İLTİFAT OLMALI Kİ, ÖRNEKLER ÇOĞALSIN?..
Ne demişler; “marifet iltifata tabidir..” El hak, öyle olmalı, ki öyledir de!.. Malum, olmayana, yapılmayana, uğraş vermeyene, iş, güç, harçtan kaçana, hep kızarız, tepki koyarız, etmediğimiz laf kalmaz?!.. Bu ne keyfiyet, sorumsuzluk deyip, yüz ekşitir, olmadık cümleler düzenleyip, eleştiri oklarıyla söylenip dururuz?!!.. Öyle değil mi… Var mı bu duruma dair bir itirazı olan!.. Sanmıyorum?
***
Peki, yapılmayanı yapana, uğraş verene, emek sarf edene, işten, güçten, harçtan kaçmayana, ter dökene, zihin yorana destek ve takdir noktasında, ayni tepki dozajını ortaya koyuyor muyuz?.. Ya da, “helal olsun, bravo sana, size” deyip, yüzümüz gülüyor mu?!. Alkışlıyor muyuz icraat sahibini?!?.. Deyin bakalım yapıyor muyuz..? Yapan var nadirdir… Ama ekseriyeti hiç de öyle yapmıyor?!..
***
Ne yazık ki, “takdir ve tebrikte” pek de samimiyet karinesi içerisinde, istenilen düzeyde, adil bir terazide değiliz?!.. İşimize geldiği gibi.. Yani gönül rahatlığı ve bütünlüğüyle, böylesi bir “insani karakteri” icra ettiğimiz söylenemez, söyleyemiyoruz da!!.. Kendimden örnek verirsem, hiç de böyle bir muamele görmüşlüğüm yok!?. Meslekte yarım asra merdiven dayamış biri olarak, nadirdir vakıf olduğum.. Takdir almışlığım var, ama telkin daha bir yüksek!?.
***
Galiba, insani duruşta en büyük sıkıntımız, kısırlığımız da bu!.. Telkine daha bir meyil edici bir toplumuz.. “Takdir etmek, edilmek” noktasında zayıfız, kibir, ego ve haset?.. Hele ki, bizim meslekte daha bir zor bu durumun vücut bulma hali?!.. Çünkü, “telkin de, takdir de” iki uçlu değnek misali kimseye yaranamıyorsunuz.. İlla ki sizi tartışma kulvarına sokuyor veya sokuyorlar!.. Bu da, politize olmuşluğun, ürkütücü boyutu olsa gerek?!..
***
Vebal; siyasi ve ideolojik kutuplaşmadan kaynaklı!?. Bunu neden ifade ettim derseniz!?. Dün buradan, Bağlar İlçe Belediyesi’nin kaldırım işgaline karşı yürüttüğü çalışmayı takdir edilmesi gerektiğini ifade ederek, diğer ilçelerimize de, özellikle Sur ve Yenişehir başta olmak üzere, örnek teşkil edip, aynı minvalde onların da gayret göstermelerine dikkat çekmiştim.. İşte buna dair itirazı olanlar oldu?… Vay da vay!..
***
Ha bir de, “asli görevidir, elbette kaldırımların işgal altından” kurtarılması gerekir, diyen de laf etti?!.. Hiç kuşkusuz ki, “Belediyenin aslı görevi ve yapması gerekir?”.. Ama velakin, yapmayanlar da var.. Yapanı takdir edeceksin ki, yapmayana teşvik olsun, o takdir.! İşte burda arıza-i fikir ya da ideoloji denilen vesayetin oluşturduğu haset ve çekemezlik ortaya çıkıyor!..
***
“Bizim hiç mi icraatımız yok ki, o icraatımıza takdirli iki kelam etmeniz gerekir” diyen, ilgililer de olmuyor değil?.. Neyse, mevzuyu fazla uzatmayalım.. Dedik ya; marifet iltifata tabidir, telkin de keyfiyete yöneliktir!.. Ne diyoruz, birileri marifet ortaya koysun ki, bizden de takdir görsün.. Ki bizim takdirimize de ihtiyacı yok aslında!?. Önemli olan ahaliden gelen takdirdir!.. Ahali takdir etti mi biz hay hay ederiz!!..
