"İyi çocuklar" tamam, Ya ağabeyleri nerede?

Sabahın,

İlk saatlerinde e-mail kontrolü yaparken!

Ki bu,

Kontrol mutattır bende, her saat başı, e-mail kontrolü yapmak.

Baktım,

Geceden bir hayli, gelen e-mail var.

Konular farklı,

Ama bir kaçı vardı ki, "tek mevzu ya" odaklı.

Şu,

Derin Devlet'in "Susurluktan" sonra suçüstü olduğu, "Şemdinli Davası" var ya.

Onla alakalı, "e-mailler" bir hayli çok.

İri puntoyla,

Yazmış bir okurum soruyor; "İyi çocuklar mahkûm oldu?".

Peki,

Ya onların "ağabeyleri" paşa babaları, nerede?

***

El hak.

Derler ya,

Kitabın orta yerinden "bahsettin" diye.

Aynen de,

Vicdanlara ve hakkaniyete haiz bir ifade.

Nerede,

Bunların "ağabeyleri, paşa babaları".

Şemdinli davasının muhtevası.

Ve yargılanan "iyi çocuklar" denilen,

Mutkili Ali lakaplı Astsubay Ali Kaya.

Özcan İldeniz ve itirafçı Veysi Ateş ceza aldı.

Mahkeme,

Hepsine 39 yıl 10 ay hapis cezası verdi.

***

Hadisenin oluşu,

Ve davayla alakalı yaşanan "kavga kıyamet" hepimizin malumu.

Bir hikâye gibi,

Bölge ahalisinin 7'den 70'i bildiği gibi, "esen rüzgârının her anını da" yaşamıştır.

Ki iddianameye hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya "meslekten" atıldı.

İddianameyi,

Kabul eden Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti "tar-ü mar" edildi.

Yani Van'daki "Yargı" kelimenin tam anlamıyla, "infaz edilerek" çil yavrusu gibi dağıtıldı.

O gün, Askeri vesayetin "hâkimiyeti" söz konusuydu.

Üçlüye,

"Tanırım.

İyi çocuklardır" diyen, ağabeyleri Emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt idi.

Onun,

Dolmabahçe sarayındaki "Hükümetle" pazarlığında "infaz" uygulandı.

***

Ama,

Adalet ve hukuk her ne kadar "arıza" icra ediyorsa da.

Er-geç yanlıştan döndüğü gibi, "adaleti de" tecelli ediyor.

Evet,

İddianamenin savcısı Ferhat Sarıkaya "iade-i" itibarla görevine döndü.

Önceki gün,

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi "uyuşmazlık" serüvenine de son verip "adaleti ikmal" etti.

"Çete kurmak.

Adam öldürmek ve adam öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından; 39 yıl 10 ay hapis ceza verdi.

Tıpkı,

Bir önceki "Sivil Mahkemenin" verdiği karara uydu.

Bakalım,

Bu karar Yargıtay'da nasıl bir "serüvene" tabi tutulacak.

Niye "uyuşmazlık ve yine askeri mahkeme" müdahalesi olur mu bilmem?

Onu bekleyip göreceğiz.

***

Ancak,

Okurumun da sorduğu gibi.

Bu dava,

Bu "sanıklardan mı salt Şemdinli’deki bomba atmakla mı" sınırlı kalacak?

Kabili mümkün değil?

Şöyle ki,

Bu üç JİTEM elemanı, "kendi iradeleriyle" derin devlet yapısına girmedi.

Hele,

Çete kurma, "bir iki kişiyle" olamaz.

Mutlaka, "emir-komuta" zinciri vardır.

Hele ki, "Askeri hiyerarşide" bu, tahakkümdür.

Ki Büyükanıt, durduğu yerde kameralara ve gazetecilere "JİTEM'ci" sanıklara;

"Tanırım.

İyi çocuklardır" demezdi.

***

Neden,

Büyükanıt'a bu davada "dokunulmadı?".

Bir de;

Mehmet Ali Altındağ'ın bu konuda, geniş ifadesi vardı.

Güneydoğu,

Ve Diyarbakır'a,

JİTEM tarafından "nasıl karanlık" yıllar ve komplolar yarattığını.

Nice ocakların söndürüldüğü,

Nice ailelerin, hiç yoktan mağdur edilip, infaz edildiğini.

Kendisi,

Ailesi ve Diyarbakır'da birçok kişinin "yaşadıklarını" anlatmıştı.

***

Hatta,

Sarıkaya tarafından ek iddianame hazırlanmıştı.

Nitekim davanın üçüncü celsesinde mahkeme ve avukatlar "suç duyurusunda" bulunulmuştu.

Büyükanıt yargılansın diye.

Şuan,

Bu minvalde ne yazık ve talihsizliktir ki yaprak kıpırdamıyor.

Sahi bir de,

"Yargıyı etkileme" babındaki yol gidişatına da, neden "sessiz kalındı".

Yargı,

Kendisine yönelik en küçük "iğneleyici" eleştiri ve etkilemeyi af etmezken.

Büyükanıt paşa serbest atışa sahip.

Bilemiyorum.

***

Ama kafamda hep şu soru askıda kalacak gibi görünüyor.

Büyükanıt,

Bu derin yapıların "ya baş aktörüdür" dokunulamıyor.

Ya da,

Son yıllarda ortaya dökülen "vesayetçi" anlayışın kirli çamaşırların gammazlayıcısıdır?

Dikkat edin,

E-Muhtıra'nın sahibi ve bizatihi kaleme alan kişi.

Andıç,

Islak imza, ha bire "topraktan" fışkıran silahlar.

Faili meçhul cinayetler.

Ergenekon yapısı'nın "oluşu" encümen-i danışlar.

Bunların hepsi; onun "apoletlerinin" fal olduğu dönemin, icraatı.

***

Ama!

Ne hikmetse, "onun selef ve haleflerine" dokunuldu.

Ancak ona dokunan yok!

Acaba,

Hala da, Başbakanla yaptığı Dolmabahçe Sarayı "görüşmesinin" sırrında mı saklı?

Lakin bu görüşmenin içeriği çözülmüş değil.

Nitekim;

Andıç davasından tutuklanan İlker Başbuğ bile,

İşaret" etti kendisinin suçlandığı "andıçların" Büyükanıt'ın döneminden gelen organizasyonlar olduğunu.

Yani,

Büyükanıt hiç de "İyi bir çocuk" değil sözü, sıradan söylenmiş bir söz olmazsa gerek.