyedeki kadroyu alırız” artık diye, planlar ve stratejiler sergiliyordu..
***
Erdoğan’a “reisim, reisim” deyip düne kadar peşinde koşan Ali Babacan bile “o bir kabile reisi, ülkeyi yönetemiyor” dedi..
Ekonomi’de tabiri caizse “Mehdi gelecek” misali, tek kurtarıcı olarak görüntü verip, kendine pazar alanı yaratmaya çalıştı Babacan bey!…
***
HDP, Saadet, Gelecek onlar da “kendi meşreplerini” ortaya koyup, ne laflar üretmedikler ki?..
Hava o biçim, onların mahallesinde esiyordu..
Lodostan, tsunami çıkarma gayreti vardı..
Ki, bazı Ak Partililer eski yeniler dahil; “battık, bittik, yolun sonuna geldik” deyip, gemiyi ilk terk edenler olarak arz ettiler!…
***
Peki, şimdi ki hal-i durum neyi gösteriyor!?..
Her ne kadar, 1970’lerden “kalma formül” denilse de.. Gerçekleştirilen hamle ile, “doların, döviz kurundaki” şişirilen balonu patladı..
18 liradan, 10,5 liraya kadar düştü…
Ki hala da düşme eğiliminde..
Planın diğer başlıkları da devreye alınınca, “düşüş” daha bir hissedici olacak..
***
Yani ibre tersine döndü!.. Muhalefetin “tüm hesapları, planları, stratejileri” hem söylem, hem eylem, hem de moral ve motivasyon yönünde; dibe vurdu!..
Öyle ki, Merkez Bankası eski Başkanı Yılmaz bile “muhalefeti değil, ihaneti önceleyen” bir akıl tutulması yaşadı..
Tam fırsat, hemen dolar alın çağrısı yaptı.
Ama nafile!..
***
Hasılı kelam!..
Erdoğan “zekice” icra ettiği hamlesinde, dengeleri yeniden dizayn etti..
Moraller yükseldi..
Doların kıblesini şaşırttı. Avrupa basını bile “ne oluyor” diye manşetler attı..
Muhalafet “suspus kesilip” düşen dolardan zarar edenlerin “haline formül” aramaya başladı..
En önemlisi de, “piyasada güven ve istikrar” geliştiği gibi ahali de “bunlar ekonomideki buhranı çözecekler” demeye başladı…
***
Eee; siyasetin “duayenliği” ve dünya lideri olmanın “özelliği” gösterdi ki, “büyük sorunları, büyük düşünebilenler” çözebilir!..
Küçük hesaplarla meşgul olanlar değil..
***
HOMURDAYANLAR NE DİYOR!?
Evet, “zekice hamleye” homurdayanlar var?!..
Diyorlar ki;
Milletin alın terinden oluşan hazinenin parasıyla hükümet “kumar” oynuyor?..
Mevduata “kur farkı” gizli faiz ve kumar?..
Model abuk-subuk, eski, 70’lere mi döndük?
Önümüzdeki dönem “beterin beteri” olacak?
***
Bir kesimin homurdaması bu yönde.. Ama bir kesim daha var, onlar da sorgulayarak, homurduyorlar…
Madem bu işin “modeli ve gömülü” bu idiyse…
Niye bu kadar zaman beklediniz..
Daha evvel yapmanız gerekirdi?
Yoksa siz de dolarcı mıydınız?..
***
BIDEN NE DİYECEK?
Evet ya, “doların balonunu” patlatan Erdoğan’a en büyük hasımlık eden, Joe Biden vaziyete ne diyor?..
Henüz dediği bir şey yok.. Ama, 18’den 10.5 liraya doları düşüren akla karşı “zekice bir hamle” demiştir..
Ve o replikle, “fena soktu” diyerek, Erdoğan’ın “hasımlığından” vaz mı geçsek demeyi de aklından geçirmiştir?…
BİRLİĞİMİZ, DİRLİĞİMİZ İÇİN!…
Bir bütünlük içerisinde..
Muhalefet yekvücut halde, tüm siyasi “beklentileri, devşirmeleri” bir kenara bırakması lazım..
Ve şu samimiyeti göstermesi gerekir…
***
Dolar’ın “haşin ve acımasızlığına”, Türk lirasının “değerini” düşürmeye yönelik operasyonel faaliyete, ki ekonomiyi yönetebilmedeki zafiyeti de bilerek, alınan karar, ortaya konulan strateji ve model..
“Çözüm adına;
Yerli yerinde ve isabetli buluyoruz…”
***
Üstadın ifadesiyle..
Destek olmuyorsunuz, bari köstek olmayın!..
***
ŞİMDİ BEKLENEN NE?
Evet, ahalinin beklentisi net ve açık!..
Dolar 18 liradan 10.5 liraya indiğine göre..
Dolar üzerinden, çarşı, pazarı, rafları, marketleri, manavı, kasabı, fırını, toplu taşımayı, akaryakıtı “fahiş fiyat” sarmalına sokan hayat pahalılığında da, “düşüş” olmayacak mı?..
Fiyat güncellemesi, yapılmayacak mı?..
Demek ki tez elden, jet hızıyla “çarşı, pazardaki” fiyatlarda “indirime” yönelik güncelleme yapılmalı!..
Ve bu güncelleme, vatandaşın lehine olmalı?..
Yoksa, diller düşmüş 10.5 liraya verilecek cevap; “neyime ki?” olur!…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Başkasına ait sırmalı kaftanı giymektense, kendi malım olan eski hırkayı tercih ederim
***
HAYIRLI CUMALAR..