KADİM ŞEHRE HOŞ GELDİNİZ…
Sayın Cumhurbaşkanım…
Şehr-i Diyar-ı Bekir’e hoş geldiniz.. Sizleri, kadim medeniyetlere beşiklik eden, dinlerin ve dillerin yüceliğiyle motiflenmiş Diyarbakır’dan selamlıyoruz.. Yüce gönüllere sahip, sevgi ve güllerin ruhunu kalplerinde yaşayan kentin insanları olarak, sizleri kucaklıyoruz.. Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz, şeref verdiniz..
***
Siz ki, siyaset arenasına dahil olduğunuz gün itibariyle, “sahih gönüllerin” adamı oldunuz.. “Ben değil, biz şiarıyla” yol yürüdünüz.. Türkiye’nin ve Mezopotamya’nın her karış toprağına, “gönül dostluğunu” eken olduğunuz gibi, dokundunuz.. Hiçbir kültürü ve insani değerleri, birbirinden üstün tutmadan, “Yaradanı Yaratandan Dolayı Severiz” yüceliğiyle sürekli yücelten oldunuz…
***
Hak, hukuk, adalet noktasında temel insani değerlere “sahip çıkarak” çıktığınız yolda kendinize insanı merkeze koyan “bir dava” olarak belleyip, yürüdünüz. Baskıcı, vesayetçi, tekçi, jakoben anlayışların, hakimiyetine “dur” dediniz.. Dil ve din üzerindeki “inkar ve asimilasyon” odaklı vesayetlerin tabularını yıktınız, baskıları kaldırdınız…
***
Etnik kimlik odaklı gasp edilen bireysel hak ve özgürlüklere, yeni ivmeler kazandırarak, genişleterek yücelttiniz.. Bu topraklarda yaşayan herkes “birinci sınıf vatandaştır” anlayışını, inşa ettiniz.. Türkiye’nin “milli ve yerli” düşüncesine sahip çıkarak, “devrimler” yaparak, Türkiye’nin “en devrimci insanı” ünvanını aldınız…
***
Türkü de, Kürdü de, Çerkezi ve Lazı da, Sünnisi, Alevisi hiçbir kuşku ve tereddüt içerisinde kalmadan, günlük hayat akışı içerisinde, korku ve endişe yaşamadan; “kendini ifade edebilen” kimliğiyle inancıyla “gurur” duyacak, noktaya getirdiniz, Türkiye’nin tüm dinamiklerini.. Maneviyatı yücelten, maddiyatı da paylaşan, geliştiren, bölüşen oldunuz!…
***
Hiç kuşkusuz ki, gönüllere “dokunup” birlikten güç doğar ilkesiyle hareket ederken, şehirler arası, bölgeler arası “geri kalmışlıklara da”, tarihi neşterler vurdunuz.. Cumhuriyet tarihinden buyana yapılanların kat be katını ekleyerek, “tarihi değişim ve dönüşümleri” gerçekleştirdiniz.. “Geri kalmışlık” sözünü tüm alanlarda çöpe attınız… Edirne’de ne varsa, Hakkaride de o olacak, hakikatiyle yürüdünüz…
***
Sağlıktan, eğitime, ulaşımdan, sanayiye, üretimden, istihdama ve yatırıma, ithalattan daha çok ihracata odaklanan, sosyo-ekonomik gelişmede, var olan ve dayatılan zincirleri bir bir koparttınız.. Sağlanan kazanımlarla, sosyal devlet anlayışı mekanizmasını canlandırarak, sosyal yardımlardan, dezavantajlı kesimlere kadar, engellisinden, yaşlısına, dulundan yetimine “şefkat eli” uzatıldı, sahiplenildi, kimsesiz bırakılmadı…
***
Denir ya, A’dan Z’ye her açıdan, Türkiye’ye “ufuklar açan-açtıran” olduğunuz gibi; dünün “kapıkulu, rol alanı” ve mandacı anlayışın tahakkümü altında olan iktidar anlayışı ve devletin zihnini değiştirdiniz.. Türkiye’yi masa kuran, rol biçen, emir veren, hakimiyet kurdurabilen, yeni dünya düzeninde “Yepyeni Bir Türkiye” kimliğini inşa ettiniz.. Ve bugün; mazlum, mağdur, biçare ülkelerin ve insanların “umut bağladığı” ülke ve ülke lideri oldunuz..
