KARARSIZLAR BİRİNCİ PARTİ…
Malum hal-I hazırda siyasetin ana rahminde doğum sancısı “seçim..” O seçimin doğumu, erken mi, zamanında mı “o” henüz net değil.. Ki sezaryanla mı olacağı da konuşulmuyor değil?.. Üçlü bir denklem.. Muhalefet ayrı, iktidar ayrı, “seçmen ise ayrı” bir mecrada, mevzuya etki yapıp, çıkar planı içerisinde… Zaman ne gösterir bilinmez, el mi yaman, bey mi yaman, maraba mı yaman göreceğiz!…
***
Olası bir seçimde, “sonuç” ne olabilir noktasındaki, “kerametler de” sıkça, kendini göstermeye başladı.. Araştırma şirketlerinin anketleri çarşaf çarşaf yayınlanıyor!… Sadece geçtiğimiz hafta, 4 ayrı anketin sonuçları kamuoyuna yansıdı.. Sonuçlara baktığımda, “uçuk” farklar dikkat çekmiyor değil. Özellikle, “nabza göre şerbet veren” anketler, kendilerini artık pazarlar hale geldiler.. Ki bu da, güven arızası yaratıyor..
***
Güvenirliği mevcutların içerisinde en yüksek olarak ifade edilen MetroPOLL’un son anketine bakıyorum!?. O da kuşku götürücü.. Ne iktidarı ve ne de muhalefeti pek net ortaya koyabilmiş görünmüyor.. Belki te sonuç bunu algılatıyor.. İktidar ve muhalefetteki dengesizliğe ışık tutuyor.. Şöyle ki, AK Parti ve CHP’deki “oy kaybı” ve “kararsız seçmenin” giderek çoğalması resmin kapsamını genişletiyor!…
***
Şirketin sahibi Özer Sencar’ın beyanına göre. Kararsız seçmen yüzde 9.1.. Bir de “protesto” edip oy vermeyeceğini söyleyen yüzde 10 kesim var.. Cevapsız kalan ise yüzde 51… Toplamda, yüzde 25’lerin üzerinde bir kitle, mevcut siyasi seyre tepkili, öfkeli ve protesto edici.. Konum itibariyle, birinci parti.. Yani en çok yüksek oya sahip AK Parti’yi bile geride bırakıyor…
***
Hal bu iken, Ak Parti oy oranı, “kararsızların” dağılımı yapılmadan önce, yüzde 26’larda.. En yakın parti CHP ise yüzde 17.1’de.. İyi Parti 11.3.. MHP’nin oy oranı da, yüzde 5’lerde görünüyor.. HDP’de 9.7’lerde seyrediyor.. Deva 2.2, Memleket 1,5, SP 1.1, diğer partiler 1.9…
***
Bu tabloda, AK Parti kadar CHP’nin de kayıplar yaşadığını görüyoruz.. MHP’nin yüksek orandaki “oy kaybının” domino misali AK Parti’yi de erittiğini açıkça ifade eden ankette, İyi Parti’nin mevcudiyet içerisinde, “oy oranını” sürekli yükselten parti olarak, öne çıkıyor.. Keza HDP’de konumunu koruyor?
***
Peki kararsızların “dağılımı” sonrasında, partilerin oy oranları nasıl oluyor?.. Sencar’a göre, tablo şöyle…
AK Parti yüzde 34.3
CHP yüzde 22.6
İyi Parti yüzde 14.9
HDP yüzde 12.8
MHP yüzde 6.6
***
24 Haziran 2018’deki Milletvekili seçim sonuçlarına baktığımızda!.. Partilerin aldığı oy oranı şöyle…
AK Parti yüzde 42.56
CHP yüzde 22.65
HDP yüzde 11.70
MHP yüzde 11.10
İyi Parti Yüzde 9.96
***
İki tablo, özellikle iktidarı hedefleyen partiler açısından “özeleştiri” aynasını hayli, kendilerine tutmaları gerektiğini, söylebelirim… Dün neydik, bugün nasıl olduk sorgulaması!...
***
SEÇİM BARAJI
Gündemde olan “seçim barajının” düşürülmesi halinde kaç olması gerekir!.. Yüzde 10 barajın “yüzde 7’lere” çekilmesi yönündeki tartışma malum, MHP Genel Başkanı Bahçeli, nokta koyarak “oran bizce tescillenmiştir” demişti.. Yani, yüzde 7… Bu oran ve PetroPOLL’un sonucuyla kıyaslandığında, MHP yine baraj altı kalıyor.. Ki barajın indirilmesi, diğer tipteki partilerin olası ittifakta, mevcut tabloda ciddi “dalgalanmalara da”yol açacağını unutmamak lazım.. Etki-tepki..