***
En önemlisi de, takdir edilmek kadar takdir edilenin taklit edilmesi de önem arz edicidir.. Neyse!?.. Bir değil, iki takdirimiz olsun bu kez.. Birini, Kayapınar Belediyesi’ne, “İlçede eğitim gören KYK bursundan faydalanan bin 326 Üniversite öğrencisine biner lira nakit para” desteği..
Diğeri de, Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl, Diyarbakır’da ikamet edip, üniversiteyi kazanan öğrencilere beşer bin lira eğitim desteği sağlanması!?..
***
İki belediyemizi de takdir ve tebrik ediyorum!.. Ve diyorum ki, bu örnek girişime, diğer ilçe ve taşradaki ilçe belediyelerimiz de, dahil olsun!.. Ki böylesi organizasyonlar, sosyal belediyeciliğin ruhunu, daha bir aktifleştirsin.. Aynı zamanda, becerilerin, faaliyetlerin, icraatların da geliştirilmesi yönünde motive ve teşvik edici olduğunu da unutmamak gerek..
***
PİLAV MI, KELLİK YAPIYOR!?..
Hadi ya!.. Kim diyor, kimin kerameti bu?.. Bi saniye, serin gelin.. Sorulara bir fren çekin.. Bunu ben demiyorum.. Bunu diyen, anlı-şanlı Canan Karatay ablamız diyor!..
***
Yani, yine kendinden menkul beyanat vermiş!.. Demiş ki; “Erkekler oturup devamlı pilav yemesinler.. Saç dökülmesinin temel sebebi pilavdır..”
***
Tıbbi ve akademik bir veri var mı desem, yok!.. Ben de mevzuya, haberlerden vakıf oldum.. Şimdi düşünüyorum; pilavı seven biri olarak, benim başım niye kel değil?..
***
Muhtemelen bizim pilavımız “şu günlerde, hasadına başlamış olduğumuz Karacadağ Pirincinden” yapılıyor olmasından kaynaklı ki, “saç dökülmesi” olmuyor!.. Bence, “Karacadağ pirincini” tüketmek en doğal ve organiktir.. Karatay’a ve başı kel olan erkeklere tavsiyem olsun..
***
Bu arada unutmadan ifade edeyim!.. Eğer ki, “pilav saç döktürüyorsa” sahi ya şu Japonlar, Çinliler, Taylandlıların neden başı kel olmuyor ya da kel değiller.? Kaldı ki, erkekleri gece gündüz pilav yiyor.. Karatay hoca, sen bir beri gelsene “pilava hıncın ne?”…
***
CHP’DE 5 ADAY VAR…
Maşallah… Maşallah.. Binbir kere maşallah!.. İşte demokrasinin(!) mabedi, CHP.. Bolluk ve bereketin(!) adresi.. Baksanıza, bir değil, iki değil, üç değil tam tamına 5 tane babayiğit(!) er meydanı Kurultay’da, “Atatürk’ün oturduğu koltuğa talip, Biz Genel Başkan Adayıyız diyorlar…
***
Bir.. Kemal Kılıçdaroğlu..
İki.. Özgür Özel..
Üç.. Orsan Öymen..
Dört. Anal Karahasan..
Beş.. Uğur Atıcı..
***
Koltuk savaşında favoriniz kim?!.. Sizi bilmem ama, “kasetle gelen, kasetle gitme” durumu vaki olmadığı sürece; ne mümkün devrilmesi?.. Onun için de, Kemal bey bir kez daha “alayını alt ederek oturduğu koltuğu 2028’e taşır!!?”.. Özel aksiyonel bir icraatta bulunmaz ise!..
***
GÜNÜN SÖZÜ?.
Sokağın derdi CHP değil ki, biz peşinden koştura gidiyoruz!..