***
Sayın Cumhurbaşkanım…
Siz de bilirsiniz ki, insanoğlu fıtratı gereği “mevcut” hale, tatmin olmaz.. Ve her zaman daha iyisini daha iyisini ister, istemektedir.. Doğanın kanunu bu.. Herkesi kucaklayacak, özgürlükleri genişletecek, hak ve hukuk alanında yeni ivme kazanımlarına yönelik, yeni bir açılım hedefinizin var olduğunu biliyoruz, duyuyoruz?.. Özellikle, 28 Ekim’de açıklayacağınız manifestoda, bunlar var.. Beklenti, “terör sorunu” önemli noktada Türkiye içinde giderilirken, buna paralel çözüm üretici sosyal ve siyasal adımların atılacak olmasına dair beklentileri görmek gerekir?..
***
Diyarbakır mitinginiz ve yapacağınız buradaki konuşma, bu minvalde hayli önem arz ettiği gibi yüksek bir heyecan yaratmaktadır.. “Buzdolabına konulan” hamlelerin, yeniden hayat bulması noktasında çıkarmanız, yüreklere yüksek dozajlı su serbecektir.. Diyarbakır halkı sizi çok ama çok yüksek seviyede kucaklayacaktır.. Ve inanıyoruz ki; “kucaklaşma” çok samimi ve ihlaslı bir duruş sergileyecektir kadim şehirde… Hele ki, yeni bir anayasanın mimarlığına soyunduğunuz bir evrede; “yeni açılımlar” bekleniyor..
***
Sayın Cumhurbaşkanım..
Tabi takdir edersiniz ki; son dönemlerde “ekonomi ve günlük hayat akışında” yaşanan yüksek dozajlı dalgalanmalar, toplumun tüm kesimini “etkisi” altına aldığı gibi, maddi yönden hayli zorluklara maruz bıraktığı gerçeği orta yerdedir… Hiç kuşkusuz ki, mevcut seçim sath-ı mailine girdiğimiz zaman dilimi içerisinde “seçimleri ve seçmeni” etkilemek, üretilen algılarla farklı mecralara taşıma adına iç ve dış muhalif anlayışa sahip olanlar, bir dizi operasyonlar, icra etmektedir.. Ki sizin son dönemlerde sosyal yönde açtığınız ekonomik paketler, bir rahatlama süreci başlatmış gibi. Ancak üretilen algı henüz kırılmadı..
***
Malumunuz üzre, sıkıntıların geçici, huzur ve refahın kalıcı olması için Diyarbakır’ın sosyal ve siyasal yöndeki “kadim kimliği”, Şam’ı da, Erbil’i de, Bağdat’ı, Tahran’ı, AB’yi ve diğer dünya ülkelerinde “etki gücü” olması münasebetiyle, Özel bir yaklaşım ve özen ister.. İşte bu noktada, sizin dokunuşunuzla hal-i hazırdaki mevcudiyet daha bir canlanarak, hareketlenir…
***
Ülkemize ve insanımıza katma değer üretebilecek noktada, bazı kentimize özel taleplerini içeren başlıklar sunmak istiyorum.. Özellikle sizin de “hayalim” diyerek, Sağlık’ta “devrim” yaptığınız Şehir Hastanelerinden biri de Diyarbakır’a yapılması gerektiğine yönelik atılan adımın akıbeti. İhalesi yapıldı, sonra maliyetler yükseldi diyerek firma, işi tasfiye etti. Ama üzerinden 4 ay geçmesine rağmen hala, ihalesi yapılmadı, halk deyimiyle yılan hikayesine döndü?!… Bu konuda, sizin temasınızla, “hayal gerçek” olur inşallah..
***
Diğer bir mevzu da, Organize Sanayi Bölgesindeki “arazi istimlakı ve ödemelerinin” yapılmayışı yönünde yaşanan maliki mağduriyeti kadar, söz konusu arazide fabrika kuranların tapu alamadıklarından kaynaklı oluşan çifte mağduriyetlerin, giderilmesi, Sanayi Bakanlığına vereceğiniz bir “emirle” çözüme kavuşur.. Bir çok yatırımcı, tapusu olmadığı için ne teşvik alabiliyor, ne de kredi?…
***
Lojistik merkezinin bitimine dair, hassasiyet içeren bir “emir noktasında” dokunuşunuz çok şeyleri değiştirebileceği gibi, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nin binası da, “miadını” doldurmuş ve sağlık yönünde çağın çok ama çok gerisinde bir fiziki yapıya sahip.. Üniversite Yönetimi 400’er yataklı iki hastane yapmanın gayreti içerisinde, maddi imkanı da “üniversitenin arazilerini takasla” yürütmek istiyor?. Bu alana dair, hamleniz yeni çözümler üretebilir Dicle Üniversitesi için…
***
Sayın Cumhurbaşkanım..