***
Bir başka ifadeyle, “seçim ittifakı” aslında, “seçim barajı” noktasında, artık bir anlam taşımadığı gibi, bilakis en yüksek oya sahip parti veya ittifak yapısı için, “kan kaybına” yol açmaktadır.. 2018’i hatırlarsak “Bir oy da HDP’ye” diye yürütülen kampanya, nelere kadir oldu..
***
Buarada, yüzde 10 barajını yüzde 7'ye indirerek, HDP'ye giden emanet oyların esas partilerine döneceği hesabı da yapılmıyor değil…
***
Her seçim bölgesinin 7 milletvekili çıkaracak şekilde düzenleneceği "daraltılmış bölge" ile birlikte yüzde 5 seçim barajı uygulaması halinde, AK Parti'nin daha fazla milletvekili çıkaracağı da tartışılmıyor değil.. Ancak MHP dar ve daraltılmış bölge sisteminde, baraj otomatik olarak yükseleceği için AK Parti ve CHP ile Doğu ve Güneydoğu'da baraj sorunu bulunmayan HDP'nin daha fazla milletvekili çıkaracağı gerekçesiyle karşı çıkıyordu.
***
İşte tüm bunlar şunu gösteriyor ki, “önümüzdeki” seçim partiler için de, ittifaklar için de “çok sorgulayıcı” yüksek hassasiyet ve tabi ki “güven tesis edici” istikrarlı bir politika ana ilke olması lazım.. Ki ancak sandıkta , kararsızların “kararlı” kılmak, öfkeli olanları “barışla” buluşturmak, cevapsız kalanları da cevaplı noktaya taşımakla,“söz sahibi” olarak çıkarıbilinir.. Yoksa, sandık hepsini gömer..
***
OKUR SORUSU!
Okurlarımın sıkça sorduğu bir soru var.. Hemen her yazımın, dibine iliştirilen bir not bu soru!… Kemal Bey “Millet İttifakı’nın” Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?. Ya da olmak istiyor mu? diye sorulan bir soru!…
***
Doğrusu!.. Mevcut hal-i duruma karşı, muhalefetteki parti liderlerinin “söylem ve eylemleri”, ittifakın “koşulları” sıkça telaffuz etme halleri.. Ve tabi ki, Kemal Bey’in “zihninin” bu noktada, pak olmayışı!…
***
Tüm bu etkenlerin ışığında kesin bir dille cevap vermek, yüzde yüz aday, ya da değil diyemiyorum!.. Diyorum ki, hele biraz daha bekleyelim!.. Malum muhalefetin kulislerinde ne deniliyor?. “Adayımızı şimdi açıklarsak yıpratırlar?”..
***
Tabi, CHP'lilerin büyük çoğunluğu da, Kılıçdaroğlu'nun aday olacağına inanıyor.. Ama velakin, kazanacağından emin değiller. İşte “bilinmez denkleme düşen Kemal Bey’in” adaylığı noktasındaki püf nokta burası!.. Ya “kazanamazsa!…”
***
KEMAL BEY’E HAYRANLAR!
İddia edilerek, deniliyor ki!.. Yeni nesil ya da yeni kuşak.. Ki Z kuşağı da diyoruz son dönemlerde!. İşte bu kuşaktan bazıları Kemal Bey’in “hal ve hareketlerini” çok ama çok beğeniyorlarmış!….
***
Doğru!.. Kemal Bey’in “el hareketlerini ağızdan dökülen küfürlü” sözcüklerini, beğenen var.. Ama bu yeni kuşağın bir bütününü kapsamıyor.. Sadece küçük bir zümresi var… Eee, ahalinin de muzdarip olduğu kesim de bu!.. Bizdeki ifadeyle, “tolazlar” bunlar!..
***
Çünkü bu tolazlarda, sevgi yok, merhamet yok, insani ve manevi bir duygu da yok.. Var olan bencillik.. Utanma, ar, duygusu yok!.. Öfke var, şiddet var, küfür ve hakaret var.. Dikte edicilik var!..
***
Eğer ki bu kesim Kemal Bey’i “beğenip seviyorsa?”.. Ve Kemal Bey de son dönemlerdeki “sokak jargonlu” eylem ve söylemleri icra ediyorsa, vay ki vay Atatürk’ün partisinin geldiği son hale…
***
GÜNÜN SÖZÜ
Gençleri harap eden beş şeydir: Şüpheler, şehvetler, yanlış arkadaşlar, boş vakitler, hedefsiz çevreler.