Biliyorum bugün, sizinle görüşecek olan kentin dinamiklerinden “mevcut sorunlar ve talepler” noktasında bir dizi raporlar sunulacak.. Yukarıda arz ettiklerimin yanısıra, bir kaç gündür görüştüğüm insanlardan gelen ortak taleplerden bir kaçını not ettim.. Huzur ve güven ortamının sağlanmasıyla birlikte kamu ve özel sektör yatırımları arttı. Kent üretim merkezi adayı olduğu gibi, bacasız fabrika kimliğine sahip, inanç ve doğa, kültür turizminin de kalbini teşkil eder konumdadır. Halkta moral ve motivasyon canlılığıyla birlikte kent hızla “cazip” hale gelmektedir..
***
Not aldığım, Sanayici ve İş dünyasının beklentileri şöyle..
BİR.. Demiryolu ulaşımında mevcut hatların yenilenmesi, hızlı tren projesine Diyarbakır’ın dahil edilmesi, kara ulaşımda ise Diyarbakır-Şanlıurfa bağlantısının yapılması.
İKİ.. Hava ulaşımında, Diyarbakır’a özgü “uluslararası ve iller arası” uçuş seferlerinin artırılması.
ÜÇ.. Bugün açılışı yapılacak olan Diyarbakır Güneybatı Çevre Yolu’nun eki olan Kuzeydoğu çevre yolunun da ivedilikle bitirilmesi.
DÖRT.. Kent merkezindeki “trafik karmaşasının” sona erdirilmesi yönünde, “master planının” devreye sokulması, bu yönde önem arz edici olan, “hafif raylı” sistemin de, yapımına başlanılması, hayati öneme sahip.
BEŞ.. GAP’ın önemli halkalarından olan Silvan Barajı’nın acilen bitirilmesi, alt yapı noktasında eksik kalan “Sulama Kanallarının” tamamlanması…
ALTI.. Kent merkezinde kalan ve günlük yaşam açısından risk teşkil etmeye başlayan Küçük Sanayi Sitelerinin de, “Şehir dışına” taşınması yönünde, projeler geliştirilmesi.
YEDİ.. OSB ve Tekstil OSB’de taleplerin karşılanması yönünde, “ilave alanların” tahsis edilmesi. Bismil ve Silvan’da kurulması planlanan OSB’lere ilişkin bürokratik işlemlerin, kısaltılması, altyapı sorununun çözümü..
SEKİZ.. Kamu Bankalarının, Diyarbakır’daki sanayiciye ve girişimciye gösterdiği “üvey evlat” muamelesinden vazgeçmesi…
DOKUZ. Çiftçi desteklerin artırılmasını istiyor. Pamuğa verilen destek minimum 3 bin TL olması istenilirken, hayancılığın gelişmesi için, alım ve yem alımına destek verilmesi…
ON…Esnaflar Bağ-Kur ve SGK primlerini yüksek görüyor. Esnaf emeklilikte yaşadığı sıkıntıların çözümünü istiyor.
***
Sayın Cumhurbaşkanım…
Tabi söylenecek, yazılacak daha çok mevzularımız var.. Ama biliyoruz ki, hepsinden de haberdarsınız.? Ki bu aktardıklarımıza da vakıf olduğunuzu biliyoruz.. Denir ya, bizden hatırlatma!..Tabi bir de talepler var.. Sanayici, yatırımcı başta olmak üzere bir çok sivil toplum örgütü, sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yönde “sorunlardan” söz ederken, çözümü noktasında sizinle görüşmek istiyorlar.. Bu yönde talepleri var?..?
****
Netice itibariyle biliyoruz ki, devletimizin de, milletimizin de, bayrağımızın da, bağımsızlığımızın da, teminatı “toplumsal birliktelikten ve dirlikten” geçiyor.. Ezanların susmaması, huzurun, güvenin, istikrarın payidar olması dileğiyle, Diyar-ı Bekirimize hoş geldiniz.. Ser seri ser çava hatin!…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez